Banner

PENGUEN ve DİNE HAKARET


Mizah dergisi Penguen'in son sayısındaki karikatürü ve 'Allah yok, din yalan' ifadesi büyük tepki gördü. Dergiye tepkiler çığ gibi büyürken, birçok kişi derginin dine hakaret ettiği görüşünde. Haftalık mizah dergisi Penguen’in geçen haftaki sayısında yer alan bir karikatür ortalığı karıştırdı. Sosyal paylaşım sitelerinde karikatüre tepkiler çığ gibi büyüyor. Tepki çeken karikatürde namaz kılan cemaatten biri cep telefonu aracılığıyla Tanrı’yla konuşurken resmediliyor, caminin duvarında ‘Allah yok, din yalan’ yazısı dikkat çekerken caminin prezervatif şeklindeki avizelerine de tepki gördü.

Penguen’in 10 Şubat tarihli sayısında yer alan karikatürde, namaz kılan cemaatten biri “Tanrım acaba ben son rekâtı kılmasam olur mu? İşim var da.. Çok teşekkür ederim tanrım! İyi günler…” diyor.

"ALLAH YOK, DİN YALAN"
Konuşmanın yer aldığı karikatürde, camiye benzetilen mekânın duvarındaki süsleme içine gizlenmiş metin ise şöyle; “Allah yok, din yalan.”

PREZERVATİF ŞEKLİNDE AVİZE
Penguen'in Facebook sayfasında saat 12.18'de yapılan açıklama şöyle:

Önce birkaç yanlış anlamayı düzeltelim:
Tepki gören karikatür kapak karikatürü değildir. Çizer kendi köşesinde yayınlamıştır. Sadece kapağı Penguen Dergisinin ortak görüşünü yansıtır. Köşelerdeki karikatürler çizerlerin şahsi fikirleridir.

Çizimde prezervatife benzetme yoktur, gerçekten de böyle avizeler vardır. Mizah dergiciliğinin geleneğinde yazarlara çizerlere karışılmaz, herkes köşesinde istediğini yazıp çizmekte özgürdür. Tek bir karikatürü severiz sevmeyiz ama genel olarak bu özgürlük alanını korumak önemli. Eleştirilere de saygı gösteriyoruz. Karikatüre gelen tepkilerden dolayı üzgünüz. Saygısızlık olarak görenlerden özür dileriz.

Sosyal medyada karikatür protesto edilirken, “Din düşmanlığını mizah diye yansıtan rezalet” ifadeleri kullanıldı. Ayrıca çizilen karikatürde caminin avizelerinin de prezervatif şeklinde verilmesi tepki çekti.

DİNE HAKARETE EDİLDİ
Özellikle Twitter'da karikatürle ilgili binlerce yorum yayınlandı. Yorumlar Penguen'in dine hakaret ettiğini ve tepki gösterilmesi gerektiğini içerirken, karikatürün hakaret olmadığını söyleyen az sayıda kişi de vardı.

Yapılan yorumlardan bazıları şöyle:
“Penguen dergisine şaşırmadım değil. Kendileri için büyük talihsizlik...”
“Penguen Dergisinin "Allah yok" "Din yalan" yazıları ile Caminin ampullerini prezervatif şekli verdiği iğrenç karikatürüne tepkisiz kalma!!”

“Penguen bu sefer güldürmedi.”

'HAKARET DEĞİL'
Bazı okurlar ise karikatürde bir hakaret bulunmadığını savundu; “Allah yok, din yalan demek ne zamandan beri saygısızlık-hakaret olmuş. Kötü espri dışında Penguen in karikatürde bir problem yok.”
--------------------------------------------------------------

Şimdi düşünüyorum bunu niye yaparlar, aklıma bir tek şey geliyor ilk olarak. Müslümanları kızdırıp, sokaklara döküp, protesto ederken ortalığı yakıp yıkmalarını sağlayarak barbarlıkla suçlayabilmek için olsa gerek diyorum. Bu duruma başka bir yorum ve fikir bulamıyorum. Çünkü şimdiye kadar hep böyle yaparak hele de İslam dinini ve onun hakikatlerini iyi öğrenmeyip kulaktan dolma bir şekilde yalan yanlış şekilde yaşamaya çalışan Müslüman halkları kışkırtarak amaçlarına ulaştıklarını ve sonra da demokrasi ve özgürlük götürme ve getirme vaatlerinin arkasına sığınarak sömürdüklerini düşününce, bunları daha bir anlamlı buluyorum.

