Banner

sevda


Bölüm I

Gözlerine bakmamaya çalışıyordu,elleriyle oynuyor,çay kaşığına bakıyordu.
-İnanamıyorum sana dedi.Ne zamandır arkadaşız ve sen bana ailen olmadığını daha yeni söylüyorsun.
-Bilmem dedi.Denk gelmemiş demekki.
-Üzüldüm dedi.Daha yakınız sanıyordum.
Belli belirsiz gülümsemeye çalıştı.
O sırada da karşıdan o kadın göründü.Hiç yakışmıyorlardı birbirlerine aslında.Ne buluyordu bu kadında anlamamıştı."senden başka kimse yakışamaz zaten yanına değil mi "diye düşündü.Kızdı kendi düşüncesine sonra.
"Canıım" diye geldi kadın sarılıp öptü O'nu.
-Nasılsın iyi misin dedi.
-İyiyim ya sen.
-Ben de iyiyim valla ne olsun.
Sonra dönüp"Benden çok görüyorsun sevgilimi vallahi" dedi.
Bakışlarında ima vardı sanki sinir oldu.
Gülümsemekle yetindi.
-Sana da birini bulmalı dördümüz bir arada oluruz hem diye söze başladı kadın sonrasını duymadı bile ne zaman konuşmaya başlasa sesini duymuyor sadece açılıp kapanan ağzını farkediyordu.
"Ne buluyor bu kadında acaba diye düşündü.Bol makyajlı yüzü ve moda dergilerinden fırlamış haliyle sadece vitrin mankeni gibiydi işte."
-Ohoo yine daldı bu diye şuh bir kahkaha attı kadın,toparlandı
-yoo dinliyorum dedi.
-Aşşkım bu gece eğlenmek istiyorum dedi kadın Ona dönerek.Dans edebileceğimiz biryerlere gidelim.
O'nunla gözgöze geldiler.Adam duraksadı dans etmeyi sevmediğini biliyordu.
-Başka akşam gitsek dedi
Bakışmalarını farkeden kadın
-Ama bu akşam gitmek istiyorum diye üsteledi.
-Ben yogunum zaten eve gideceğim siz programınızı bensiz yapın dedi.
-Gördün mü bak gelmiyormuş,biz gidelim işte dedi kadın.
-Emin misin dedi adam.
Nerden çıkmıştı şimdi bu ince düşünce yoksa...Yok canım abartıyordu sadece, ince düşünceli davranmıştı.
-Evet eve gideceğim dedi.
Kalktılar adam adisyonu almak için uzandı
-Bana bırak birşeyler dah içip öyle kalkarım dedi.
-Ödeyeyim işte dedi
-Yok dedi ben giderken öderim
-Peki görüşürüz dedi
kadının kolundan çekiştire çekiştire götürmesini izledi içi sızladı...
-Bir çay daha alabilir miyim dedi garsona...




