Vuslat vaktidir artık. Aramızda bir solukluk mesafe bile kalmadı. Nefes nefes seni ciğerlerime çekiyorum Nisan. Bu öyle bir hava ki, çocukluğumun bahçelerindeyim yeniden. Elvan elvan sen kokan toprakta, kendimi arıyorum. Hangi ağacın meyvesiyim? Bilmiyorum. Ne fark eder? Her yer bahar dalı. Bilmediğimce renklerimi ışıklarıyla beziyor güneş. Kendimi, her an başka bir halde görüyorum. İçimdeki benleri fark ediyorum. Yaşamak dedikleri bu olsa gerek. Alkımdan bir ömrün içinde rengimi arıyorum. Her buldum sandığımda kendimi aslında biraz daha büyüyor, büyüyorum. Dünyanın enginliği gözlerimi kamaştırıyor. Daha çok yaşamak istiyorum!
Beni kendime rüzgar getiriyor. İçime sızıyor usul usul. Sonra beni savuruyor bir o yana bir bu yana. Direnmiyorum ona. Aramızda sanki kuralları daha önceden bellirlenmiş bir meydan okuma oyunu oynuyoruz. Tartıyoruz birbirimizi bu güç yarışında. "Ne kaçan var, ne de kovalayan" diye mırıldanıyorum. "İkimizde aynı yolun yolcusuyuz" diyorum ona. Duruluyor birden. Ehlileşiyor. Yalın ayaklarımı artık üşütmüyor esen yel. Bir türkü çalınıyor kulaklarıma rüzgarla karışık. Gülümsüyorum.
Zaman dedikleri, eskiden kalma bir oyuncak. Dilediğimizde ileriye, geriye alınan ama hiç durmayan bir oyuncak. Nadide bir oyuncak bu. Sırça bardak misali korunmalı. Aman kırılmasın! Ama oynanmadan bir köşede de durmasın. Bu oyuncakla neler yapılmaz ki? Büyülü bir oyuncak bu. Bir kaderi gün gün yaşamak... Günlerden ömür yapmak oyununun baş kahramı olmak... Bir ömrü yaşamak doya doya. Çocuk olmak, büyümek, her yaşta başka başka benleri görmek...
İnsan mucizeleri ötede aramamalı. Filmler bir gün gerçek olur belki. Julnes Verne yazdıktan kaç asır sonra Aya Yolculuk edildi ki? An gelir bir makineye biner istediğimiz ana gideriz. Ben hep sana gelirim Nisan. Çekirgelerle şarkı söylerken, horozlara karşı avaz avaz Dedemi görürüm belki yeniden. El ele yürürüz toprak yolda. Bana anlatır dünyayı kendi gözünden. Olmadı çocukluğumun en keyifli anlarında dururuz. Şekercinin camına dayarım burnumu. Hepsini tadarım. Elma şekerinin yeri ayrı. Badem şekeri cebimde. Çikolatalar midemde.
Yeni yetmelik zamanlarında sakladığım kadınlığıma giderim olmazsa. Uçuşan eteklerime nazire yapar rüzgarın kollarında dans eder yine saçlarım. Toprak ayaklarımı bağlar çiçek çiçek. Gitme der bana bahar, gitme uzağa. Büyüme. Hep böyle kal. Oysa bu benim elimde değil Nisan.
Beni kendime rüzgar getiriyor. İçime sızıyor usul usul. Sonra beni savuruyor bir o yana bir bu yana. Direnmiyorum ona. Aramızda sanki kuralları daha önceden bellirlenmiş bir meydan okuma oyunu oynuyoruz. Tartıyoruz birbirimizi bu güç yarışında. "Ne kaçan var, ne de kovalayan" diye mırıldanıyorum. "İkimizde aynı yolun yolcusuyuz" diyorum ona. Duruluyor birden. Ehlileşiyor. Yalın ayaklarımı artık üşütmüyor esen yel. Bir türkü çalınıyor kulaklarıma rüzgarla karışık. Gülümsüyorum.
