Banner

NOSTALJİ - BİZİM ZAMANIMIZDA...ESKİ DEĞERLERİMİZ


E S K İ D E N ;

BİZİM ÇOCUKLUĞUMUZDA VE GENÇLİĞİMİZDE ;


*ilkokula giderken siyah önlük giyerdik...Beyaz yakalarımız kolalı idi,
*sınıfta temizlik kontrolü yapılırken;mendilimizin üzerine ellerimizi koyardık..tırnak kontrolü yapılırdı..
*beslenme saatinde süt tozundan süt yapılırdı,onu içerdik..
*annemiz ekmek dilimine sana/tereyağ sürerdi,üzerine de reçel...onu yerdik..
*bazen harçlığımızla ;okulun kapısında camekanlı arabada 5 kuruşa-on kuruşa satılan gofret,çukulatalardan alırdık..çukulataların yaldızlarını bir kutuda biriktirirdik..
*kağıt peçete koleksiyonu yapardım..misafirlikte kullanmam için verilen kağıt peçeteleri kullanmaz,özenle saklardım..
*hemen her 23 nisan'da tam tören zamanı yağmur yağardı..bazen rugan ayakkabımız ayağımızı sıkardı...
*komşunun kızları ile kağıt bebek oynardık..
*ilkokul öncesi hediye edilen taşbebeklerimiz vardı..
*sonra Adana kilis Pazarı'ndan annemin aldığı,kocaman bebeklerimize sahip olduk..(hala özenle saklıyorum..)
*annemin siyah rugan fileli,sivri burunlu,ince topuklu ayakkabısı vardı..
*annemin toz pudrası vardı,ruj sürünce eliyle dudaklarındaki rujun bir kısmını yanaklarına sürerdi,allık niyetine..
*banyolarda odun sobası yakılırdı,sıcak su için..
*banyodan sonra birbirimize ''sıhhatler olsun'' der,el öperdik..
*bayramda rugan ayakkabı alındığında;günlerce bayramı bekler,ayakkabıyı başucumuza koyar,seyrederdik..
*bayramlarda yaş sırasına göre bütün aile sıraya girer,büyüklerimizin elini öperdik...anneannem akşamdan harçlıklarımızı tek tek hazırlar,aynı sıraya iki kere girdiğimizde fark edip bize şakayla kızardı..
*anneannemin odasında tel dolap vardı..ikiz kardeşimle odasına girer,birşey isteyip istemediğini sorardık..her seferinde bize teldolabından çukulata ikram ederdi..
*büyüklerimizin yanında bacak bacak üstüne atmazdık..
*utanınca yüzümüz kızarırdı..
*annemden izinsiz hiçbir şey yapmazdık..
*yalan söylemezdik..okulu kırmazdık..
*orta okulda ve lisede türk filmine giderdik..ağlaya ağlaya bir hal olurduk,film boyunca..
*kışın sinema kapısında satılan kestanelerden alırdık..
*kış akşamları mahalleden bozacı geçerdi...BOZAAAAAAAAAA diye bağırırdı..
*mahallenin bekçisi akşamları düdüğünü çala çala dolaşırdı..
*yazın yazlık sinemaya giderdik..Kızıltoprak'daki İKİZLER SİNEMASI'na ve KALMIŞ SAHİL SİNEMASI'na giderdik..
*kalamış'da oturduğumuzdan,hemen sahilde sandal kiralardık..Moda açıklarına kadar kürek çeker,denize oralardan girerdik..
*bazen fenerbahçe'den denize girerdik.fenerbahçe plajından veya TCDD'nin kampından..
*her akşam güneş batarken penceremden sahili,manzarayı seyrederdim..
*hıdrelesde sabah erkenden komşularla sahile gider,kağıtlara yazdığımız dilekleri denize atardık..gül ağacına para bağlardık..
*komşular birbirine sabah kahvesine giderdi..(11 kahvesine)
*komşudan 1 fincan kahve,şeker,un istenirdi
*komşunun zilini çalıp; ''bir maniniz yoksa annem size gelecek'' derdik..
*patatesi,soğanı bazen kapıya gelen satıcıdan alırdık..
*yoğutçlu gelirdi mahalleye..hemen büyük bir tabak alıp,aşağıya yoğurtçuya koşardık..
*haftanın belli günlerinde mahalleye SEYYAR MİGROS ARABASI gelirdi..
*annelerimiz manavdan alışveriş yapıca;sebze-meyveler kesekağıdına konurdu..onlar da fileye..
*1966'da erenköy'den kalamış'a taşındığımızda caddeden tramvay geçiyordu..
*ilkokulda iken apartmanda sadece bir komşumuzda telefon ve televizyon vardı..
*bazen komşudan telefon ederdik..yılbaşında komşu çağırırsa dansözü ve Zeki Müren'i seyretmeye giderdik..
*telefon müracaatı yaptığımız halde,yıllar sonra bize sıra geldi,telefonumuz bağlandı...
*şehirlerarası görüşmek için 03'e kayıt olur,saatlerce sıramızı beklerdik..
*önemli günlerde telgraf çekerdik..ELT,YILDIRIM..
*taksitle çeyiz alırdık,kapıya gelen ÇİNLİ AMCADAN...
*evimize bazen ''görücü'' gelirdi..tabii şidddetle karşı çıkardım...
*komşuların nikah şekerini bazen hep birlikte evde hazırlardık..
*radyo dinlerdik..annem sabahları ''arkası yarın'' programını dinlerdi..