Bir başka yönden bakacak olursak, Ebu cehil ve Ebu Lehepler velhasıl Tağutlar her zaman olacaktır, iyiyle kötünün mücadelesi de devam edecek. Bu konuda da çok şey söylenip yazılabilir. İşin özü iyiyle kötünün, hak ile batılın mücadelesi devam ediyor.
« De ki: Ey kâfirler, ben sizin tapmakta olduğunuz putlara tapmam. Siz de benim mabuduma tapanlardan değilsiniz. Ve ben sizin taptıklarınıza asla tapıcı olmadım. Siz de benim mabuduma tapıcılardan değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana. »

Yukarda mealini verdiğimiz Kafirun Suresini tekrar tekrar okumak lazım, bu durumu anlamak için. Ancak bizler öncelikle dinimizi çok iyi yaşayıp, diğer insanlara anlatmalıyız. Bir kıssa var 20 kurusa İslam’ı satmak adında. Olay şöyle cereyan etmiş. Yahudi’nin biri imamı deneyip yanlış hareketinde yine İslam’a zarar vermek ve kötülemek için 20 kuruş düşürmeye karar vermiş. Cemaat çıktıktan sonra sadece imamın kaldığını görünce halının üzerine atmış parayı. İmam da parayı bulup hemen düşüren adamı gördüğü için kendisine takdim etmiş. Sonra da Yahudi durumu izah etmiş ve kendisini denediğini söylemiş imama. Durumu öğrenen imam 20 kuruş değil mi diye küçümsemeden sahibine verip 20 kuruşa dinini küçük düşürmediğine sevinmenin yanında, Müslüman’ca davranış göstermenin sevincini yaşamıştır.

20 kurusa İslam’ı satmadan, yaşantımızla örnek olarak, İslam’ın harikalığını yaşayarak göstermek çok önemli. Elbette tepki ve gerekli itiraz kırıp dökmeden Müslüman’a yakışır şekilde yapılmalı. Onların ekmeklerine yağ sürmeden Müslüman’a yakışır bir şekilde protesto etmeliyiz. Bunu yaparken kırıp dökersek, yakıp yıkarsak, bizde onların ilahlarına söversek, hakaret edersek savunumuzun hiç bir kıymeti kalmaz.
Hak ararken hak gasp edersek, masum halkın evini, arabasını, dükkânını yakarsak; vurursak kırarsak buna hak arama denmez. Hak gasp etme ve terör estirme denir. Bu Müslüman’ın işi olamaz. Bize sövene bizde söversek, bizim değerlerimize sövenlere bizde söversek onlardan ne farkımız kalır. Hele de; dine sövmeyi, kutsala sövmeyi ve hakaret etmeyi protesto ederken, onların durumuna düşmeyi kendimize de reva görürsek oyuna gelmiş ve onların durumuna düşmüş oluruz. Birde onların dini inançları Musevilik ve Hıristiyanlık gibi bizim inancımızın da birer parçasıysa, onları kızıp hakarete kalkarsak kendi kutsalımıza ve kendi inancımıza hakaret etmiş oluruz. Bunu da çok iyi bilmeliyiz.

