Mizah dergisi Penguen'in son sayısındaki karikatürü ve 'Allah yok, din yalan' ifadesi büyük tepki gördü. Dergiye tepkiler çığ gibi büyürken, birçok kişi derginin dine hakaret ettiği görüşünde. Haftalık mizah dergisi Penguen’in geçen haftaki sayısında yer alan bir karikatür ortalığı karıştırdı. Sosyal paylaşım sitelerinde karikatüre tepkiler çığ gibi büyüyor. Tepki çeken karikatürde namaz kılan cemaatten biri cep telefonu aracılığıyla Tanrı’yla konuşurken resmediliyor, caminin duvarında ‘Allah yok, din yalan’ yazısı dikkat çekerken caminin prezervatif şeklindeki avizelerine de tepki gördü.
Penguen’in 10 Şubat tarihli sayısında yer alan karikatürde, namaz kılan cemaatten biri “Tanrım acaba ben son rekâtı kılmasam olur mu? İşim var da.. Çok teşekkür ederim tanrım! İyi günler…” diyor.
"ALLAH YOK, DİN YALAN"
Konuşmanın yer aldığı karikatürde, camiye benzetilen mekânın duvarındaki süsleme içine gizlenmiş metin ise şöyle; “Allah yok, din yalan.”
PREZERVATİF ŞEKLİNDE AVİZE
Penguen'in Facebook sayfasında saat 12.18'de yapılan açıklama şöyle:
Önce birkaç yanlış anlamayı düzeltelim:
Tepki gören karikatür kapak karikatürü değildir. Çizer kendi köşesinde yayınlamıştır. Sadece kapağı Penguen Dergisinin ortak görüşünü yansıtır. Köşelerdeki karikatürler çizerlerin şahsi fikirleridir.
Çizimde prezervatife benzetme yoktur, gerçekten de böyle avizeler vardır. Mizah dergiciliğinin geleneğinde yazarlara çizerlere karışılmaz, herkes köşesinde istediğini yazıp çizmekte özgürdür. Tek bir karikatürü severiz sevmeyiz ama genel olarak bu özgürlük alanını korumak önemli. Eleştirilere de saygı gösteriyoruz. Karikatüre gelen tepkilerden dolayı üzgünüz. Saygısızlık olarak görenlerden özür dileriz.
Sosyal medyada karikatür protesto edilirken, “Din düşmanlığını mizah diye yansıtan rezalet” ifadeleri kullanıldı. Ayrıca çizilen karikatürde caminin avizelerinin de prezervatif şeklinde verilmesi tepki çekti.
DİNE HAKARETE EDİLDİ
Özellikle Twitter'da karikatürle ilgili binlerce yorum yayınlandı. Yorumlar Penguen'in dine hakaret ettiğini ve tepki gösterilmesi gerektiğini içerirken, karikatürün hakaret olmadığını söyleyen az sayıda kişi de vardı.
Yapılan yorumlardan bazıları şöyle:
“Penguen dergisine şaşırmadım değil. Kendileri için büyük talihsizlik...”
“Penguen Dergisinin "Allah yok" "Din yalan" yazıları ile Caminin ampullerini prezervatif şekli verdiği iğrenç karikatürüne tepkisiz kalma!!”
“Penguen bu sefer güldürmedi.”
'HAKARET DEĞİL'
Bazı okurlar ise karikatürde bir hakaret bulunmadığını savundu; “Allah yok, din yalan demek ne zamandan beri saygısızlık-hakaret olmuş. Kötü espri dışında Penguen in karikatürde bir problem yok.”