Zaman dedikleri, eskiden kalma bir oyuncak. Dilediğimizde ileriye, geriye alınan ama hiç durmayan bir oyuncak. Nadide bir oyuncak bu. Sırça bardak misali korunmalı. Aman kırılmasın! Ama oynanmadan bir köşede de durmasın. Bu oyuncakla neler yapılmaz ki? Büyülü bir oyuncak bu. Bir kaderi gün gün yaşamak... Günlerden ömür yapmak oyununun baş kahramı olmak... Bir ömrü yaşamak doya doya. Çocuk olmak, büyümek, her yaşta başka başka benleri görmek...
İnsan mucizeleri ötede aramamalı. Filmler bir gün gerçek olur belki. Julnes Verne yazdıktan kaç asır sonra Aya Yolculuk edildi ki? An gelir bir makineye biner istediğimiz ana gideriz. Ben hep sana gelirim Nisan. Çekirgelerle şarkı söylerken, horozlara karşı avaz avaz Dedemi görürüm belki yeniden. El ele yürürüz toprak yolda. Bana anlatır dünyayı kendi gözünden. Olmadı çocukluğumun en keyifli anlarında dururuz. Şekercinin camına dayarım burnumu. Hepsini tadarım. Elma şekerinin yeri ayrı. Badem şekeri cebimde. Çikolatalar midemde.
Yeni yetmelik zamanlarında sakladığım kadınlığıma giderim olmazsa. Uçuşan eteklerime nazire yapar rüzgarın kollarında dans eder yine saçlarım. Toprak ayaklarımı bağlar çiçek çiçek. Gitme der bana bahar, gitme uzağa. Büyüme. Hep böyle kal. Oysa bu benim elimde değil Nisan.
Bırak gideyim. Bırak... Gençliğime, yaşlılığıma gideyim.
Nasıl gidilir senden Nisan?
Bir masalı tekrar tekrar okumanın hazzını ancak çocuklar bilir. Bir kelimenin yeri değişse ürperir minicik yürek. Bildik bir hikayeyi aynı çoşkuyla, bir çocuklar bir de sevenler sahiden yaşar. Yoksa aşık olmak çok kolaydır. Yürek ateşini yıllarca diri tutmaktır zor olan. Belki o yüzdendir hep çocukluğa dönmek istemek. Edilen yeminlerin bozulmadığı başka bir zaman var mıdır?
Yeniden sana geldim Nisan. Çocukluğuma, gençliğime, yaşlılığıma geldim. Seninle nefes almaya. Nisan! Ilgıt ılgıt insan kokan günlerinde kimsenin gözlerinde yaş olmasın nolur. Mastika oynayalım seninle. Her sabah doğalım yeniden. Olmazsa güneşi biz uyandıralım. Benimle doğar mısın nisan?
Birmilyonkalem'de bu bahar başka bir hava esecek nisan nisan. Yüreği umut dolu gönül yolcuları baharı yazacak. Hala yazdığını hissedebildiğim sevgili Şaika Günsel TUĞRUL anısına düzenlenen 1MK'daki Bahar Şenliği Blog Yarışmasını kelimeleriyle şenlendirecek 1MK yazarları. Okumak her satırı nisanca...
Her Çocuğun Bir Masalı Olmalı Kütüphanesi 1 yaşını doldururken çocuklarımız bizden yepyeni masallar bekliyor. 23 nisan gelirken 1MK yepyeni umuytların peşine düşecek. Sarılacak, gülücüklerine saklanacak çocuk var. 1MK o çocukları Nisan'da bulacak!
Biliyorum ki bu Nisan unutulmaz olacak.
Nereden mi biliyorum. Ben, Nisan'ın ruhuyum. Şimdi siz gülümseyin ben hissederim.
1MK Editörü - A. Şebnem SoysalNasıl gidilir senden Nisan?
Bir masalı tekrar tekrar okumanın hazzını ancak çocuklar bilir. Bir kelimenin yeri değişse ürperir minicik yürek. Bildik bir hikayeyi aynı çoşkuyla, bir çocuklar bir de sevenler sahiden yaşar. Yoksa aşık olmak çok kolaydır. Yürek ateşini yıllarca diri tutmaktır zor olan. Belki o yüzdendir hep çocukluğa dönmek istemek. Edilen yeminlerin bozulmadığı başka bir zaman var mıdır?