Evet; protesto da, bir hak aramadır. Bu davranışı protesto edelim. Dini inanç ve kutsallara hakareti eleştirelim. Gerekli hukuki mücadeleyi yapalım. Bunu yaparken oyuna gelmeden, onların durumuna düşmeden, önce kutsalımızı ve inancımızı yaşayıp örnek bir hayatla kendimiz yaşayalım. Kendimizin sahip çıkıp yaşamadığımız inanç ve kutsalımıza başkalarından saygı beklemek abes olur herhalde. Dediğim gibi önce kendimiz sahip çıkıp, yaşamalıyız dinimizi. Bunun içinde öncelikle onu çok iyi öğrenmeliyiz. Bilmediğimiz bir hayat tarzını, bilmediğimiz bir inanç sistemini yaşamamız söz konusu olamaz.

Feyzullah kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey

Yorum Gönder

22 Yorumlar

Avram dedi ki…
Sizin bakış açınıza göre "Dinsizlik" ve bunun açıklanması , Dine hakaret oluyor...Boşverin karikatürü de mizah anlayışını da...Ben sizin yazınızı yorumluyorum.TAnrıtanımazlık kendi içinde yaşandığı sürece bir sorun yok ama bunu ilan ederseniz hele bir de açıklamak ile kalmaz savunursanız,hakaret suçunu işlemiş oluyorsunuz...Katli vacip...Turan Dursun'a olduğu gibi.Ne diyeyim: Allah ıslah etsin.
feyzullah kırca dedi ki…
Burada gördüğümüz dinsizlik açıklaması falan değil, nerden bakıp nasıl okudunuz bilmiyorum ama buradaki karikaturde Müslüman var. müslümanın hiç bir zaman tasvip etmeyeceği bir biçimde karikatürize edilmiş hali var.

Bizim dinsize de, başka dine inanan herkese de saygımız var. O saygıyı birde onlardan görsek, ama malesef bunu hiç göremedik. Gördüğümüzse hep baskı, hep engelleme, hep hakarettir.
Erkan Şen dedi ki…
Avram Usta, sizin bakış aciniza göre de birinin inancını eleştirenleri eleştirmek doğru olmuyor. Kimse kimsenin katlinin vacip olduğunu söylemiyor yazıda... Ama siz biri inançsızlığını açıklayabilmeli derken bir digeri inancını açıkladı diye "katillere" gönderme yapmakta hiç bir sakınca görmüyorsunuz. Hem de aman müslümanlığınızı gösterin, aşırıya kaçmayın, kendinizi kullandirtmayin, kimseye zarar vermeyin, "onların dini onlara sizin dininiz size" diye açıkça görüş bildiren bir yazının altında...

Sizce tutarsızlık ve baskı hangisi? Bunun Avrupa da yapılandan ne farkı var?

Özgürlükler sınırsız değildir! Benim özgürlük sınırımın başladığı yerde sizinki, sizinkinin başladığı yerde de benimki biter. Bu acıdan bakıldığında da beğenirsiniz beğenmezsiniz baskasının kutsalına "mizah" adı altında saygısızlık yapamazsınız! Bunun adı Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktir.