*radyo tiyatrosu vardı..
*orhan boran deyince aklımıza YUKİ gelirdi..
*sonra teybimiz,kasetlerimiz oldu..
*pikabımız,plaklarımız da oldu..
*ilk televizyonumuzu 1972'de aldık..siyah-beyaz idi..
*ikinci televizyonumuz renkli tv çıkınca aldık...
*sonra ilk özel tv kanalı ''STAR TV'' yayına başladı..
*önceleri uzaktan tv kumandamız yoktu..antenin ayarı sık sık bozulurdu..
*sezen cumhur önal vardı..
*fecri ebcioğlu vardı..
*cenk koray vardı..
*barış manço vardı..''7'den 77'ye programı'' vardı..
*dario moreno,adamo,anne marie david vardı..
*eski şarkılar ,türkçe sözlü hafif batı müziği-arajman- vardı..
*lisedeyken,ikizimle benim rugan çorap çizmelerimiz vardı..
*okula servisle gidip gelirdik..
*lise son sınıfta kalamış'dan moda'daki kadıköy kız lisesi'ne dolmuş ile gitmeye başladık..
*o yıllarda dolmuşlar,taksiler damalı idi..dodge,desoto,fargo...
*dolmuş paraları 25 kuruş,sonra 50 kuruş..sarı 25 kuruşu da hatırlıyorum..
*orta okul ve lisede iken İETT'nin İKARUS ve LEYLAND marka otobüslerine binerdik..
*otobüse arkadan binerdik..biletçi vardı,biletlerimizi kesen..
*genelde yer olsa bile ayakta giderdik büyükler otursun diye..oturduğumuzda yanımıza daha yaşlı birisi yanaşmadan hemen kalkıp yer verirdik..uyur numarası yapmazdık..
*hala otobüste-minübüste yaşlılara yer veririm..
*doğum günlerimizi evde kutlardık.annem,arkadaşlarımızı eve çağırmamızı isterdi..onlara not verirdi..
*doğum günlerimizde birbirimize 45'lik plak,bazen de longplay alırdık..bir de kitap tabii...
*iş bankasının metal kumbarası,bir de yapı kredi bankası'nın yuvarlak ahşap kumbarası vardı..
*1964'de biz daha çok küçükken anneanneme yapı kredi bankası'nın mudileri için düzenlediği hediye çekilişinden etiler'de apartman dairesi çıkmıştı..sonra o daireyi satıp,çocuklarına paylaştırdı..hala bankanın telgrafını ve anneannemin resmi olan çekiliş posterini saklıyorum..
*lise sonda kadıköy'den beşiktaş'a taşınan en yakın arkadaşımızı evine kadar uğurlardık..üsküdar'dan eski küçük boğaz vapurlarına binerdik..ALTINKUM Vapuru'nu bugün gibi hatırlıyorum..Lodosta camları sallanırdı,yana doğru yalpalardı..
*O yıl boğaz köprüsü trafiğe açıldı..
*okul çayımız HİLTON'da oldu..Apartman topuklu ayakkabılarımızı giydik..
*ilk blue jean alışımızı da hatırlıyorum..Lisede sömestr tatilinde Adana'ya gittiğimizde bir akrabamız vasıtasıyla İncirlik'de çalışan birisine ısmarlamıştık..ölçüsü uymamıştı,terziye küçülttürmüştük..Wrangler marka..çok havalı idi..
*Sarı yağmurluklarımız vardı..havamız binbeşyüzdü onu giyince!!
*elimizdekilerle mutlu olmasını,paylaşmasını bilirdik..
*harçlıklarımızı idareli kullanırdık..
*ilk defa yurtdışına Almanya'ya öğrenci değişim programı ile -18 yaşıma yeni bastığım yıl- üniversite birinci sınıfta iken okul arkadaşlarımla gittim..20 gün ailemden uzak kalmak zor geldi bana..
*ilk defa kağıt mendili 10'lu paketlerde Almanya'dan aldım..
*ilk defa açık büfeyi 1975'de almanya'dan feribot ile isveç'e giderken gördüm..
*ilk defa Berlin'de kapalı havuza girdim..
*Berlin Duvarı'nın yanından geçerken fotoğrafını çektim..
*ilk fotoğraf makinam KODAK-İnstematik-ile..
*ilk defa Akmerkez,Galleria tarzı büyük mağazaları Berlin'de gördüm..
*ilk defa üniversiteye -beyoğlu'na-giderken Kadıköy'den Karaköy'e yalnız başıma vapura,ondan inince de tünel'e binmeye başladım..
*vapurda;aynı saatte karşıya geçen kişiler genellikle belli kişilerdi..hep aynı yere otururduk..
*gide gele göz aşinası olduğumuz kişilerin yerine oturmamaya özen gösterirdik..
*vapurun belli bir bölümü;lüx mevkii idi..ekstra para verilip oraya oturulurdu..
*Karaköy İskelesi'nde milli piyango satan bir amca vardı..Adını hala hatırlıyorum..DENİZ ŞANLI..Sonraki uzun yıllar boyunca her Karaköy'e gidişimde kendisinden piyango bileti aldım..ayak üstü sohbet ettim,hatırını sordum..Bir kaç yıldan beri göremiyorum..Hayattadır inşallah..
*belki yazım biraz fazla naftalin koktu..
*geçmişdeki eski değerlere özlemim çok fazla arttı herhalde..