--------------------------------------------------------------
Şimdi düşünüyorum bunu niye yaparlar, aklıma bir tek şey geliyor ilk olarak. Müslümanları kızdırıp, sokaklara döküp, protesto ederken ortalığı yakıp yıkmalarını sağlayarak barbarlıkla suçlayabilmek için olsa gerek diyorum. Bu duruma başka bir yorum ve fikir bulamıyorum. Çünkü şimdiye kadar hep böyle yaparak hele de İslam dinini ve onun hakikatlerini iyi öğrenmeyip kulaktan dolma bir şekilde yalan yanlış şekilde yaşamaya çalışan Müslüman halkları kışkırtarak amaçlarına ulaştıklarını ve sonra da demokrasi ve özgürlük götürme ve getirme vaatlerinin arkasına sığınarak sömürdüklerini düşününce, bunları daha bir anlamlı buluyorum.
Bir başka yönden bakacak olursak, Ebu cehil ve Ebu Lehepler velhasıl Tağutlar her zaman olacaktır, iyiyle kötünün mücadelesi de devam edecek. Bu konuda da çok şey söylenip yazılabilir. İşin özü iyiyle kötünün, hak ile batılın mücadelesi devam ediyor.
« De ki: Ey kâfirler, ben sizin tapmakta olduğunuz putlara tapmam. Siz de benim mabuduma tapanlardan değilsiniz. Ve ben sizin taptıklarınıza asla tapıcı olmadım. Siz de benim mabuduma tapıcılardan değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana. »
Yukarda mealini verdiğimiz Kafirun Suresini tekrar tekrar okumak lazım, bu durumu anlamak için. Ancak bizler öncelikle dinimizi çok iyi yaşayıp, diğer insanlara anlatmalıyız. Bir kıssa var 20 kurusa İslam’ı satmak adında. Olay şöyle cereyan etmiş. Yahudi’nin biri imamı deneyip yanlış hareketinde yine İslam’a zarar vermek ve kötülemek için 20 kuruş düşürmeye karar vermiş. Cemaat çıktıktan sonra sadece imamın kaldığını görünce halının üzerine atmış parayı. İmam da parayı bulup hemen düşüren adamı gördüğü için kendisine takdim etmiş. Sonra da Yahudi durumu izah etmiş ve kendisini denediğini söylemiş imama. Durumu öğrenen imam 20 kuruş değil mi diye küçümsemeden sahibine verip 20 kuruşa dinini küçük düşürmediğine sevinmenin yanında, Müslüman’ca davranış göstermenin sevincini yaşamıştır.
20 kurusa İslam’ı satmadan, yaşantımızla örnek olarak, İslam’ın harikalığını yaşayarak göstermek çok önemli. Elbette tepki ve gerekli itiraz kırıp dökmeden Müslüman’a yakışır şekilde yapılmalı. Onların ekmeklerine yağ sürmeden Müslüman’a yakışır bir şekilde protesto etmeliyiz. Bunu yaparken kırıp dökersek, yakıp yıkarsak, bizde onların ilahlarına söversek, hakaret edersek savunumuzun hiç bir kıymeti kalmaz.
Hak ararken hak gasp edersek, masum halkın evini, arabasını, dükkânını yakarsak; vurursak kırarsak buna hak arama denmez. Hak gasp etme ve terör estirme denir. Bu Müslüman’ın işi olamaz. Bize sövene bizde söversek, bizim değerlerimize sövenlere bizde söversek onlardan ne farkımız kalır. Hele de; dine sövmeyi, kutsala sövmeyi ve hakaret etmeyi protesto ederken, onların durumuna düşmeyi kendimize de reva görürsek oyuna gelmiş ve onların durumuna düşmüş oluruz. Birde onların dini inançları Musevilik ve Hıristiyanlık gibi bizim inancımızın da birer parçasıysa, onları kızıp hakarete kalkarsak kendi kutsalımıza ve kendi inancımıza hakaret etmiş oluruz. Bunu da çok iyi bilmeliyiz.
