Banner

MİCHAEL JOSEPH JACKSON


bazıları bu dünyaya yıldız olmak için gelir..ve yıldız olarak aramızdan ayrılmak zorunda kalırlar..
o zenci adam; fabrika işçisi bir babanın 8'inci çocuğuydu..dışarıdan bakıldığında sıradan olan ama keşfedilince dünyayı sarsacak yetenekleri vardı..siyah beyaz ayrımı değildi aslında onunkisi..o kullandığı ilaçların etkisiyle beyazlarken, dünya onun zenciliğinden utandığını konuşuyordu..durum böyle değildi elbet ,olamazdı da zaten çünkü ne zenci oluşu ne de estetik düzeltmelere yönelişi, yürek okşayan sesini ortadan kaldıramamıştı..yıllar sonra çocuk tacizcisi olarak da anılacaktı..hatta kendi çocuğunu balkondan sarkıtışları olay yaratacaktı..ama göründüğü gibi değildi hiç bir şey o çocukları çok seven ve kendi bebeğini dünya basınına göstermek isteyen bir babaydı sadece..eşcinsel oluşunu hiç dile getirmese bile o da çok iyi biliyordu gerçeği..çocukluğunda kardeşlerinin kurduğu "The Jackson 5" grubunun en yetenekli solisti olmasından dünya starı olana kadar çizgisinden asla taviz vermek istemese bile çarpıtılan çoğu haberin içindeydi..ve joseph son yıllarını bu yüzden kırgın yaşadı..onun kaderi 1968 yılında başlamıştı..Apollo tiyatrosunda aldığı birincilik aslında ilk parlayışı olsada yıllar sonra gelecek olan unutulmuşluğun ilk adımı oluyordu belki de..o gün Berry Gordy'nin ilgisini çekmesiyle başlıyordu her şey..yani o gün aslında bir michael Jackson doğuyordu..
kardeşlerininde içinde bulunduğu grup; sırasıyla "I Want You Back", "ABC", "The Love You Save", "I'll Be There" adlarında sıngle'lar çıkarıp parlak bir yolda ilerliyordu..o grubun içindeki küçük yetenek, yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyordu..aynı zamanda içinde bulunduğu müziği danslarıyla harmanlayan bir genç doğuyordu aslında..bir süre sonra kardeşlerinden ayrılacak ve solo albüm çıkaracaktı bu joseph'in gerçek anlamda ilk parlayışı olacaktı..
1979 yılında o artık ilk solo albümü "Off The Wall" ı sevenlerine duyurmuştu..ve bu başlangıç büyük yankı uyandırdı..zenci genç dünyayı sallamayı başarmıştı..bundan sonrası önemli ödüllerin önünün açılması demekti..ve 1980 yılında, American Music Awards tarafından 3 dalda ödüle layık görülen albüm (En İyi Soul/R&B Albümü - Off The Wall, En İyi Soul/R&B Erkek Şarkıcı, En İyi Soul/R&B Single - Don't Stop 'Til Get You Enough), birçok liste başarı ödülünün de sahibi oldu..şubat ay'ı ise ona grammy ödülünü kazandıracak ay olacaktı..joseph; dısco ve funky tarzının harmanlanmasıyla kendine özgü bir müzik oluşturacaktı, işte bu oluşum onun miheng taşı olacaktı.. ve joseph artık önüne geçilemeyecek bir üne kavuşacaktı..o artık Elizabeth Taylor'un "pop idölü"ydü..
1982 yılına gelindiğinde ise efsaneleşmesini sağlayacağı "Thriller"albümünü piyasaya sürdü..sıngle halinde birbirini takip eden bu eser "Wanna Be 'Startin", "Billie Jean", "Beat It" adlı şarkıları da içerisinde barındırmasıyla dünya tarihinde en fazla satış patlaması yaratan albüm oldu..ve albümün içerisindeki hit parçalara çekilen klipler de büyük yankı uyandırdı..o zenci adam; artık tam anlamıyla bir michael Jackson olmayı başarmıştı..
tarihe geçecek "ayak kaydırma" hareketi de kardeşleriyle birlikte katıldığı Motown'ın 25.kuruluş yıldönümünde Billie Jean'i seslendirmesiyle ortaya çıkacaktı ve tarihe "moonwalk" olarak geçecekti..1985 yılı ise onun için Beyaz Saray'a davet edilmek demekti.."Beat It" adlı şarkısı alkollü araba kullanmaya karşı ve bir takım karşı hareketler içinde kullanılmasından sonra o dönemin devlet başkanı tarafından davet edilmesiyle olacaktı..insanları çok sevişi onu dünyaya karşı yardım için şefklendirecekti..ve doğu Afrika ilk uğrak yeriydi.."We Are The World" en çok satış rekoru kıran albüm olacaktı..kazanılan tüm gelir "USA For Africa" kapsamında oraya bağışlanacaktı..bu ayrıca mıcheal'ın grammy ödülü almasını da sağlayacaktı..
