[1mk] Bir Röpartajın Düşündürdükleri - Bir milyon kalem

Bir milyon kalem

Blog yazarları topluluğu

15 Aralık 2010 Çarşamba

[1mk] Bir Röpartajın Düşündürdükleri

Bir televizyon kanalının ana haberinin yapmış olduğu bir röportajı seyrederken yok artık bu kadar da olmaz dedim.

Röportajdaki insanlar kendinden utandı mı bilmiyorum. Ama ben seyrederken kendimden utandım.

Onlar sustu benim yüzüm kızardı.

Bu kadar da olmaz dedim. Yuh olsun hem de duble yuh.

Muhabir eline almış bir mikrofon ve çıkmış Taksimin meydanına soruyor.

Şu an ki Cumhurbaşkanı kim? % 70 cevap yok.

Bundan önceki kim? %  99 cevap yok.

Peki ilk cumhurbaşkanı kim. % 100 cevap yok.

Ama en ilginç suskunluk yaşayan iki kişi var dı ki, işte onlar benim yüzümü pancar gibi kızarttı ve utandım.

İki tane atama bekleyen öğretmen adayının hiçbir cumhurbaşkanının ismini bilmemesi ve ilk Cumhurbaşkanının kim olduğunu dahi bilmemesi yazıkların da ötesinde bir şey.

Ya insan şimdiye kadar Cumhurbaşkanı olan insanların isimlerini sırayla sayamayabilir. Ama ilk Cumhurbaşkanı kim onu nasıl bilemez. İlkokul 3. Sınıfta öğretilmeye başlanıyor okul hayatının boyunca her ders kitaplarında hatırlatılıyor.

Hele birde öğretmen olmuşsun ve devletin atamasını bekliyorsun. Bekleme kardeşim git kendine yüksek bir yer bul aşağıya at.

İyi ki atamanız yapılmamış ve bundan sonrada yapılmaz. Sizin öğrenci yetiştirme ehliyetiniz bence olmamalı ve bundan sonra da asla verilmemeli.

12 Eylül Askeri darbesinin amacına ulaştığını zaten biliyordum ama bunları görünce daha bir emin oldum. 12 Eylül a-politik bir gençlik ve nesil yetiştireceğim diye yola çıktı ve ceremesini fazlasıyla aldığını 30 lu yaşlarda olan insanları görünce ve ne kadar başarılı olduğunu görmemek için sanırım kör olmak lazım.

12 Eylülün ölen generalleri rahat uyuyun görevinizi fazlasıyla yaptığınızı herkes görüyor. Ve sağ olan generaller siz de rahat bir şekilde ölebilirsiniz. 12 Eylülden sonra yetişen gençlik cenazenizi kaldırmak için sırada bekliyorlar. Tıpkı Kenan Evren'i ODTÜ de ayakta alkışladıkları gibi.

NOT : Muhabirin sorduğu soruya iki kişi doğru cevap verdi. Biri Taksim meydanında ki temizlik işçisiydi. Diğeri de işçi olduğu her halinden belli olan bir vatandaştı. Televizyon kanalıda bu iki kişinin bilmesine o kadar çok sevindi ki, en az bir dakika alkış efekti koydu.



--
12/15/2010 02:48:00 PM tarihinde ümit kentsoylu tarafından 1mk adresine gönderildi

4 yorum:

  1. :((( bilgisiz sürü gibi güdülen bir toplum haline geliyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Bence geliyoruz değil de geldik gibi!

    YanıtlaSil
  3. Şimdi geriye doğru dönüp baktığımda acaba diyorum...
    Acaba 12 eylülü hazırlayan şartlar ve bizzat militarist darbenin özünde insanı kimliliksiz ve de kişliksiz bir kalıba sokmak bu kadar kolaymıymış..
    Ya biz, bizim yaşadıklarımız.İşkenceler,ölen parçalarımız,aşağılanma,zulüm...Ve ölüm...Bizimle yatıp kalkan kantinde çay içen,bizimle servis otobüsüne binen,anfide derse giren,Sıhhiye'de,Kızılay'da,Ulus'ta,Tandoğan'da ve daha birçok yerde miting yapan ve bizden hiç ayrılamayan ölüm.. ölümün o aşina yüzü...Ve İşkenceler...Burun,kaburga,el içi kemiği kırıklarıyla...Ve hücrede soğuk taşlar üzerinde,kaç gün olduğunu bile bilmeden, kan-revan içinde yatan bizler...Boşuna mı direndik...Boşuna mı göz pınarlarımızda kan kurudu...Yazık hem de çok yazık..Belki de bu kimliksiz ve kişiliksiz yaratıklar bedel ödemeden adam sayıldılar da ondan bu kadar işpotra malı oldular...
    12 eylülün ''kudretli''(!) generalleri hiç sevinmesinler.Asla yüreğimizi teslim alamadılar...asla..Onları önce biz vicdanımızda mahkum ettik ...
    ......
    Onuru için ölüme gülümseyen dostlara bin selam olsun...

    YanıtlaSil
  4. Badeliçocuk

    Bir insanı kimliksiz ve kişiliksizleştirmek elbette kolay değil. Ama şu da bir gerçek ki, 12 Eylül den önceki gençlerin çoğu şimdinin sınıf atlayıp atlamakla da kalmayıp eski inançlarına karşı mücadele veriyorlarsa yaptıkları maceradan öte bir şey değilmiş.
    Bunların yetiştireceği çocuklarda ne yazık ki işte böyle dünyadan bi haber olup yaşamaya devam ederler.

    Yorum ile yaptığın katkı için teşekkürler.

    YanıtlaSil

Lütfen düşüncelerinizle katkıda bulunun.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Sayfalar