DEVRİMİN ÖNCÜSÜ - Bir milyon kalem

Bir milyon kalem

Blog yazarları topluluğu

5 Haziran 2010 Cumartesi

DEVRİMİN ÖNCÜSÜ




alnındaki izleri hatırlıyorum..yorgunluğun iz sürdüğü bakışlarını..bir doğum sancısı gibi çektiğin acılar geliyor aklıma..yürüyüşündeki ritmik adımların..ülke perişandı o yıllarda..bir kavganın ardından, yuvası yıkılan kuşlara dönmüştük..

duvarlara duygularımızı karalayıp kaçarken, düşmüştün sen..yakalanacağımızdan değil de özgürlüğümüzün yok olacağından korkmuştum..
evlerde ışıklar akşam dokuz dedimi sönerdi..sanki herkes uyumaya zorlanır gibi..gizli gizli buluştuğumuz evler olurdu..özgürlüğün durakları yani..yaptırımsal bakışlarla birbirimize bakarken isimlerimizi unutmuştuk..
sensizliğin nasıl birşey olduğunu birbirimize sorarken 12 mart darbesinin ilk günleri gelmişti aklımıza sen Yusuf Aslan ile Sivas'a giderken motorsikletleriniz bozulmuştu..sizin ihbarınızı vermişlerdi polislere sonra bir çatışma çıkmıştı..işte o zaman Yusufla ayrılmıştı yollarınız o kaçmayı başarmıştı, sen ise (hiç unutmuyorum) 16 mart 1971 yılı Sivas'ın Gemerek ilçesinde yakalanmıştın..ilk Kayseri'ye götürülmüştün oradan Ankara'ya.. orada içişleri bakanı Haldun Menteşeoğlu dalga geçmiş seninle..biz bunu sonradan duyduk..sen başını hep dik tutmaya çalışmışsın (gerçi başımızı yere eğdirecek birşey de yapmamıştık,ülkemizi sevmekten başka) dipdiri görünmeye çalışmışsın..ayakta duracak gücün kalmamışken bile yorgunluğunu belli etmemeye..seninle alay eden o adama dönüp beğenemedin mi? ben Türkiye Halk Kuruluşunun savaşçısıyım demişsin..nereye gidiyordun diye sormuş sana,sen devrime diye yanıtlamışsın..
devrime giderken Sivastan mı geçilir demiş..sen;Türkiye’de bir tek ordu vardır, o da Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusudur,onun için Demirel ve senin gibiler hemen istifayı bastınız demişsin..sonra sürükleyerek çıkarmışlar seni odadan..
sonra;sonrası işte..arkadaşlarımızla birlikte idam cezasına çarptırıldığında tek birşey istemişsin..1969 yılında öldürülen Taylan Özgür'ün yanına gömülmek ama olmamış.. 6 mayıs 1972 yılında idam edip seni, tüm cümlelerini de silip süpürmüşler yeryüzünden..




işte şimdi biz bu evlerdeyken ve hala ışıklar saat dokuz'da sönmek zorundayken, devrimin öncüsüydün sen..



p.s: bu makale "Deniz Gezmiş"in anısına kaleme alınmıştır..

Sayfalar