Banner

Okuyor musunuz, okumuyor musunuz?

Blog  yazmanın eki popularitesini yitirdiği aşikar. Hemen hemen herkes ya yazamadığından ya da okunmadığından şikayetçi ama hiç kimse eskisi kadar "blog okumadığını" itiraf edemiyor. Marifet iltifata tabidir diye bir söz var. Eskiden bir anda hepimiz "yazar" olup çıkıvermiştik, hatta bazılarımız bu gürültüde kitap falan bastırdılar, iyi de ettiler. Ancak her fani gibi bloglarımız da "o eski halinden eser yok şimdi" modunda. Bir çok blog yazarı facebook ve tweettere kaymış durumda. Tweetleri özlü sözler gibi görüp, amma da laf konuştum havalarında geziyoruz şimdilerde. Olsun varsın madem ki "Hilal Cebeci" diye bir marka oluştu, demek ki tweet'lerimiz de işe yarıyor. Uzun lafın kısası ben de bundan sonra tweetter'e kaymasam da "Şebnem Ferah" gibi kısa cümleler kuracağım. Bloglarımı eski "hit"inde okumanız için bir yandan "hey gidi günler hey" derken şu sol köşeye de küçük komik bir resim koyacağım. Olmadı artık "Hilal Cebeci" gibi başka promosyon seçeneklerini düşüneceğiz bakalım. Şimdi siz okuyor musunuz, okumuyor musunuz?

Yorum Gönder

9 Yorumlar

  1. Benim gibiler de Twit yazıp Yorumlarını FF den alıp eğlenenler de var...twitterin bir güzel yanı da sevdiğiniz yazar ya da sanatçılarla bire bir konuşabilmeniz ..Bir de haber kanallarından bile hızlı haberiniz oluyor olaylardan..

    Blog okumaya sıra gelince..Eskiden okurduk...şimdi belli başlı blogları takip ediyoruz..

    YanıtlaSil
  2. Okuyoruz aslında da sadece başlıkları, bizim gazete okuma şeklimiz de böyle değil mi? Kaç kişi köşe yazısı ya da detay haber okuyor ki!

    İnternet denilen "tek dişi kalmış canavar"ın iyi yanları olduğu gibi kötü yanları da var. FB ve cikcik bunlardan sadece ikisi. Evet, teknolojiyle hayat hızlanıyor, bilgi kanalları fiber hatlar ile ışık hızında ilerliyor ve fakat bunca hızın arasında inanılmaz güzellikleri iskaliyoruz.

    Durup bir nefes alacak, bir bulutun inanılmaz şeklini izleyecek vaktimiz de yok! Ne yakamozlar ne de ufuktaki kızıllık dikkatimizi çekmiyor, eğer fb de ya da onun gibi bir yerde paylaşmak için resmini çekmiyorsak! Eğlenmeye gittiğimiz konserden havadis bildiriyor, sonrada "frikik" yakalamış paparazzi gibi seviniyoruz. E konser kaçtı. Aman canım olsun nasıl olsa biri Youtube a koyar oradan izlersin.

    Neyse uzattım farkındayım. Keske herkes kopyala yapistir yerine blog yani internet günlüklerine sadece özgün seyler yazsa da daha çok okusak...

    YanıtlaSil
  3. @Pabuç: evet değişti bir çok şey. Aslında bir bakıma iyi oldu. Hepimiz yazar, çizer kesilmiştir. Twitter hımm bunun üzerinde düşünmem lazım. Üşenmemek düşünmek gerek. teşekkürler katkılarınız için.

    YanıtlaSil
  4. @Erkan Şen: Teşekkürler öncelikle yorum için. Sonrasında ise kim der di ki "köftenin dumanı ile, akçenin sesinin" daha çok rağbet göreceğini, Nasrettin hoca'dan başka. Rahmetli öngörülüymüş vesselam. Ne yapalım bizde böyle köftenin kokusu ile karın doymayacağını anlayacağımız güne kadar idare ederiz. kitap özetleri . com da bile ne kadar uzun özetler var değil mi? En iyisi bir kaç cümle "oğlan kızı seviyor, kızın babası zengin, kötü adam pislik yapıyor ama sonunda evleniyorlar" bitti. :)))

    YanıtlaSil
  5. Üstad, profil resminiz pek hoş olmuş ...aklımdayken bunu da söylemeden geçmeyeyim:)

    YanıtlaSil
  6. @Pabuç: teşekkürler can dost. saçlarıma kar mı yağıyor ne:)

    YanıtlaSil
  7. o ak ilk düştüğünde cana cız ettiriyor sonrasında alışıyorsunuz :)

    YanıtlaSil
  8. @Pabuç: Aniden düşer derler ya. Ben inanmazdım ama bazı önemli olaylarda 2 kez şahit oldum. Bir ton açılıyor. Son düşen ak ile bilet alınıyor sanırım istikbale...

    YanıtlaSil
  9. ben yaklaşık 2 yıldır pek okumuyorum hele son 1 yılda okuduğum yorum yaptığım blog yok gibi..

    bir ara uzun zamandır blogsörf yapmadım, bir gezeyim blogları dedim.. 100 e yakın bloga üyeydim yarısından çoğu yazmayı bırakmış..

    yeni gelen blogcular da olmuş, eskiden tanımadığım blogcu yok gibi birşey zannedersim, şimdi mahalleye yeni gelmiş çocuk gibi olduk...

    YanıtlaSil

Lütfen düşüncelerinizle katkıda bulunun.