Not: Emin olun o malum derginin traji artacaktır bu olaydan sonra. Bunun yorumunu da siz yapın artık!
Avram dedi ki…
Yorumum sansürlenmese Sayın Erkan Şen muhtemelen sorunuzun da cevabını almış olurdunuz.Ama anlaşılan , yazarımız karşı görüşlere açık değil.bu da benim düşüncemi doğruluyor.O zaman , bir zahmet yoruma kapalı olarak yazısını yayınlasın.Bakın buna da saygı duyarım çünkü tartışmak değil sadece görüşünü açıklamış demektir.Oysa , yoruma açık bir yazıda ne kadar rahatsız olursanız olun yapılan yorumdan yayınlamanız gerekir.Tabii eleştiri sınırlarını aşmadığı sürece ki ben de aştığımı sanmıyorum.Muhtemelen bu da yayınlanmyacak ama yine de yazıyorum. Ben karikatürü bir yana bırakın diye başladım cümleye.Ama anlaşılan iki nokta da tartışmanın tam göbeğine konulmakta.Oysa , bu unsurları birlikte ele alırsanız zaten sorunu çözümleyemeyiz.Yani karikatürün yanlışlığı yada doğruluğunu ancak önce din konusunda görüşlerin açıklanıp açıklanamamasını sorunsalını çözüme kavuşturarak tartışabiliriz.
Elbette eleştiriye eleştiri yapılır.Ama eğer siz "Kutsala dil uzatılmaz" cümlesi kurarak başlarsanız eleştiriye o zaman bu eleştiri olmaz ki.Zaten tüm yolları kapatmış olursunuz.Oysa , kutsal saydığınız şey karşı taraf için kutsal kabul edilmiyor ki.Yani asgari müşterek bu durumda karşılıklı saygı olabilir.
İki karikatürün karşılaştırılmasına gelince : Yapmayın Allahaşkına , bahadır Baruter'in çizimi ile Danimarka'da yayınlanan arasında en ufak yakınlık yok.Danimarka'daki çizim doğrudan bir dinin kurucusuna Terörist yorumunda bulunuyordu.Buna artık , eleştiri falan denemez.
Oysa Bahadır Baruter'in yazısı ile çizimlerini ister birlikte ister ayrı ayrı ele alın hiçbir biçimde , Dine yada Kutsala yönelik bir saldırı yada hakaret göremiyorum.Bakın o sütundaki yazı , bahadır Baruter'in görüşlerinin yazıya dökülmesidir."Din kötüdür;Din yada Allah teröristtir" yazmıyor ki o sütunda.-Din, Allah yoktur açık beyandır sadece.
Çizim ve konuşma balonuna gelince:Önceki yorumum yayınlanmış olsa idi yazarımız tarafından , o çizim ve konuşma balonundaki konuşmalar hakkındaki görüşlerimi de okumuş olurdunuz.O yazının da aslında bana göre hakaret içermediğini düşünüyorum.elinizdeki metin yada çizimi nasıl okumak istediğiniz ile ilgilidir yorumlarımız da.
Benim inancımın burada hiçbir anlamı yok lütfen bunu da unutmayın yorumlarken yazdıklarımı.Bunun hiçbir anlamı ve önemi yok.
Eray Fuat dedi ki…
Lafta ''Müslüman mahallesinde salganyoz satamazsınız'' diye bu karikatürist ve bunun gibi nicelerine sitem eden ben ve benim gibi bir çok din kardeşime seslenmek istiyorum.
Öz eleştiri yapmamızın vakti geldi artık.

Bu karikatür ilk değil,şayet duvarda malum yazı yazmasa saf tutan tipsizlerin ve adamın [haşa] Tanrı ile konuşmasına kaç kişi tepki gösterecekti.Bu karikatürler her sayılarında var nerdeyse ve diğerlerinde duvara Allah yok din yalan yazmasalarda daha da beter çizimleri var.

Müslüman uyanık olmalı,Erkan Şen'in dediği gibi satışları belki artacaktır bu derginin buda toplumsal bir şuursuzluğun açık ve net ispatıdır.

Sadece müslümanım demenin yetmediği bir zamanda yaşarken,müslüman mahallesinde salyagoz satıyor dediğimiz adamlar o kadar uyanıklar ki biz müslümanlara o salyangozları kendi paramızla yediriyorlar bile.

Din Allah'ın dini ve onu bizden daha iyi bir şekilde koruyacak olan yine Allah'tır.Biz dinimize saldırıyorlar derken kaçımız dinin gerektirdiğini ifa ediyoruz ki?

Günde kaç vakit alnımız secdede?..
Adsız dedi ki…
“Allah yok, din yalan demek ne zamandan beri saygısızlık-hakaret olmuş. " diye bir yorum yapılmış. Busaygısızlık veya hakaret değil. Düpedüz küfür. Bu insanlar kafirdir. Bunu onaylayacak olanın da imanını bir gözden geçirmesi lazım.
Erkan Şen dedi ki…
"Özgürlükler sınırsız değildir! Benim özgürlük sınırımın başladığı yerde sizinki, sizinkinin başladığı yerde de benimki biter. Bu acıdan bakıldığında da beğenirsiniz beğenmezsiniz baskasının kutsalına "mizah" adı altında saygısızlık yapamazsınız! Bunun adı Müslüman mahallesinde salyangoz satmaktir."

