20 Ağustos 2012 sabahı
kahvaltı öncesi, Rumipamba de las Rosas çiftlik
otel bahçesi gezilirken rastlanılan Business Center duvarına yerleşmiş iki
camekândaki bebek evleri, çocuksu neşesi hiç eksilmeyen pedagog teyzeyi çok heyecanlandırır.
Oteli yoldan ayıran duvarını değirmen taşlarının
süslediği geniş alan, oyuncaklar yanı sıra minyatür dönmedolap, 1 m .ye yakın taşlarıyla satranç
alanı, gösteriye pek meraklı devekuşu, çok zengin kaktüs bahçesi ve
sergilenmekte ‘51 Chevrolet ile ‘29 Ford’u barındırmakta. Grup ayrılma
hazırlığındayken “abla”nın, –ailenin
seyahat gurusu- küçük kız kardeşi lobide, koca kütüklerle bir boğanın
ayağından mamul sehpaları, yarı yarıya ahşap ve hasır kaplı duvarları, eski
borazanlar asılı şömineyi fotoğraflamadan edemez. Geride bırakılan San Migel de Salcedo, Cristian’ın
demesine göre “Dondurma yapımıyla ünlü… Ekvador’un
en aktif volkanının bulunduğu eyaletteyiz; sarı, turuncu, kırmızı üç aşamada
izlenen volkanı meraklıları yüksek noktalara tırmanıp gözler.”
İçinden
geçilen, evleri parlak renkli Ambato Kasabası, “Adını, sonradan yok olan siyah endemik bir kurbağadan almış;
çiçekleri, meyveleri ünlü.” Cristian, Şubat’ta yapılan, İspanyollarla
mücadelede dökülen kanı temsil eden –karadut,
ahududu benzeri- blackberry, blueberry meyvelerinden
yapılan Colada
Morada’nın içildiği, çiçeklerle bezeli geçit töreninin yapıldığı çok
renkli festivalden söz eder. 2 Aralık’taki Ölüler Günü’nde ise mezarlıkta
çiçeklerini koyduktan sonra mor mısır unu, babaco, narenciye, passion fruit, tarçın, ananas, çilekle de yaptıkları
bu içkiyi bebek şekilli çörek yanında içerlermiş.
Akıllı
sayaçlı, su depolu küçük evinin odalarının açıldığı, bir köşede güzel köpeğiyle
Siyam kedisi uyuklayan tertemiz küçük avlusunu dolduran grubu, eşi, kızı ve
torunuyla, güler yüzle karşılan yerel sanatçı Alonso Pilla, geçmişten bu güne gelen, değişen şartlara direnerek
korumaya çalıştığı Salasaca kültürü
hakkında bilgi verir. Oğlu Quito’da bir şirkette çalışmaktadır, torununa verdikleri
iki isimden Sisa dağlardan, diğer
isim –geleneksel- Ayahuasca ise Amazon’dan; geniş
toprakları hatırlatmak üzere konmuş.
Geleneksel
giysileriyle -dokunması iki yıl süren
siyah yün ponçosunun altında çizgili, incecik motifli biyelerle süslü beyaz
gömlek, pantolon ve motifli bantlı sandalet-, grubun karşısına çıkan
Alonso, -omzu koyu pembe yün şallı, beyaz
gömleği yedi renkli çiçek işlemeli, boynu ucundan güneş sarkan el yapımı kırmızı-turuncu
seramik boncuklarla süslü, elinde, ucunda bir yün topağı, motifli dokuma bel
kuşağına taktığı öreke ve 9 ayda dokunmuş siyah yün uzun etek- karısı ile
kendisinin şapkaları altından sarkan uzun saçlarını gösterir. İki koyundan
ancak bir adet çıkan, motifli bantla süslü sert ağır küçük şapka tepede durarak
hem denge sağlıyor hem de -çukuru içe
bakar şekilde tutulup savrulduğunda- silah olarak kullanılıyor. “Çok iyi ısıtan yün dokumaların pazarı yok, üretimi
çok zaman aldığı için ihtiyaç kadar dokunuyor ve sadece erkekler tarafından…”
Çektiği çuval
üzerine oturan Alonso, beline geçirdiği kayışla gerdiği, kabaca iki kalın kütüğe
ekli yatay daha ince bir sopadan ibaret alçakgönüllü tezgâhında, dört parmak
genişliğindeki gitar askısını, iki ayrı genişlikteki tahtayla sıkıştırıp
incecik renkli ipleri bir ileri bir geri alarak, aralarına Hıristiyanlıktan
motiflerin de karıştığı, -daha çok
yaşamları konulu- mısır, akbaba, yılan, maymun motifleriyle dokur. Bunca
emeğe tanık olan “abla”, el dokuması çanta, bileklik, kemer, sandalet… dolu
küçük dükkândan cüzdan alırken verdiği 15 USD için pazarlık etmeye utanır.