Evet; protesto da, bir hak aramadır. Bu davranışı protesto edelim. Dini inanç ve kutsallara hakareti eleştirelim. Gerekli hukuki mücadeleyi yapalım. Bunu yaparken oyuna gelmeden, onların durumuna düşmeden, önce kutsalımızı ve inancımızı yaşayıp örnek bir hayatla kendimiz yaşayalım. Kendimizin sahip çıkıp yaşamadığımız inanç ve kutsalımıza başkalarından saygı beklemek abes olur herhalde. Dediğim gibi önce kendimiz sahip çıkıp, yaşamalıyız dinimizi. Bunun içinde öncelikle onu çok iyi öğrenmeliyiz. Bilmediğimiz bir hayat tarzını, bilmediğimiz bir inanç sistemini yaşamamız söz konusu olamaz.
Feyzullah kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey
22 Yorumlar
Bizim dinsize de, başka dine inanan herkese de saygımız var. O saygıyı birde onlardan görsek, ama malesef bunu hiç göremedik. Gördüğümüzse hep baskı, hep engelleme, hep hakarettir.
Sizce tutarsızlık ve baskı hangisi? Bunun Avrupa da yapılandan ne farkı var?
Özgürlükler sınırsız değildir! Benim özgürlük sınırımın başladığı yerde sizinki, sizinkinin başladığı yerde de benimki biter. Bu acıdan bakıldığında da beğenirsiniz beğenmezsiniz baskasının kutsalına "mizah" adı altında saygısızlık yapamazsınız! Bunun adı Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktir.
Not: Emin olun o malum derginin traji artacaktır bu olaydan sonra. Bunun yorumunu da siz yapın artık!
Elbette eleştiriye eleştiri yapılır.Ama eğer siz "Kutsala dil uzatılmaz" cümlesi kurarak başlarsanız eleştiriye o zaman bu eleştiri olmaz ki.Zaten tüm yolları kapatmış olursunuz.Oysa , kutsal saydığınız şey karşı taraf için kutsal kabul edilmiyor ki.Yani asgari müşterek bu durumda karşılıklı saygı olabilir.
İki karikatürün karşılaştırılmasına gelince : Yapmayın Allahaşkına , bahadır Baruter'in çizimi ile Danimarka'da yayınlanan arasında en ufak yakınlık yok.Danimarka'daki çizim doğrudan bir dinin kurucusuna Terörist yorumunda bulunuyordu.Buna artık , eleştiri falan denemez.
Oysa Bahadır Baruter'in yazısı ile çizimlerini ister birlikte ister ayrı ayrı ele alın hiçbir biçimde , Dine yada Kutsala yönelik bir saldırı yada hakaret göremiyorum.Bakın o sütundaki yazı , bahadır Baruter'in görüşlerinin yazıya dökülmesidir."Din kötüdür;Din yada Allah teröristtir" yazmıyor ki o sütunda.-Din, Allah yoktur açık beyandır sadece.
Çizim ve konuşma balonuna gelince:Önceki yorumum yayınlanmış olsa idi yazarımız tarafından , o çizim ve konuşma balonundaki konuşmalar hakkındaki görüşlerimi de okumuş olurdunuz.O yazının da aslında bana göre hakaret içermediğini düşünüyorum.elinizdeki metin yada çizimi nasıl okumak istediğiniz ile ilgilidir yorumlarımız da.
Benim inancımın burada hiçbir anlamı yok lütfen bunu da unutmayın yorumlarken yazdıklarımı.Bunun hiçbir anlamı ve önemi yok.
Öz eleştiri yapmamızın vakti geldi artık.
Bu karikatür ilk değil,şayet duvarda malum yazı yazmasa saf tutan tipsizlerin ve adamın [haşa] Tanrı ile konuşmasına kaç kişi tepki gösterecekti.Bu karikatürler her sayılarında var nerdeyse ve diğerlerinde duvara Allah yok din yalan yazmasalarda daha da beter çizimleri var.
Müslüman uyanık olmalı,Erkan Şen'in dediği gibi satışları belki artacaktır bu derginin buda toplumsal bir şuursuzluğun açık ve net ispatıdır.
