Vuslat başka bahara - Bir milyon kalem

Bir milyon kalem

Blog yazarları topluluğu

25 Kasım 2011 Cuma

Vuslat başka bahara

Uzun uzun anlatıp canınızı sıkmayacağım.
Ne dikkat çekici bir giriş cümlesi değil mi?..
Bizim halkımız dikkat çekici ne varsa ya üstüne gidiyor, ya da tırsıp geri çekiliyor.

Sonra işte o en sinir bozucu an! Midede kendini gösteren ukdeler,boğazda bir yutkunamama hali.
Hali hazırda ya keşke gitseydim,yapsaydım,dokunsaydım,okusaydım…
Hep sonu gelmeyen -dim’li,- dım’lı ekler; geçmiş zamanı ve pişmanlıkları anlatan…
Neden bilmiyorum ama meraklı bir toplum olduğumuzu kabul edemiyoruz.
Biz bu konuda gruplaşabiliriz evet!
Merak edilmesi gerekenleri merak edenler,
Merak edilmesi gerekmeyenleri ısrarla merak edenler…


Şimdi utanmadan söylüyorum ben ısrarla merak edenlerdenim...
Doğuş’un çıplak fotoğrafına baktıktan sonra bununla yetinmeyip saksısız olanı da var mı diye çok araştırdım. Adamın pazılarını görmüştük ama penisini daha önce görenimiz olmamıştı. Yani atalarımızın söylediği gibi fazla merakın aşık usandırdığı falan yok.
Çoğu insan bıkmadan usanmadan Doğuş’un penisinin derdine düşmüş olabilir. Bunun aksini iddia etmemiz için kenarda kıyıda kalmış, çer çöp bir delilimizin olması gerekir ki o da ne yazık ki yok!..
Tam bir duygu karmaşasına döndü bu yazı.


Az biraz soluk almak lazım.

Bu yazı da meraktan bahsetmeye çalışmışken ülkenin gündemine hiç dokunmayacağım. Çünkü basın gözümüzün içini yara yara bir halta yaramaz hükümetin yaptıklarını günde üç öğün kulaklarımıza kotarıyor zaten.
Zaten öyle alışkınız ki, duygulu spikerlerin çocukları ve insanları önemser gibi yapmalarına…
Deniz otobüsü maceramızı da unutmadık Fakat bu olayla ilgili duygulu cümleleri bir kenara bırakın,  ertesi gün konuyla ilişkin ayrıntılı bir haber bulma gibi bir şansımız dahi yoktu.

Sezon indirimlerinden bahsede dursun haber ajansları…
Van’da donarak ölen çocukları hatırlamadılar bile…
Çadırda yanarak hayatını kaybeden o üç çocuk olmasaydı Wan ‘ın çocukları hiçbir haberle geçmeyecekti manşetlere…

Kaç tır dolusu yardımlar yapıldı bunu saymakla ve bununla övünmekle meşgul iken kayda değer eşyaların yağmalandığının bile farkına varamadık. Çünkü önemli olan Van’a ne kadar yardım gittiğiydi. Herkes en yardımsever olmanın derdindeydi. Ve ne yazık ki hesap kitaplarla meşgul iken, insanlık konusunda yine sınıfta kaldık.
Tüm bunlar olurken gönül isterdi ki,
Ayşe Kulin’in yazdığı ilk eşcinsel içerikli kitabı ayrımcılık içinde eline yüzüne bulaştırması gibi yaşamayalım insanlığımızı,
Lakin olmadı.

Sayfalar