Tamam kabul ediyorum, başlık çok iddialı görünüyor. Bu en iyiler zaten sadece izlediklerim arasından elediklerim. Sonuçta “Labirent”, “Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Ailesi”, “Atlıkarınca” gibi beğeni toplayanları izleyemediğim için listede yer veremedim. Bununla birlikte, bu sene 43 tane (34’ünü ilk kez) yerli yapımı seyretmiş ve bir kısmına blogta yer vermiştim. Bunlardan 2011 yılında gösterime girenler dışındakileri elersek buyurun size kendi çapımda beğendiklerim, gösterim tarihleri ve beğenme sebeplerim:
Not: Aşağıdakiler benim beğendiklerim; araştırıp genel beğenileri ortaklaştırmadım. O yüzden sizinle ya da üstatlarla bir çıkmayabilir. Herkese saygılar sonsuz J
10) Misafir (20.05.2011) : Misafir'in çok göze batan ve etkileyici bir yanı bulunmuyor. Her ne kadar oyuncu kadrosu ilk bakışta etkilese de büyük bütçeli bir proje değil. Diğer yandan, kadın karakterin ele alınışı bir Türk filmine göre iddialı duruyor. Listeye girme sebebi de budur. Taşra hayatı içindeki evli ama mutsuz kadın, kendi hayatını diğerlerinden farklı ve baskı içinde dahi daha özgür yaşamaktadır! Beğendiğim tarafları: Karakterler, oyuncular, mekan-dekor-makyaj detaylandırmaları
9) İncir Reçeli (11.02.2011) : Televizyonda ve sosyal medyada çok abartılsa da izlenesi romantik Türk filmlerinden. En azından gerçekçilik payı daha yüksek! Ana kadın karakterin (Melike Güner'in değil) tiz sesine rağmen güzel bir aşk filmi. Beğendiğim tarafları: Müzik, mekan ve dekor detayları, türü
8) Çalgı Çengi (18.02.2011) : İlk 10'a girmesi konusunda tereddüt yaşasam da izlerken çok güldüğümü ve keyiflendiğimi hatırlıyorum. Büyük bütçeli, çok bilinen bir kadroya sahip olmasa da senaryosu ve diyalogları çok hoşuma gitmişti. Bu tür filmleri normalde bırakın takip etmeyi; izleyenlere bile laf atarım. Lakin Çalgı Çengi doğal ve sevimli geldi bana. Yapılan esprilerin boş olmaması ve yersizce kullanılmaması hem filmi abartıdan uzak tutuyor hem seyirciye itici gelmiyor. Beğendiğim tarafları: Senaryo, diyaloglar, müzik, oyuncular
7) Eyyvah Eyvah 2 (07.01.2011) : Bloga yazmaya Şubat sonu başladığım ve tam o dönem Oscar heyecanı yaşadığım için Eyyvah Eyvah 2'ye yer ayırmamışım. İlkini zaten beğenerek izlediğim projenin ikincisi de en az ilki kadar eğlenceli, komik, kulağa hitap eden ve naif bir senaryoya sahip. Bu filmle beraber serinin uzamayacağını düşünerek sinemadan mutlu ayrılmıştım. Dozunda bırakmak en güzeliydi. Zaten Ata Demirer de yeni bir filmin çekimlerini bitirmek üzere (ya da bitirdi). Beğendiğim tarafları: Oyuncular, müzik, senaryo ve diyalogların sadeliği
6) Kağıt (14.01.2011) : Sinan Çetin'in propaganda dolusu ilginçlikler filmi! Normalde çok takip etmediğim biri olsa da Kağıt beni epeyce şaşırttı. Filmin en güzel kısmı derdini açıkça söylemesi! "Sistemi eleştirmek istiyorum" deyip bunu her sahneye bolca yaymış. Üstelik hikayenin sonunu en başta öğrendiğiniz için sonunu merak etmektense filmin kendisine kaptırabilirsiniz kendinizi. Kurgunun zayıf noktaları az çok rahatsız etse de kamera açıları, renk seçimleri bu açığı kapatıyor. Beğendiğim tarafları: Çok başarılı oyuncular, renk seçimleri, eksikleri olsa da sistemi eleştiren senaryosu.