Lütfen şu kısmı bir daha okuyun ve yeniden yorumlayın! O zaman bir başkasının "kutsalı" hakkında karşılıklı saygının ne gerektirdiğini daha iyi anlarsınız.

Danimarka'daki karikatürleri örnek vermememin sebebi de yine sizin (Avram Usta) bir cinayet ile konuyu ilişkilendirmeniz. Hem de hiç yeri yokken.

Farkındaysanız ben de karikatür ile ilgili hiç bir yorum yapmadım. Eğer yapmak gerekirse de o iş öyle basitçe geçiştirilebilecek kadar "saf" değil. Namaz, beğenin ya da beğenmeyin, İslam dinin temeli diye anılan konulardan biridir. Bu şekilde yorumlanamaz!..

İnanç denilen olgu -bunun illa bir din olması gerekmez- kişinin benliğinde özümsediği ve varlık sebebi saydığı şeylerin başında gelir. Allah'ı yaratıcı yani doğrudan varlık sebebi sayan bir toplumun göbeğinde "Allah yok" yazabilecek izansızlık ta her türlü eleştiriye açıktır ve "bence" tasvib edilebilecek tek bir tarafı yoktur. Eğer siz herhangi bir varlığın varlık sebebine saldırmayı kendinizde hak görüyorsanız bu sizin kendi varlığınızı da gözden geçirmeniz gerektiği anlamına gelir.
Adsız dedi ki…
Eray Fuat arkadaşımıza katılıyorum. Müslümanlar eğer islamı gereği gibi yaşamaya gayret etselerdi, böyle şeylere gerek kalmazdı. Yani ne karikatür ne de başka şekilde eleştirilere.

Camiler cep telefonlarının her türlü müzik sesleriyle yankılanıyor.

Sadece bu dergide değil pek çok karikatür dergilerinde küfür içeren karikatür vardır. Ve üstelik bunları çizenler müslümandır da. Ne acıdır ki bu tür şeylerin bizleri dinden çıkaracağının farkında bile değiliz.

Televizyondaki pek çok program ve diziler de küfür sözcükleriyle dolu.
feyzullah kırca dedi ki…
Yorumlara mudahaleden bahsadilmiş. Makaleyi yazıyı acizane kaleme alıp düşüncelerini yazan olarak benim böyle bir tasarrufum olmadı. Adminlerden olduysa bilemem.

Elbette yazı yoruma acık. Herkes fikrini yazmaya özgur olduğu gibi, yazdığının sorumluluğunu almaya da mecbur. yok öyle ben yazarım, şairim, karikatüristim istediğim gibi yazarım.

Erkan Şen Arkadaşın dediği gibi,
"Özgürlükler sınırsız değildir! Benim özgürlük sınırımın başladığı yerde sizinki, sizinkinin başladığı yerde de benimki biter."