Bölüm II

Anahtarı çevirdi,karanlık ve yalnız dünyasının kapısını açtı.
İçeri girdi,ışıkları açmadan portmantoya bıraktı anahtarlarını, kaseye düşen anahtarların sesi yankılandı boş evde.
Yatak odasına gidip üzerini değiştirdi.Yatılı okuldan kalma bir disiplin ve düzen vardı hareketlerinde ve evinde karanlıkta bile her şeyin yerini bulabilyordu.
Salona geçti ışıkları açtıbir cd koydu sete şimdi Figen arardı,her akşam mutlaka bu saatlerde konuşurlardı.En yakın dostu hatta kardeşitdi Figen.Herşeylerini bilirlerdi birbirlerinin O'nu bilen tek kişiydi Figen ve kızıyordu bu duruma.
Gidip sıcak bir çikolata yaptı kendine,kitabını ve telefonu da yanına alarak oturdu koltuğuna.
Tam da o sıradatelefon çaldı.Gülümsedi
-Alloooo diye ahengli bir sesle açtı telefonu.
-....Birinin aramasını mı bekliyordun dedi karşıdaki ses
Şaşırdı Arayan O'ydu
-Hayır Figen sanmıştım hep bu saatlerde görüşürüz de.
-Hımmm.Nasılsın.Evde misin
-Evet evdeyim.Kitabımı sıvak çikolatamı alım keyif yapıyorum,sen...siz nerdesiniz.
-Ben barlardan birindeyim işte......Şey....Birşey diyecektim de
-Dinliyorum
-Eğer müsaitsen sana gelebilir miyim?
-.......Ta..Tabi gel...
-Konuşmaya ihtiyacım var
-Gel tabi evdeyim
-Birşey lazım mı gelirken getireyim mi
-Yok lazım olan bişey yok
Telefonu kapattı,kalbi yerinden fıralyacakmış gibi çarpıyordu.Ne yapacağını bilmeden bakındı etrafına.Çalan telefonun sesiyle sıçradı birden,açtı
-Alooo kızım kiminle konuşuyorsun kaç saattir sen_
-O...O aradı
-Eeee ne diyor
-Bana gelmek istediğini söyledi
-Neden?
-Konuşmak istiyormuş
-Kabul ettin mi?
-Figeeennnnn
-Tamam tamam...Gidince beni ararsın tamam mı dedi
-Tamam ararım...
Kapattı telefonu.
Etrafına bakındı,gözüne takılan bir iki şeyi kaldırdı.Üstüne başına çeki düzen verdi.
Onun için süslenmiş imajı yaratmak istemiyordu her zamanki gibi olmalıydı.
Ve kulaklarında kalbinin sesi beklemeye başladı
Yarım saat sonra kapı çaldı.
Koşarak gitti,kapıyı açtı,birbirlerine baktılar bir süre...
-Hoş geldin,girsene içeri...
-Hoş buldum dedi..





BölümIII

Yüzünde yarım yamalak bir gülümsemeyle girdi içeri.Peşpeşe salona geçtiler.

-Ne istersin kahve mi? çay mı?

-Kahve iyi olur aslında...Hani senin şu aromalı kahvelerinden...Çok içtim galiba...

-Tamam hemen geliyor dedi ve hızla mutfağa gitti...

Elleri titriyordu,sanki ilkkez gelmişcesine bir heyecan vardı üzerinde,telaşla hazırlamaya çalışıyor küçük sakarlıklar yapıyordu,kendine kızıyor,söyleniyor,kızıkça eli ayağı dolaşıyordu.

-Ne söyleniyorsun kendi kendine.

Sesini duyduğunda o kadar korkyu ki elindeki fincanı düşürdü yere.Eğildi kırıkları toplamak için,O da geldi yardıma

-Özür dilerim korkutmak istememiştim dedi

-Önemli değil benim sakarlığım, dalmışım.

Elini acıyla çekip parmağını tuttu hemen

-Dur bakayım dedi.Kesmişsin gel suyun altına tutalım.

Kendine kızgınlığı daha da arttı ,ilkokul çocuklarına döndüm diye sinirleniyordu kendine,kıpkırmızı olmuştu.

-Önemli birşey değil bir yarabandıyla hallederim ben onu, dedi.

Elini tutuyordu hala,bırakmamıştı.

-Dikkatli olmalıydın dedi,gerçi benim hatam ben seslenmeseydim kırılmayacaktı fincan dedi

-Gerçekten önemli değil küçük bir kesik sadece büyütme dedi.

Elini çekti, banyoya gidip eline yarabandı yapıştırdı.Mutfağa döndüğünde fincan kırıklarının toplanmış olduğunu gördü.Hemen hazırladı kahveleri ve salona yanına gitti.

-Ben toplardım sağol, dedi.

-Gördük nasıl topladığını dedi

Gülümsediler birbirlerine.Karşısındaki koltuğa oturdu.Kalktı sonra kitaplığın üstünden tütsüyü aldı yaktı.

-Sen seversin bu kokuyu dedi.

Odayı mis gibi kahve ve tütsü kokusu sarmıştı.

-Neden gelmedin bizimle

-Bilirsin ben pek sevmem dans etmeyi, daha doğrusu pistte balık istifi zıplamayı

-Biliyorum evet ama gelseydin bizimle keşke

-Boşver...Ne oldu, neden kavga ettiniz ?