5) Gişe Memuru (06.05.2011) : Müziksiz projelere isyan etsem de bu eksikliğe rağmen beğendiğim bir proje oldu. Etkileyici senaryo hem merak uyandırıyor hem de filmi sıkılmadan izlemenizi sağlıyor. Türkiye yavaş yavaş alışıyor sanki bu tür filmlere. Az diyalogla karakteri daha iyi tanıma fırsatı bulmayı öğreniyoruz. Beğendiğim tarafları: Senaryo, yönetmen, oyuncular, kurgu
4) Bizim Büyük Çaresizliğimiz (15.04.2011) : İlker Aksum kadroda olduğu için izlediğim ve geneline bakıldığında hiç de pişman olmadığım bir yapım daha! Kitap uyarlaması olan filmin gerçekçiliği, hayata bakışı, inancı, ele alınan ilişkiler çok çarpıcı geldi. Bazı sahneleri filmin genel durağanlığı içinde sıkma potansiyeli taşısa da bunun sebebinin hayata aynı gözlüklerle bakamıyor oluşumdandır. Senaryo içindeki ince mesajlar, göndermeleri yakalamak ayrı bir keyiflendirmişti. Beğendiğim tarafları: Senaryo, diyaloglar, oyuncular
3) Gölgeler ve Suretler (11.03.2011) : Derviş Zaim ismi bile yeterli iken, çok yakın tarihimizi ekranda görmek ve üstelik bunu drama bulaştırıp salya sümük ağlamamıza fırsat vermeden izlemek çok keyifliydi. Çocuğum olsa izlemesini isterim, o derece arşive yakıştığını düşünüyorum. Anlatımı o kadar naif ama bir o kadar keskin ki hem öyküyü sindirerek seyrediyorsunuz hem de sonrasında unutmanızı imkansızlaştırıyor. Beğendiğim tarafları: Senaryo, yönetmen, kurgu, oyuncular, mekan-dekor-kostüm detayları, görsel teknik, müzik ve tabi ki metaforlar.
2) Kaybedenler Kulübü (25.03.2011) : Filmi merakla bekleyip ilk hafta sonu izleyemeye gitmiştim. Daha gösterime girmeden fragmanı ve geçmişi ile o kadar nam saldı ki; takip etmeyen bir nesilden olmama rağmen arkasında onca hayranı olan ikilinin hayatını (en azından bir kısmını) kaçırmamam gerektiğini düşündüm. Zaten filmi bloga yazmamamın sebebi de buydu. Kaybedenler Kulübü'nü önceden takip etmeyen biri olarak yorumlamak çok doğru gelmedi. Buna rağmen filmde çok güldüm, eğlendim, harika müzikler dinledim, başkasının gözünden hayata bakabildim. Zaten öyle bir oyuncu kadrosunu kaçırmam düşünülemezdi (Evet, Nejat İşler ve Rıza Kocaoğlu'ndan bahsediyorum). Beğendiğim tarafları: Oyuncular, müzik, diyaloglar
1) Bir Zamanlar Anadolu’da (23.09.2011) : Blogu ve beni Twitter'dan takip edenler elbette birincinin hangi film olacağı konusunda şaşırmamışlardır. Uzun uzun burada açıklamak yerine filmle ilgili yazıma göz atmanızı öneririm. Beğendiğim tarafları: Senaryo, yönetmen, kurgu, ışıklandırma! Beni en çok sevindiren ise bu sefer Nuri Bilge Ceylan'ın halka daha fazla ulaşabilmesi. Arkası hep böyle gelir ve kıymeti umarım anlaşılır.
En iyi afişi bu 10 filmden "Gişe Memuru"na vermek isterdim. İkinciliği ise "Bir Zamanlar Anadolu'da" ve "Gölgeler ve Suretler" paylaşabilir.
http://seyircikoltugu.com/
En iyi afişi bu 10 filmden "Gişe Memuru"na vermek isterdim. İkinciliği ise "Bir Zamanlar Anadolu'da" ve "Gölgeler ve Suretler" paylaşabilir.
http://seyircikoltugu.com/
2 Yorumlar