Banner

[1mk] YENİ NESİL MÜSLÜMANLAR

Yeni nesil cep telefonları, teknolojik ürünler gibi bir süredir yeni nesil müslümanlar türedi.

Son 10 yıldır bu konuda gerçekten hızlı bir değişim içindeyiz. Kendimi de katarak söylüyorum ki toplumumuzdaki dini yaşayış biçimimiz gitgide değişiyor ve yaşayış biçimlerimize göre dini yorumlamaya başlıyoruz. Tesettür ile başlayan bu değişim, tüm sosyal yaşantımızı kapsadı ve yediklerimize, içtiklerimize kadar işledi.

İşin garip kısmı dini yaşantımızda gitgide bir çözülme, gevşeme, dini eksenden uzaklaşma meydana gelmekteyken İslam'la arasına bir mesafe koyan kesim, toplumun gitgide dindarlaştırıldığından, gitgide bir radikalleşme içine girdiğinden şikayet eder oldu.
Aslında bu durumu açıklamak oldukça basit. Bizim yeni nesil müslümanımız artık kendilerini ötekileştirenler gibi yaşamaya başladı ve kendilerini ötekileştirmeye çalışanların aralarına girdiler. Hep birlikte koyun koyuna yaşıyorlar artık ve bu yüzden, diğer kesim etrafında gevşemiş dindarları görünce, ülkede gitgide bir muhafazakarlaşma olduğunu zannediyor.

Tesettür kavramını tunik-pantalon ve rengarenk cıvıl cıvıl başörtülere indirgeyen yeni nesil müslüman kızlar, alkol kullanmayıp da alkol tüketilen ortamları mesken tutan yeni nesil müslüman delikanlılar kendileri ötekileştirenlerin ortamlarına girmeyi ve onlarla aynı telden çalmayı hobi edinince bizim bu diğer kesim oldukça korktu ve bu korkularını bir süredir ciddi biçimde ifade ediyorlar.

Artık sinemalarda, popüler cafe ve restaurantlarda, bilardo, bowling salonlarında, çeşitli eğlence mekanlarında gezen, eğlenen içen, yiyen, yiyişen yeni nesil müslümanlara sıkça rastlamak mümkün.

Fark kızlarda, bayanlarda daha çok göze batıyor haliyle. Kendi hususi 4x4 otomobillerinde gezinti yapan hanımlar, çekici halleriyle her yerdeler.

Bazıları bunu akp geldikten sonra yeşil sermayenin güçlenmesiyle üst tabakaya çıkan müslümanların etkisi olarak açıklıyor fakat durum böyle değil. Çünkü sadece zenginler değil, gelir seviyesi düşük kesimde de yaşayış şekli değişmiş vaziyette.

Eskiden dindar kesim bu şekilde yaşamayı israf sayarken şimdi sadece Allah'ın kendilerine bahşettiği bir nimet olarak görüyorlar. Eskiden sadece evlerinin büyüklüğü ve geçim sıkıntısı olmaması ile diğerlerinden ayrılan zengin müslümanlar vardı. Şimdi ise her bir iki yılda mobilyalarını değiştirmeleri, yıl aşırı ceptelefonu değiştirmeleri, altlarındaki sürekli değişen arabalar ile ayrılıyorlar. Yani üst tabakaya çıkan bir dindar kesim yok. Sadece üst tabakada dindarlığını değiştiren bir kesim var.

Gelir seviyesi düşük müslümanların tüketim alışkanlıkları ve yeni edindikleri sosyal çevre de zengilerin olanlarınki ile paralel biçimde değişti tabi. Fakat zengin kesimde yozlaşmanın biraz daha fazla olduğu da bariz.

Meydana gelen değişimin özetini ise şu meşhur söz çok iyi açıklıyor : "İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar"

--
12/06/2010 11:28:00 PM tarihinde Yılmaz Barış tarafından 1mk adresine gönderildi

Yorum Gönder

11 Yorumlar

  1. "İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar" tam da yerini bulmuş bu cümle.Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Altına imza atılası güzel yazı...

    YanıtlaSil
  3. Yazınızı okudum. Bende dinimizin gerektirdiği gibi yaşamaya ve örtünmeye çalışıyorum. Diyorsunuzya rengarenk giyiniliniyor.Örtünmenin dikkatleri üzerine çekmemek olduğunun bende farkındayım. Ama maalesef giyinirken çalışma hayatının içindeyseniz birde moda denen kavrama uymak zorunda kalıyorsunuz..Hatta bu sabah kendimle çeliştiğim durumu anlatayım.Günlük normalde makyaj yapmam. Ama bu aralar ruh halim pek iyi değil. Kendimi iyi hissetmek adına bir iki bişi sürüştürdüm yüzüme.. Kendimi iyimi hissettim sorarsanız bilmiyorum.. Ama bizlerde bu durumun farkındayız. Ne kadar bu rengarenk durumun içinde olmak istemesekte..

    YanıtlaSil
  4. "Yani üst tabakaya çıkan bir dindar kesim yok. Sadece üst tabakada dindarlığını değiştiren bir kesim var."

    Bu cümle ile,

    "İnandığı gibi yaşamayanlar, yaşadıkları gibi inanmaya başlarlar"

    Bu cümle birbiriyle çelişiyor.

    Üst tabakaya çıkan bir dindar kesim yok ise (Kaldı ki var düne kadar cebinde beş kuruş olmayan devletin bankasından kredi alınıp üç yıl beş yıl geri ödemesiz diye verilen bu krediler ile yine devletin açtığı ihalelere tek başına giren şimdinin o sözüm ona Türkiye'nin sermayederleri olarak bakılan insanları nereye koyacağız.) o zaman nasıl oluyor da düne kadar üst tabakada dindar bir kesim yokken ve düşüncesine göre yaşıyorsa. Şimdi nasıl oluyor da birden üst tabakada dindarlaşma oluşmaya başladı. İnandıkları değerler mi değişti.