-Senin tabirinle balık istifi zıplanan bir yere gittik,ama tadım yoktu,onu biliyorsun zaten her zamanki gibiydi."Neden tadın yok" dedi,cevap vermeyince de "O gelmedi diye değil mi?,Ne var sizin aranızda,"dedi"Birşey yok"dedim tartışma da başlamış oldu sonra da çekti gitti.

-Saçmalamış neden böyle yapıyor ki?

-Ne var bizim aramızda?...

-Efendim????

-Duydun işte dediğimi...

-Çok iyi arkadaşız

-Offffff yapma...Çocuk değiliz ikimizde

-Hakikaten çok içtin galiba sen

-Evet içtim çünkü konuşmam lazım...

-Saçmalama yarın pişman olacağın şeyler söyleme hadi kahveni iç.

-Saçmalamıyorum ben...Neden hep kaçıyorsun benden?Neden hep bir şeyler saklar gibisin.

-.......

-Susma.Sesi yükseliyordu artık.Susmaaa.Senin yanında olmak için ne kadar çabaladığımın farkında değil misin?

-Yanımda olmak için çabalamak mı?...Sevgililer listeni uzatarak mı yanımda olacaksın sen?

-Başka ne yapabilirdim bilmiyorum.Tepkini çekmem lazımdı neden hiçbiri uzun sürmedi sanıyorsun sen.

Kalktı yanına gelip koltuğun önünde diz çöktü..

-Bak bana lütfen,gözlerime bak,ne den bu kadar uzaksın bana?

-Uzak falan değilim

-Kır şu kabuğunu artık.Ailenin olmadığını bile bugün öğrendim.Lütfen beni de al yanına, yalnızsın beni de yalnız bırakıyorsun.Sana aşığım ben anla artık

Şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemedi.Fısıltı halinde

-Ben de diyebildi.



BölümIV ve Final

iki ayrı günde,

iki ayrı ruh haliyle,

isteyen, istediğini son olarak kabul etsin…

Birinci Final:

-Gözlerime bak lütfen.Neden şimdiye kadar söylemedin bunu…Neden bu kadar uzak durdun benden,acı çektirdin ikimize de

- Sen de belli etmedin,söylemedin hiçbir şey ama…

-Haklısın sanırım, ben de hatalıyım… Ne olur anla beni…Şaşırmıştım ne yapacağımı bilmiyordum…

Birden kendine doğru çekti sımsıkı sarıldı…

-Her şey çok güzel olacak, söz veriyorum sana dedi. Hiç bırakmayacağım seni. Unutacaksın tüm kötü şeyleri.

- Söz mü dedi çocuksu bir saflıkla

-Söz dedi

İnandı… Artık hiç kimsenin önemi yoktu,ne O'nun hayatından gelip geçen kadınlar,ne geçmiş,ne de gelecek, sevdiği adam ona söz vermişti…
Güzel günler yaşayacaktı…


İkinci Final:

Çalan telefon sesiyle uyandı uykusundan…

Etrafına bakındı ne O vardı, ne kahveler, ne de yanan tütsü,eline baktı,biliyordu aslında göreceği şeyi,sağlamdı eli…

Figen di arayan…

-Neden geç açtın korkuttun beni…

- Uyumuşum, rüya bile gördüm hatta…

- İlaçlarını alıyor musun ?

- Evet…

-Onu gördün yine değil mi rüyanda.

- Evet.Bana geldi, beni sevdiğini söyledi, bende ona sevdiğimi söylerken telefonunla uyandım…

- Yapma bunu kendine lütfen…Kabul et artık… Evlendi o…Lütfen Kabul et…
Hayatına devam etmek zorundasın.

- Biliyorum. Zamana ihtiyacım var sadece

- Ne zamanı, daha ne kadar zaman, altı ay oldu.Toparlan artık.

-Tamam kapatmam lazım hadi,görüşürüz….

-Peki tamam fazla geldim yine üstüne değil mi? kaç bakalım…

-Hoşçakal

-Hoşçakal

Yavaşça kalktı yerinden balkona çıktı… Ilık bir rüzgar esiyordu…İçine çekti havayı,gözlerini kapattı onun sesini duydu “Gel”diyordu….

Yorum Gönder

2 Yorumlar

TuTsİ dedi ki…
Güzel anlatım,pek beğendim.
Başarılar dilerim.
. dedi ki…
teşekkürler...