Banner

Çocuk: Bana dokunma!

Aklımdan geçenleri düşünmek bile ağır gelirken,yazıya dökmek ne kadar da utanç verici bir insan olarak!
insan olmak!
Sadece görünürde değil,ruhla-maneviyatla insanlığa yakışır bir insan olmak!

Hasta ruhlarla uğraşan küçük bedenler...
Bedenleri kadar küçük mü olacak peki ruhlarındaki yara?

Bir eğitimci olarak elimden gelenin en iyisini yapmak istedim..
İşimi yapmak,yani eğitmek..
İşin birde çocuğa cinsel istismar konusunda nasıl eğitim verilir yönüne değinmek İstiyorum bu yazıyla..''çocuğuma dokunma''nın yanısıra
''çocuk tarafından atılan bir çığlık:bana dokunma!''

Araştırdım günlerce,en yakın arkadaşımdan faydalandım;bir psikologdan..


eğitildim ve kendimi eğittim...

İyi ve kötü dokunmayı uygun bir dille nasıl anlatırız çocuklarımıza?

Dokunmanın türleri:iyi mi-kötü mü?

Sarılmak-dokunmak sevginin en güzel göstergelerindendir,çocuk bunu bilmeli fakat aynı zamanda farklı dokunuşları da ayırt edebilmeli.Çocuğumuzun cinsel anlamda kendini korumasını sağlamak için bilgilendirici bir konuşma yapmalıyız..Çünkü kişiselliği,çıplaklığın ve cinselliğin özelliğini ve sınırlarını bilmeyen çocuk risk altındadır.
Önemli bir nokta da;çocuğun gelişiminin üstünde açıklamalar yapmamalıyız ki onu korkutmayalım.
Bedenlerimizin bize özel olduğundan bahsederek konuya başlayabiliriz... Bize özel olan bölgelerimiz vardır,başkaları tarafından bu bölgelere yapılan dokunuşlar oyun esnasında bile olsa kötü dokunuşlardır.Bir başkasına dokunmak yada başkası tarafından dokunulmak sevgi işaretidir elbette,iyi dokunuşlar olduğu sürece..
Eğer birinin dokunuşları onu rahatsız ediyorsa buna izin vermemesi ve ortamdaki büyüklerinden yardım istemesi gerekir.
Konuşma esnasında -kötü dokunuş- lara fazla vurgu yapılmamalıdır.


NOt:Yukarıda yayınlamış olduğum afişin çıktısını alarak görev yaptığım okuldaki sınıfların her birine astım...Siz de bu konuda daha duyarlı hareket etmek adına,afişi gerekli gördüğünüz yerlere mutlaka ulaştırın...http://art-niyet-iyidir.blogspot.com


kaynaklar:


-Türkiye Aile Sağlığı ve PlanlamaVakfı Görünüm Dergisi/Ocak 2009
-http://www.eskisehircocukpsikiyatri.com/cinsel-egitim




Yorum Gönder

6 Yorumlar

pixis dedi ki…
dilerim kayıtsız kalmazsınız...
Adsız dedi ki…
Emeğinize, yüreğinize sağlık öğretmenim. Bu çok önemli bir girişim. Çocukların bedenlerinin farkında olmaları ve kendilerini korumalarını öğrenmeleri gerekli. Bu da evde ve okulda olacaktır. Mardin kapının sadece hareketli bir şarkı olmadığını yaşanan zorlukları biliyoruz. Çoğu zaman tüm yazıları okuyup belki sessiz kalıyoruz ama 1MK ailesi içinde çok özverili çalışan dostlar olduğunu biliyoruz. Herşey yüreğinizce olsun.

1MK Adına A. Şebnem Soysal
Bence ilk defa bu kadar açıklayıcı ve bilgilendirici bir yazı geldi. Bir egitimci olarak o kadar detaya inmişsiniz ki bilmediğimiz öğrenmediğimiz öğrenmemeiz gereken önemli konulara değinmişsiniz. Çok teşekkürler İzniniz olursa bu yazınızı paylaşmak isterim. ve tabiki afişide

Saygılar sunar ayrıca bu duyarlı davranışınızdan dolayıda tebrik ederim.
pixis dedi ki…
teşekkür ediyorum..

bu konuyla ilgili daha kapsamlı bir yazı hazırlıyorum,birkaç gün içinde sizlerle paylaşacağım..

ayrıca yazıyı ve afişi paylaşabilirsiniz.amacımız daha fazla kişiye ulaşmak...
uğur erhan dedi ki…
Genelde hep çocuklar kendilerine karşı yapılan hareketleri tanımlayabilmeleri için onlara öğretilmesi gereken şeylerden bahsediliyor.

Oysa bunu öğretmekle yükümlü olan bazı öğretmenler bu tür tacizleri ve tecavüzleri yapıyor. Ve bu öğretmenlerin de ne yazık ki sayıları artmaya başladı.

Sadece cinsel taciz ile ilgili değil dersini yapmayan bir çocuğa hiç akıla gelmeyecek bir şekilde ceza verme yöntemleri ile.

Asıl sorunlardan bir tanesi de bu tür öğretmenlere nasıl bir önlem alınacak. Ve bu tür öğretmenlere ne gibi bir ceza verilmesi gerekiyor.
Başka bir okula tayin etmekle bütün iş bitiyor mu?

Ödül mü veriliyor yoksa ceza mı, hiç belli değil.

Bu öğretmenler mesela neden aralarındaki pislikleri temizlemek için bir protesto eylemi yapmazlar.

ışık.
beenmaya dedi ki…
bu aydınlatıcı ve bilgilendirici yazı için gerçekten teşekkürler. doğru bilgiyi sunabilmek için önce bizim doğruyu bilmemiz gerekir öyle değil mi...