Selamlar
Adsız dedi ki…
Toplum olarak hala kendinden olmayanı dışlama, ötekileştirme çabası var. Sonuç olarak inananın "Allah vardır" demesiyle inanmayanın "Allah yoktur" demesinde hiç bir fark yok. İnanmak gibi, inanmamak da bireysel bir seçim. Ama bunu maalesef kabul edemiyorlar.
Unknown dedi ki…
birmilyonkalem sitesi hakarete kaçmadıkça, kanunlarda suç fiili oluşmadıkça hiçbir yoruma müdahale etmemektedir. yazarların da sitede direk böyle bir tasarrufu yoktur (talep edebilirler). sevgili avram usta bir önceki yorumunuz ya sisteme ulaşmamıştır ya da gmail tarafından spam değerlendirilmiş olabilir. site tarafından yorumunuza bir kısıtlama yapılsa tarafınıza bilgi verilir ve sebepleri açıklanır. bu mesaj sitemiz yönetimi tarafından bilgi edinilmesi amacıyla tüm okuyucu, yazar ve katılımcıların dikkatine sunulur.
erkan bal dedi ki…
ben naçizane türkiyedeki bir çok mizah dergisini severek okurum. ilgili karikatüristin çizgilerini de takip ederim. hoşgörü konusunda yazılan çizilenin yanında fikir özgürlüğünün sınırlarını bizzat sanatçıların kendi otokontrolleri ile kendilerinin çizmeleri gerektiği kanısındayım. bir arkadaşımızın dediği gibi "o yazı olmasa" bu karikatüre gülüp geçilecekti, ki bence olması gereken de budur. çizgiler yorumlanabilir. cep telefonu ve konuşmalar mizah unsurudur. prezervatif benzetmesi biraz abartıdır. kasıtlı bile yapılmış olsa camilerde o tip mumluk ya da lambalar görmek mümkündür. tek ve bariz sorun karikatüristin "bilerek ve isteyerek hakaret oraya yazdığı Allah yok din, yalan" söylemidir. Bu fikir özgürlüğüne girmez bence. Aynı karikatürist bu düşüncesini yazılı olarak ifade edebilir, savunabilir, paylaşabilir, dile getirebilir bu başka birşeydir. karikatürün içine bir yazı ile "hakareti gizlemek" başka birşeydir. bunun çocukların eline verdiği şekerin içine kimyasal zararlı madde gizlemekten farkı yoktur. ya da bir filmin içine reklam gizlemekten bir farkı yoktur. kutsal sayılan şeylere inanmamak başka bir şeydir, hakaret etmek farklı birşeydir. ayuı şekilde ateistlerle ilgili bir karikatür çizip "ateistler ibnedir, aptaldır" yazamazsınız ve buna gülemezsiniz. yapılıyorsa bu da yanlıştır bence. bu da benim kişisel fikrimdir ancak birmilyonkalem'de farklı fikirlerin dile getirilmesine mani değildir.
Adsız dedi ki…
Feyzullah bey yazmış olduğunuz şu satırları okuyunca, "Bizim dinsize de, başka dine inanan herkese de saygımız var. O saygıyı birde onlardan görsek, ama malesef bunu hiç göremedik. Gördüğümüzse hep baskı, hep engelleme, hep hakarettir.", sanki hristiyan bir ülkede müslümanlar olarak azınlıkta yaşadığınızı hissettim. Türkiye'de ikamet ettiğinizden emin misiniz? Dinini kendi istek ve arzuları ile yaşayanlara kim ne baskı yaptı veya kim engelleyip hakaret etti acaba? Bunun aksine Vakit vb. gazetelerde dindar (bakın sadece dinsiz de demiyorum) olmayanlara devamlı saldırı ve hakaret yapıldığının farkında değil misiniz? Neden ben bu hakaretlerin internette ki sosyal ortamda eleştirildiğini göremedim hiç? Özgürlük ve saygı bekliyorsak önce, beklentilerimiz olan topluma aynı saygı ve özgürlüğü vermeliyiz.
Adsız dedi ki…
Erkan bey, o zaman dine inanmayan biride çıkıp TV'lerde ki dini programları şikayet etsin. 'Bana din dayatmacılığı yapılıyor' diye. Ya da zorunlu din derslerini şikayet etsin. Ve hatta şu anda aleviler'in bu konuda ki düşünceleri de bu doğrultuda. Yine aynı şekilde düşüncenizi koruyabilecek misiniz. Yoksa kolaya kaçıp ikisi aynı değil mi diyeceksiniz?
erkan bal dedi ki…
karikatürist burda açıkça "taraf"ını hakaret amaçlı vurgulamak için o yazıyı koymuş gibi gözüküyor. maksadını aşan bir çizgi olarak görmek lazım. yine de dindar insanların dergiye demokratik tepkilerini koymalarında da eleştirilecek bir yan yoktur bu herkesin hakkıdır. nitekim penguen dergisinin editörlerinin de karikatürdeki o yazıyı gözden kaçırdığı kanısındayım. mekan seçimi de önemli karikatürist bir ateisti övmek amaçlı çizdiği bir karikatürde bu yazıyı duvara yazmış olsaydı sanırım aynı şiddette tepki almazdı. ancak caminin içine bunu yerleştirirseniz bunun adı türkçede "cami duvarına...." diye belirtilen fiile karşılık gerir. fikir özgürlüğüne evet, hakaret özgürlüğüne hayır. hiç bir düşünce, düşünüldüğü ve ifade edildiği için suçlanamaz sözü bizzat sanatçının da (yazıp çizerken inanmadığı, hatta saçma bulduğu düşünceleri eleştirirken de) uyması gereken etik bir kural olmalıdır...