1987 yılında ise "bad"albümüyle Michael Jackson yine sevenleriyle buluşmuştu..ve bu çıkışı takip eden günlerde 123 konser vererek yine büyük bir başarıya imzasını atmıştı.."bad"aynı zamanda Michael'ın hayranlarını şaşırtması anlamınada geliyordu çünkü yüzünde ve ten rengindeki belirgin değişikler dikkat çekiciydi.. ilk dedikodular böylelikle başlamış olacaktı..o açıklamasını her zaman ki, kibarlığıyla yapmıştı bile yüzündeki estetiklerin nedenlerini de belirterek..ama beyazlatma kendi tercihi değildi..çünkü söylenenlerin aksine zenciliğinden hiç utanmamıştı..
"Moonwalker"adlı müzik filmde 1988 yılında sevenleriyle buluşacaktı..yani kısacası Michael kazandığı her başarıyla zencilerin sesini dünyaya duyurmuş olacaktı..işte bu başarılardan sonra ünlü olmanın verdiği paparazi ve dedikodu baskılarından bulanarak bu filmden elde ettiği geliride alıp Neverland çiftliğini satın aldı..işte bundan sonra başladı her şey.. çiftliğine kurduğu hayvanat bahçesi ve lunapark, çocukları mutlu etmek için her türlü fedakarlığı yapacak adamın minik insanları eğlendireceği parkuru olmuştu..fakat böyle olmadı, onun bu hassasiyeti kısa zamanda, vurucu dedikoduların ilk basamağı olacaktı..o çocukları taciz ediyor gerekçesiyle yargılanacaktı..yeni albümleri piyasaya çıkarken 1992 yılında sosyal sorumluluk çerçevesinde, hümanist projelere imza atmaya devam etti ve "Heal the World Foundation" adı altında bir fon kurdu. Fonun amacı, çocukların daha iyi ve eşit yaşam koşullarına sahip şekilde büyümesini, yaşadıkları topluma faydalı hale gelmesini sağlamaktı..yani çocuklar onun en hassas noktasıydı..bu yüzden onların huzuru için uğraştı..kuruluşunda katkı sağladığı Santa Ynez ne yazık ki güzel bir başlangıç değil kötü bir dönüm noktası olacaktı..çünkü buradaki yardıma muhtaç çocukları eğlendirmek için çiftliğine davet edecekti..
fakat...
1993 yılında "yaşayan efsane "ödülünü almışken,beklenmedik bir haberle derinden sarsılacaktı..çocuklardan biri onun tacizci olduğunu kamu oyuna yansıtacak hakkında dava açılmasına sebebiyet verecekti..para cezasına çarptırılan Michael bir süre toparlanamadı..çünkü suçlamalar çok ağırdı..ve neredeyse tüm müzik gelirini çocuklara adamıştı..1995 yılı onun için yaşadığı olayların sonrasında bir miktarda olsa iyi geçecekti.. Elvis Presley'in kızı olan Lisa Marie Presley ile hayatını birleştirecekti..bu evlilik 19 ay sürecek bu kez de eşcinsel olduğuna ilişkin iddiaları gündeme bomba gibi düşecekti..fakat olacakları tahmin ettiğinden o eşcinsel olduğunu asla dile getirmeyecekti..albümler ödüller derken 2003 -2006 ylında benzer istismarla yeniden adı anılmaya başlayacaktı..ve çocuklarını görme izninin sınırlandırmasından çiftliğinin satılmasına kadar yaşadığı çoğu tatsız olay 2006 yılında gerçekleşti..ve 2007 ylında uzun bir zamandan sonra tekrar, aldığı "yaşayan efsane" ödülüyle hayranlarının karşısındaydı..bu belki de onun son görüntüleriydi..
michael Jackson; doktoru tarafından öldürüldüğü 25 Haziran 2009 tarihinde aramızdan ayrıldı..geride bir çok ödül ve çocuklara olan sevgisini bırakarak çıkıp gitti yaşantımızdan..artık onun için tacizci denemeyecek zenciliğinden utanıyor gibi ithamlarda da bulunulamayacaktı..aslında bir tarih yok olmuştu..sadece bir doktorun ellerinde ölüme terkedilmişti..rapora ölüm nedeni "cinayet" olarak iliştirildi..dev sanatçı "yaşayan efsane"artık yoktu..

Yorum Gönder

0 Yorumlar