[1mk] ANAFİKİR_ köşe yazım - Bir milyon kalem

Bir milyon kalem

Blog yazarları topluluğu

30 Kasım 2010 Salı

[1mk] ANAFİKİR_ köşe yazım

Kıza senden bahsettim ya da oğlana…. Hım dedi içinden aklında başka biri var belli ama kaderci de seni de görmek istedi… "kısmet belki de kaderim o" dur diyor hüzünlü gözleri… Bir güzel anlattım o sormadan seni kalemlere döktük maddi varlığını önce ev, araba, mücevherat ve arsaları tamamladıktan sonra ne yazık ki maneviyata varabildik… Maneviyat… vardı sende o değil mi? Hani şu seccadenin altında gizlediğin, Camilerin şadırvanında yıkadığın, kocaman yaşlı kırışık tenlerin karşısında ötelediğin bir saygı duruşu gibi asil olan değerlerin… Çaresizlik karşısında biçare, Kararsızlık karşısında bir meçhule sürüklediğin kendin… Nasıl anlatılabilir… En iyi sıfat "5 vakit namazında bu çocuk" tümcesi midir? Ya da ahlakı, terbiyesi rayında mı? Namaz bir Müslümanın arınma biçimi ise hangi Müslüman bu yolda ahlakını temiz tutamaz ki? Mi? Neyse… Felsefe yapmak değil niyetim… Ona senden bahsettim işte… Sen bile bilmediğin şeylerin farkına varacaksın bahsettiklerimi görünce(!)
Ne çok istiyorum senin mutlu olmanı… Bazen kendimden bile çok… Hep iyi insanlarla karşılaşmanı, güneşlere doğmanı, bulutlarla ıslanmanı ve tüm bu serzenişlerinde dört mevsimin… Islandığında dostluğumla ısınıp, doğduğun güneşlerinde gün' üne eş olmayı…
Klişe sorular dolaşıyor küçük kutucuklarla kafamın üstünde. "En çok hangi müziklerden hoşlanırsın?", "Hangi takımı tutuyorsun?" , " Boş zamanlarında ne yapmayı seversin?" , " Görüştüğün dostların var mı, arkadaşların?", " Gözünün rengi ne ki senin?", " Ya boyun kaç?" , " Yaş sorulmaz ama maaş?" Ya da tam tersi geyik muhabbetine yol almış ceylan çırpınışları… Bir tarifi olmalı yaşanılanların… Bir tasviri… Ve en önemlisi bir sebebi?
Midemde iğrenç bir solucan var… Sürekli pislik yapıyor. Toprak sanmış vücudu eşeledikçe eşeliyor…
Danaburnu: çocukken ismini duyup da güldüğüm fide düşmanı bir böcek… O da toprak altında yaşıyor. Toprağa büyük bir emekle ekilen fidelerin burna benzetilen ağzıyla Yaşam'a bağlanan yerlerinden –köklerinden- ayırıyor… Yeşil çamın Erol TAŞ' ı, Nuri Alço'su gibi… İki sevgiliyi ayırıyor işte.. Bir fidan biri su…
Aşk sanırım midedeki danaburnu… Bir flört evresinde ilk günlerdeki heyecana temsil aynı zamanda… Kemiriyor içinizde bir şeyleri. Bir yerde mantığı ısırıyor, öncelikleri, istekleri dişliyor, talepleri, arzuları kemiriyor..vs. Her birine kocaman acısız törpüler vuruyor. Acıları o törpülerin yokluğunda ortaya çıkıyor. İçinizde belki de büyütmeyi düşündüğünüz bir fide bir türlü büyüyemiyor.
Şimdi şöyle baktığında yukarıya, üstteki 6 paragrafa ne çıkarabiliyorsun? Yılmaz ERDOĞAN kafasını uzatsa bu yazının bir yerinden de hazır uzun zamandır Ç.G.H.bunlar'da çıkamazken sahneye, yer tutsa bu yazımdan kendine ve sorsa: " Bu yazının ana fikri nedir?" diye : ) Cevap verebilir misiniz? Peki cevap konusunda sizlere yardımcı olmak adına daha önce sınav temalı yazımızın finalini tekerrür edelim. Şıkları veriyorum: Sizce YazaN'ın fikri ne?
a) Her insanın hayatta muhakkak yaşayacağı/yaşadığı flört evrelerini ti'ye alan gözlemci bir yazı yazma çabasında.
b) Bence yazan'ın kafası karışık yine…. Ahhh Öznurrr…Are you good? : )
c) 6 paragraf yazarak 6 Aralık'taki doğumgününe çağrışım yapıyor : )
d) Danaburnu bir ilişki geçmişine mi haiz acaba?
e) Toplumun yozlaşan davranışlarının altını çizerek uyandırma servisi görevini üstleniyor;)

kelime yığıcısı



--
11/30/2010 12:28:00 PM tarihinde Kelime Yığıcısı tarafından 1mk adresine gönderildi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen düşüncelerinizle katkıda bulunun.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Sayfalar