erkan bal dedi ki…
Nevzat bey, o şikayetler yapılıyor zaten. Hatta size farklı bir örnek vereyim. Siz bir rahatsızlığınızı dile getirince ne diyorlar "elinde kumanda var kardeşim, zaplarsın olur biter diye" Ona bakarsanız hollywood her filmin içine bir yahudi töreni, ya da incilden bir ayet sıkıştırmayı bilir ve bunlar izlenirken neden sorun olmaz. Zorunlu din dersleri konusunda haklısınız, seçmeli olmalıdır. Her düşünce ve inanç sahibi ebeveyn bu tercih hakkını çocukları adına kullanabilmelidir. Alevilerin veya başka din mensuplarının veya inançsız insanların kendi düşünceleri doğrultusunda din eğitimi almak istemeleri ya da reddetmeleri kişisel haklarıdır. Olmalıdır.
Adsız dedi ki…
TV'deki yayınlardan rahatsız olunca çözüm kumanda'yı kullanmaksa. Karikatürden veya yazılı basında okuyucuya ulaşan bir durumdan rahatsız olanda o dergiyi veya gazeteyi, benim Vakit vb.lerini almadığım gibi satın almaz. Ben ve çoğu kimse nasıl Vakit vb.lerinde yayınlananlardan ötürü, bu Penguen'deki karikatür için ortalığı ayağa kaldıranlar gibi insanları kışkırtmıyorsak. Aynı şekilde bir karşılığı olmalı bunun. Ayrıca demişsiniz ki karikatürde değilde kendi fikrini başka bir ortamda aynı şekilde dile getirse sorun olmazdı. O zaman köşe yazarlarıda (bilhassa Vakit vb gazetelerdeki) fikirlerini köşelerine taşımasınlar. Lütfen kendimiz için özgürlük ve saygı beklerken dönüp aynaya bakmalı ve beklentilerimizin ne kadarını etrafımıza gösterebildiğimizi düşünmeliyiz.
Adsız dedi ki…
Hollywood konusundaki örneklemeniz hakkında ise, o filmleri izleyen herbirimizin aklını kullanmasını bilen mantıklı bireyler olmamızdır. Tepki verilmemesinin sebebi o filmleri izleyerek ucuz numaralara kanıp din değiştiren olmamasındandır.
erkan bal dedi ki…
Nevzat bey kişisel olarak tartışmanın uzamaması adına son mesajımı yazıyorum. Kumandayı zaplama örneği genelde rahatsız edici yayınlar konusunda hep söylenir ama sizi dini içerik rahatsız ediyorsa siz de zaplarsınız. Ancak dini içerikli bir yayında "düşünceleriniz aşağılayıcı, düşüncelerini incitici" yayınlar varsa şikayet de edebilirsiniz ki ediliyor da. Aynı hak dindar insanların da kullanabileceği bir haktır. Baskı yoktur her yer güllük gülistanlıktır demiyorum. Farklı düşünce sahipleri tarih boyunca hırpalanmıştır "hristiyanların dağların tepelerine kaçmak zorunda olduğu günler de bir örnektir. endülüste yaşananlar ya da bir çok dindeki mezhep çatışmaları da" Gazete veya dergiyi okumama konusundaki düşüncenizde bir haktır. Bilakis ben pengueni okumaya devam edeceğim. Gerekirse benzer olaylarda demokratik tepki hakkımı da kullanacağım. Dozunda her demokratik tepki iyi bir şeydir. Holywood filmleri konusunda ise "bunları çocuklar da izliyor" demekle yetineceğim. Siz nasıl zorunlu din dersi ya da dini programların çocuklarınızı etkileyeceğinden çekiniyorsanız islami düşüncedeki insanların da bu konuda kaygı duymaları doğaldır. Ama bugünkü ortamda onlara da tavsiyem uzaktan kumanda ile "zap" yöntemini kullanmalarıdır. Katkılarınız için teşekkür ederim. Ben kendi adıma düşüncelerimi yeterince ifade edebildiğim kanısındayım ama 1mkalem sayfaları "hakaret içermeyen" her türlü düşünce ve yoruma açık olmaya devam edecektir.
Adsız dedi ki…
Ben şikayet edilmesin eleştirilmesin demiyorum. Tabi ki en demokratik hakkımız olarak bizi rahatsız eden durumda, ne kadar bu ülkede bu gitgide zorlaşıyor olsada en demokratik yolla şikayet edip protesto edeceğiz. Hollywood filmlerinden çocukların etkilenmesi bir yana, bu ülkenin kendi içerisinde böyle etki yaratacak fiiller mevcuttur. Bakınız bilimi o korumaya çalıştığımız çocukların çizgi filmlerine kadar girmiştir durum. Ve bunlar TRT denen devlet TV'sinde dahi yapılmaktadır ( çizgi filmde oruç tutmayan kız çocuğunun arkadaşları tarafından dışlanması), diğer kanalları saymıyorum bile. Sadece demek istediğim ortalığı yaygaraya verenlerin her konuda her kesime karşı yapılan özgürlük kısıtlamalarına ve baskılara ortak bir şekilde 'tek yumruk' olarak tepki verebilmesi. İşte o gün her düşünceden olan insan rahatça inandıklarını yaşayabilecektir.