Açılmakta
olan Salasaca Pazarı’nda alışverişi, karlı zirvesi bulutlar arasında bir
görünüp bir kaybolan Chimborazo’ya yolculuk izler. 4000 metrelerde yaşayabilen,
etinden çok değerli yünü için beslenen sayıları az, zarif vikunya sürüsünü fotoğraflamak için “çok hızlı hareket etmeyin” uyarısıyla sert rüzgârda tepeye
yürüyenler “çok soğuk!” diye
titreşerek dönerler, yeniden yola çıkılır.
Bir iki
basit bitkinin bulunduğu kumlu arazide pahadan yapılmış birkaç ev; “Lama,
alpaka ve vikunya aynı aileden…”
diye anlatır Cristian, “Alpakanın kalın
tüyleri alnını gözüne dek örter, Lama ile karamel, beyaz renkli vikunyanın yüzü
açıktır. Burası Ulusal Park olduğundan başıboş yaşarlar.”
Kahverengi
baba, beyaz annesiyle bebek alpaka fotosu için Vincent arabayı durdurur. İnenler
bu defa “Açaçay! Açaçay!” diyerek
dönerler.
Yamaçlar
arasında, kuytuda, dağcıların konakladığı dağ evlerinden birine öğle
yemeği için giren grup, birkaç basamakla inilen, zevkle döşenmiş, yerel motifli
iri yastıkların sıralandığı ahşap sıraların çevrelediği yeni yakılmış şömineye
yanaşır. Duvarlar tırmanma gereci, kazma, halat, kancalarla, mutfak cephesi
matara, keçi ayakları, kamçılarla süslü; salonun alınlığında geyik boynuzları
dal budak salmışken dağa nazır diğer duvar boydan boya cam. Geride tüm haşmetiyle Chimborazo
Volkanı.
Soğan
çorbasının üşümüş grubun içini ısıttığı, Küçükkuyu’dan –tesadüfen- komşular masasının sohbet konusu işletmeciliğin
incelikleri, yeni yöntemleri.
Yolculuk
gökyüzünde, grubun detaylarını sonradan öğreneceği, yanardağ küllerinden
bulutlar eşliğinde sürer.
“Chimborazo eyaleti başkenti, Sultana
des los Andes (Andların Sultanı) diye anılan Riobamba’dayız” der
Cristian, “Merkez Mestizo; yöre halkı
İspanyollarla karışmamış yerlilerden oluşur. Altın peşinde dolaşan İspanyol yerleşimcilerden
biri burayı bulduğunda Quito sanmış… 2800 metredeyiz, Quito’daki gibi.”
Araba
konaklamak üzere, geniş alana yayılmış Abraspungo
Hacienda’ya girer; “abla” ile ortanca avludaki koskoca biber ağacına bakan
bir duvarı cam odalarında tam bavullarını açacakken, rehberin “yanardağda faaliyet!” haberiyle bahçeye
uğrarlar. Yaklaşık 60 km
uzaklıkta olmasına karşın ne olsa tedirginlik yaratan, sonradan 18 km . çaplı alanın
boşaltıldığı haber alınan, karanlıkta kırmızı alevler saçan Tungurahua Yanardağı*, kendileriyle
birlikte diğer turistler tarafından fotoğraflanır.
İki
müzisyenin enstrümanlarıyla And Dağları’nın doğal seslerini salona taşıdığı
güzelim müzik eşliğinde, şömine önünde yenen yemekte fark edilen; görülen o ki
yanardağ faaliyeti otelde, yaşamın akışını hiç etkilememiş.
Colada
Morada görselleri:
Salasaca
kültürü görselleri:
Chimborazo
görselleri:
Tungurahua
Yanardağı haberi:
1 Yorumlar
aslında nasıl özür dilesem bilmiyorum ben bu konuyu tamamen atlamışım...gunduz68@gmail.com mail adresim detaylar için görüşelim...
YanıtlaSilLütfen düşüncelerinizle katkıda bulunun.