    YanıtlaSil
  5. "u.erhan" siz bir tane örnek gösterebilir misiniz bana bu dediğiniz şekilde olan?

    Gösteremezsiniz ki inanç içsel bir şeydir.
    Gösteremezsiniz keza bugün sizin o şekilde baktıklarınız dünün iktidarlarına da yalaklanıyorlardı.

    Ama ben size gösterenilirim. Bakınız; Tüpraş, Petrol Ofisi, Hilton arazisi, karayolları ve IETT arazileri v.b.

    İşi siyasete çekmeyin. Arkadaşın tespiti tamamen sosyolojik bir olgu ve tabii olarak bir yönüyle de dini.

    YanıtlaSil
  6. "Erkan Şen" Hayatın kendisi siyaset, sosyolojik bir tespit diyorsunuz ama siyaset olmadan sosyolojik tespiti nasıl yapacaksınız.

    "İşi siyasete çekmeyin" demeniz yapılacak yorumların önünü kesmekten başka bir işe yaramaz.

    Madem yorum istemiyorsunuz bende saydığınız şirket isimlerin karşısında isimler yazmayacağım.(bir tane yazın diyorsunuz, bir değil biraz tarafsız bakarsanız en az yüz tanesini sizde görebilirsiniz.)

    Ayrıca hitap ederken ismi tırnak içine almanıza da bir anlam veremedim. Bir anlamı vardır diye bende sizin isminizi tırnak içine aldım.

    YanıtlaSil
  7. Erhan Bey,

    İsminizi tırnak icinde kullanmamın sebebi "e." kismiydi. Yani lakap olup olmadıgını bilmemem. Kisilere lakap ile hitab etmeyi sevmediğin için yani.

    Bu kısa açıklamadan sonra yorum meselesine gelirsek; ben yorum yapmayın demiyorum. Yapın. Ama bu yazının günlük siyasetle alakası yok. Gurura daha çok toplumsal yozlaşma ve dini yaşantının bozulması, bir takım olayların carpitilmasi konu ediliyor. Hatta bir çok kisinin dinci diye gördüğü kisilerin dine dinsizlerden daha çok zarar verdigi gibi uç bir çıkarıma bile gidilebilir. -bunlar tabii ki benim düşüncelerim. Yazar çok daha farklı da düşünüyor olabilir.-

    Bu mesele toplumsal ve dolayısıyla sosyolojik olduğu için günlük siyasete alet edildiğinde -adını da koyalım Ak Parti karşıtlığına dönüştüğünde- konunun özünden uzaklaştığımız için sorun sarmal halinde artarak devam ediyor.

    Bence burada yapmamız gereken yazarın yani Yılmaz Barış'ın bu güzel tespitini okumak ve okutmak en güzeli sanırım.

    YanıtlaSil
  8. @u.erhan
    o iki cümleyi birbiriyle çeliştirmeyi zihninde nasıl başarabildin anlamış değilim...

    üst tabakadaki dindar kesim, diğerlerine özendi, onlar gibi yaşamaya başladı ve inançları da o şekilde değişti...

    olay budur. anlamak istemeyişin, senin ideolojik tavrındandır...

    YanıtlaSil
  9. Sizin anlamamış olmanız o iki cümlenin birbiriyle çeliştiğini ortadan kaldırmaz.

    Elbetteki benimde bir ideolojik anlayışım var. Oturup kalkmamı bile benim ideolojik anlayışım belirler.

    Kaldı ki bir yazı yazdığımda veya bir yorum yaptığımda ideolojik anlayışıma göre davranıyorsam da bu çok doğaldır.

    Yazıyı gönderen birmilyonkalem.com olarak görmüştüm ama demek ki bu site adına @.Yılmaz Barış yazmış.

    YanıtlaSil
  10. @u.erhan
    açıkça ideolojik açıdan yorumladığını söylüyorsan problem yok zaten...
    yoksa normal bir düşünüş tarzı ile bir çelişki çıkarabilmek mümkün değil (nokta)

    YanıtlaSil
  11. merhaba:
    öncelikle zorunlu bir açıklama yaparak başlamak istiyorum. bazı yazarlarımızın gönderilerinde görülen [1mk] ifadesi bloggerle henüz çözemediğimiz teknik bir zorunluluktan doğmaktadır. 1mk ailesi hızla büyüdüğü için 150 yazara ulaşmış ve bloggerin 100 yazar limitini aşmak için yeni gelen yazarlarımız ikinci bir sayfada yetkilendirilmiştir. Yazıları ise otomatik olarak [1mk]adıyla siteye aktarılmaktadır. Nitekim yazının tamamını okuduğunuzda alt kısımda yazarın imzasını görebilirsiniz. Bir milyon kalem sitesi hiçbir yazarının fikrinin ne karşısında ne yanındadır. Ancak hakarete kaçmadığı sürece tüm fikirlerin özgürce yazılıp paylaşılmasını, tartışılmasını sonuna kadar desteklemektedir.
    Bu anlamda yazara, ve yorumcuların hepsine bizlere yansıttıkları bakış açıları için teker teker teşekkür ederiz. Ufkumuz genişledi sayenizde. Hepimiz hayata kendi pencerelerimizden bakıyoruz ve güzel olan gördüklerimizi birbirimize anlatabilmemiz.

    saygılarımla.
    1mk adına
    erkan bal

    YanıtlaSil

Lütfen düşüncelerinizle katkıda bulunun.