Birde bu durum sadece ülkemizde yok tüm dünya genelinde böyle bir sıkıntı var. Bakın bir Avrupa ülkesinde bu sıkıntıyı dile getiren çok manidar bir 'karikatür' var. Söylemek istediğimi daha iyi bir şekilde yansıtacaktır. http://i54.tinypic.com/2jbm6pv.jpg
Karikatür'ün Türkçesi;
(1.kare) "kör aptal, ispiyoncu sıçan, sapık! kominist! kafir! ahlaksız yaltakçı ve dünyanın pisliği!"
(2.kare) "Hey! Saygı göster biraz!"

Bende bu güzel tartışma için size teşekkür eder, iyi günler dilerim. Sağlıcakla kalın.
erkan bal dedi ki…
"Sadece demek istediğim ortalığı yaygaraya verenlerin her konuda her kesime karşı yapılan özgürlük kısıtlamalarına ve baskılara ortak bir şekilde 'tek yumruk' olarak tepki verebilmesi. İşte o gün her düşünceden olan insan rahatça inandıklarını yaşayabilecektir."

Yukarıdaki yorumuna içtenlikle katılıyor ve her düşünceden insanın kendi fikirdaşları içerisindeki "yobazlığı" giderici katkı sağlayan davranışlar sergilemesini diliyorum. Saygılarımla.
Unknown dedi ki…
yazı yeterince tartışıldığı düşüncesiyle yoruma kapatılmıştır. yazarımıza ve katkı sağlayan tüm yorumcularımıza teşekkür ederiz.