Banner

sizce?

Aslında her şey 3 komutanın görevden alınması ile başladı...
Her ne kadar bakanların komutanları açığa alma yetkisi olsa da. Bu olayda, özel bazı durumlar vardı...
Şöyle ki...
Balyoz darbe planına karıştıkları iddia edilen komutanlar TSK iç tüzüğü gereğince atamaları yapılamaz.Buraya kadar her şey normal...
Ancak iş, bu TSK personellerinin kendi haklarını yüksek askeri mahkemesinden talep etmesiyle karıştı.
Çünkü mahkeme, komutanların lehinde karar verdi...
Hükümet ise, “Sen benim kararıma nasıl karşı karar alırsın” der gibi 3 komutan’ı görevden alıyor...
Ancak,bu olaya hiç düşündünüz mü? Hükümetin bu hareketi, nelerin başlangıcını beraberinde getiriyor?
Aslında bunu cevabını, bugün Taraf gazetesi manşetinde verdi...
Aynen şöyleydi manşeti: “Genel kurmayın tabelası inecek!”
Şöyle ki...
Komutanların kazandıkları bir askeri mahkeme kararını,sivil yönetim kabul etmediğine göre bu durum 3 komutan’ın görevden alınması değil 2 kurumun çatışması anlamını taşıyor...
Yada şöyle diyeyim: “Hükümet, askeri mahkemeye; sen ne dersen de ben bildiğimi okurum” demiş oldu resmen...
Peki bu durum, sizce ileri ki zamanlarda Taraf gazetesinin manşetini attığı durumun gerçekleşeceği anlamına gelmiyor mu?
Bilmem anlatabildim mi?
VOLKAN KAHYALAR

Yorum Gönder

1 Yorumlar

Erkan Şen dedi ki…
"Sizce?" diye sorarak başladığın için ben de "Bence" diyerek devam edeyim...

"Sivil iktidarın" yetkisi dahilinde olduğuna göre sadece "kaşınının üstünde gözün var!" diye bile görevden alabilir memurunu. (Hayır yanlış yazmadım.) "Sivil iktidar" bu demektir. Ben bu kararı beğenmezsem bir sonraki seçimde daha iyi kararlar alacak birini seçer ve oraya getiririm. Bu kadar basit...

Diğer yönünden de sorgulayalım olayı. Hadi diğer ikisi için bir şey söylemeyeyim. Ama sırf görevini kötü yapması -daha doğrusu yapmaması- bile içlerinden birinin görevden alınması için yeterli "bence". Senin askeri bölgenin iki adım ötesine kadar yüzlerce kilo ağırlığında silah taşıyacak, kuracaklar. Bunların cephanelerini getirecekler. Üstüne bir de saldırıp onlarca vatan evladını "şehit" edecekler. Sen de çıkıp "çoban sandık", "gak, guk" diyeceksin. Terfi ettirilmeyince de "mahkemeye" başvurup karar çıkartacaksın.

Arkadaş, var mı böyle yağma. Hangi memur terfi alamadım diye mahkemeye başvurabiliyor bana söyler misin?

Diyecek olan olur; "Millet vekillerine hiç dokunamıyorsun, o ne olacak?" diye. Hemen söyleyeyim bir sonraki seçim de oy vermeyeceğim olacak bitecek.

Peki, aklına bu soru gelen benim sorumu cevaplayabilir mi? Asker eğer gidip-geleceğini, terfisini-görevden alınmasını kendi içinde belirleyecekse; ben icraatından memnun olmadığım askere nasıl dokunacağım?

Son bir konu olarak da "Genelkurmay" tabelası olayına değineyim. "Velev ki", tabela inecek olsun içerikte ne değişecek ki! Bir kitabın sonraki baskısında adı değişti ya da kapak rengi değişti diye içeriğinden bir şey kaybediyor mu?

Daha çok soru sorarım ya, gerek yok! "Empati" -kendini başkasının yerine koymak- yapıp bakış açını değiştirip bak olaylara birazda. Belki yine görüşlerin aynı olur ama emin ol çok daha farklı şeylerde görürsün.

Saygılar.