Anamur'da kalınacak en güzel yerlerden biri, Denizkent sitesi...
Sahil kenarında, denize sıfır, çok büyük bir bahçe içerisinde yaklaşık 70-80 ev...
Tamamı 2 katlı, en üstte de teras var.
En kötüsü ben 7 gün boyunca terastan fotoğraf çekmeyi akıl edemedim:(
Bizim gibi kalabalık ortamlardan hoşlanmayanlar için, doğa, yeşil, deniz üçlüsünü bir arada görebilecekleri şirin bir tatil sitesi Denizkent. Hemen Anamurium antik kentinin yanında. Bir başka postta da Anamurium'u anlatacağım kısmetse.
Kesinlikle çok bakımlı bir bahçesi var sitenin. Benim gibi bitkiseverlerin bayılacağı gibi:) Çok çok iyi bir bakım ekibi var ve her akşam mutlaka ilaçlanıyor.
Sitenin hemen sol tarafından Sultan Çayı denize dökülüyor. Buna rağmen bir tane sivrisinek görmedim ben. Ancak diğer sitelerde sivrisinekten oturamıyorlarmış, orada tanıştığımız ailelerden öğrendik. Burası sürekli ilaçlandığı için biz hiç rastlamadık.
Ne güzellikler yaratılmış da bizlere hizmet ediyor bakar mısınız?
Turuncu güllerden
Sarı güllere
Bir çeşit güzellik bir arada.. İşte birkaç foto:
İşte bu da süs narı.. Bunu görünce evdeki süs narımın böyle olup olmadığını düşündüm. Dönüp bakınca hala çiçekli olduğunu, narların oluşmadığını gördüm. Şükür ki bu bir haftalık zamanda evdeki bitkiler hiç zarar görmemiş.
Bir evin önünde de bu harika domatesler vardı. Doğallıktan güzeli var mı?...
İşte bunlar da bahçedeki narlar. Anamur'un muzu kadar narı da ünlüymüş. Bu arada muzun fiyatı, Konya'dakinin 1/3'ü. Hem de mis gibi kokuyor. Yani ünlü olduğu kadar var Anamur muzu...
Denizi, kimi yerde kumlu kimi yerde çakıllı. Malum Akdeniz, suyu sıcacık ve bir o kadar da tuzlu. Son birkaç yıldır Marmara'nın serin ve tuz oranı az suyuna alışınca, Akdeniz bana tuz bombardımanı gibi geldi:))
Sahilde birkaç yerde bu levhalardan var. Görünce öyle hoşuma gitti ki...
Hep diyorum...
Doğayı ve doğalı koruyalım...
Denizkent sitesi ve civarı ( Anamurium bölgesi ) Kıbrıs'a en yakın uç nokta... Bu da bir bilgi olarak kalsın burada...
Ve Anamur'un girişindeki Mamuriye Kalesi...
Kalenin etrafı su ile çevrili, minik bir dere gibi ve içinde birsürü kaplumbağa...
Dere kenarında da bu şirin çiçekler karşılıyor sizi.
Kale denizin kenarında, dalgaların sesi insanı büyülüyor adeta. Tabi bir yandan da güneş beynini kavuruyor o başka:))
Kaleyi gezerken Malkoçoğlu filmleri geldi aklıma. Kesin buralarda bir film çevirmiştir Cüneyt abimiz:))
Ve kale surlarından bir görüntü.
Şimdilik bu kadar... Anamurium ve diğer mekanların tanıtımını ilerleyen günlerde yazacağım kısmet olursa...
Sevgiyle kalın...
Not: Bölgeye gidecek olursanız, Mayıs ve Eylül gibi daha serin zamanlarda gitmenizi tavsiye ederim. O kadar nem oranı yüksekti ki, nefes almakta zorlandığımız zamanlar oldu neredeyse. Sıcak ve güneş ise kavuruyor ortalığı. Hafif esen bir rüzgar ise resmen can veriyor etrafa.
1 Yorumlar
ben gecen yil burada kaldim cok begendim ve tekrar deniz kent sitesinden ev tutmak istiyorum acaba kimlerle irtibata gecebilirim
bana yardimci olursaniz sevinirim iyi gunler