Sadece müslümanım demenin yetmediği bir zamanda yaşarken,müslüman mahallesinde salyagoz satıyor dediğimiz adamlar o kadar uyanıklar ki biz müslümanlara o salyangozları kendi paramızla yediriyorlar bile.
Din Allah'ın dini ve onu bizden daha iyi bir şekilde koruyacak olan yine Allah'tır.Biz dinimize saldırıyorlar derken kaçımız dinin gerektirdiğini ifa ediyoruz ki?
Günde kaç vakit alnımız secdede?..
Lütfen şu kısmı bir daha okuyun ve yeniden yorumlayın! O zaman bir başkasının "kutsalı" hakkında karşılıklı saygının ne gerektirdiğini daha iyi anlarsınız.
Danimarka'daki karikatürleri örnek vermememin sebebi de yine sizin (Avram Usta) bir cinayet ile konuyu ilişkilendirmeniz. Hem de hiç yeri yokken.
Farkındaysanız ben de karikatür ile ilgili hiç bir yorum yapmadım. Eğer yapmak gerekirse de o iş öyle basitçe geçiştirilebilecek kadar "saf" değil. Namaz, beğenin ya da beğenmeyin, İslam dinin temeli diye anılan konulardan biridir. Bu şekilde yorumlanamaz!..
İnanç denilen olgu -bunun illa bir din olması gerekmez- kişinin benliğinde özümsediği ve varlık sebebi saydığı şeylerin başında gelir. Allah'ı yaratıcı yani doğrudan varlık sebebi sayan bir toplumun göbeğinde "Allah yok" yazabilecek izansızlık ta her türlü eleştiriye açıktır ve "bence" tasvib edilebilecek tek bir tarafı yoktur. Eğer siz herhangi bir varlığın varlık sebebine saldırmayı kendinizde hak görüyorsanız bu sizin kendi varlığınızı da gözden geçirmeniz gerektiği anlamına gelir.
Camiler cep telefonlarının her türlü müzik sesleriyle yankılanıyor.
Sadece bu dergide değil pek çok karikatür dergilerinde küfür içeren karikatür vardır. Ve üstelik bunları çizenler müslümandır da. Ne acıdır ki bu tür şeylerin bizleri dinden çıkaracağının farkında bile değiliz.
Televizyondaki pek çok program ve diziler de küfür sözcükleriyle dolu.
Elbette yazı yoruma acık. Herkes fikrini yazmaya özgur olduğu gibi, yazdığının sorumluluğunu almaya da mecbur. yok öyle ben yazarım, şairim, karikatüristim istediğim gibi yazarım.
Erkan Şen Arkadaşın dediği gibi,
"Özgürlükler sınırsız değildir! Benim özgürlük sınırımın başladığı yerde sizinki, sizinkinin başladığı yerde de benimki biter."
Selamlar
Birde bu durum sadece ülkemizde yok tüm dünya genelinde böyle bir sıkıntı var. Bakın bir Avrupa ülkesinde bu sıkıntıyı dile getiren çok manidar bir 'karikatür' var. Söylemek istediğimi daha iyi bir şekilde yansıtacaktır. http://i54.tinypic.com/2jbm6pv.jpg
Karikatür'ün Türkçesi;
(1.kare) "kör aptal, ispiyoncu sıçan, sapık! kominist! kafir! ahlaksız yaltakçı ve dünyanın pisliği!"
(2.kare) "Hey! Saygı göster biraz!"
Bende bu güzel tartışma için size teşekkür eder, iyi günler dilerim. Sağlıcakla kalın.
Yukarıdaki yorumuna içtenlikle katılıyor ve her düşünceden insanın kendi fikirdaşları içerisindeki "yobazlığı" giderici katkı sağlayan davranışlar sergilemesini diliyorum. Saygılarımla.