Yeniden sana geldim Nisan. Çocukluğuma, gençliğime, yaşlılığıma geldim. Seninle nefes almaya. Nisan! Ilgıt ılgıt insan kokan günlerinde kimsenin gözlerinde yaş olmasın nolur. Mastika oynayalım seninle. Her sabah doğalım yeniden. Olmazsa güneşi biz uyandıralım. Benimle doğar mısın nisan?
Birmilyonkalem'de bu bahar başka bir hava esecek nisan nisan. Yüreği umut dolu gönül yolcuları baharı yazacak. Hala yazdığını hissedebildiğim sevgili Şaika Günsel TUĞRUL anısına düzenlenen 1MK'daki Bahar Şenliği Blog Yarışmasını kelimeleriyle şenlendirecek 1MK yazarları. Okumak her satırı nisanca...
Her Çocuğun Bir Masalı Olmalı Kütüphanesi 1 yaşını doldururken çocuklarımız bizden yepyeni masallar bekliyor. 23 nisan gelirken 1MK yepyeni umuytların peşine düşecek. Sarılacak, gülücüklerine saklanacak çocuk var. 1MK o çocukları Nisan'da bulacak!
Biliyorum ki bu Nisan unutulmaz olacak.
Nereden mi biliyorum. Ben, Nisan'ın ruhuyum. Şimdi siz gülümseyin ben hissederim.
5 Yorumlar
Çok yaşa birmilyonkalem.com editörleri:)))))
Saygılar. Işık
Her ayın ilk günü yazılan editörden yazısı 1MK'da bir gelenektir. Bu ayın konusuna ve
1MK çizgisine işaret eder.
Yoksa bir ayrıcalık değildir.
Eskiden her ayın bir kapak konusu olurdu. Özel tasarımlarla yayına çıkardık her ayın ilk günü.
Çok keyifli bir o kadar da zor bir işti. Belki siz gibi yeni nefeslerle yaniden kapaklar yapmalı.
Editörden yazısında yukarıda özetlediğim tüm konuların vurgusu yapılmıştır eğer okuduysanız...
1. Bu ayın konusu: Bahar.
2. Her Çocuğun Bir Masalı Olmalı kütüphanesinin 1. Yılı
3. 23 Nisan kampanyasının ilk duyurusu.
4. Şaika Günsel Tuğrul Anısına 1MK Blog Yazarı Yarışmasının duyurusu
Uzun süredir Uzağa Giden'in hiç bir yazısını 1MK yayınlamıyordum. Nedeni ise şimdi yaşadığımız gibi herhangi bir şekilde yanlış anlaşılmaların olmamasıdır.
Ancak, gelen istekler üzerine yazmaya başladım. Kendi hiç bir yazımı da öne çektiğim görülmemiştir.
Ayrıca, bu işte yani Editörden yazısını öne çekmesinde tek sorumluda benim.
1MK'nın diğer editörleri ki sağ olsunlar Ness, Beenmaya, Efsa ve Siyah Kelebek kampanyalarda bize destek verdiler. Şu anda aktif görev almayan Ateş Böceği, Damak ve Cofee gibi. Her hangi bir yazının ya da yorumun yayına alınması, yayından kaldırılması ya da öne çekilmesinden sorumlu değillerdir.
Tepkinizi anlıyorum. Ama ayın ilk gününe özel bir uygulamadır.
Saygılarımla...
A. Şebnem Soysal - Uzağa Giden Kadın
Kendinize ayrıcalık yapıyorsunuz gibi bir düşüncem yok. Kızmış falan da değilim.
Ben sadece dikkatimi çeken ve merak ettiğim bir konuyu yarı şaka yarı ciddi bir şekilde dile getirmeye çalıştım.
Ve siz de beni ciddiye alıp uzun bir cevap yazdığınız içinde ayrıca teşekkür ederim.
(Bakın işte burada ayrıcalığınız ortaya çıkmış.)
Ben zaten sizin kişisel blogunuzu yorum yapmasam da her zaman takip edenlerdenim.
Saygılar. Işık