BUGÜN ,

*bir çoğumuz eski değerlere sahip çıkamadık,unuttuk,
*bizim de, çocuklarımızın da çok şükür herşeyimiz fazlasıyla var..
*kaloriferli,sıcak sulu evlerde oturuyoruz bir çoğumuz..
*çocuklarımızın ayrı odaları var..
*kıyafet deseniz; bir sürü..
*evlerde 2-3 televizyon..
*her birimizde cep telefonu,
*arabamız var..bazı ailelerde 2-3 araba var..
*çocuklarımızın oyuncakları,kıyafetleri,IPOD'ları,MP3'leri,bilgisayarları,cep telefonları var..
*Bizim ailede;elimizden geldiği kadar paylaşmayı,yardımlaşmayı öğrettiğimizi zannediyorum çocuklarımıza..

Ama yine de;


*Eski değerlerin birçoğu yok artık,
*Herşey var,eski değerler yok,
*Mağaza isimlerinin birçoğu yabancı,
*Sokak isimleri bile yavaş yavaş değiştiriliyor,
*Marka hastalığı dizboyu,
*Kredi kartı çılgınlığı da öyle..Habire borçlanıyoruz..
*İşsizlik korkusu ile haklarımızı savunamıyoruz..
*Emeklilerin sosyal güvenceleri,sağlık yardımları yetersiz..
*Oy verirken;kime oy vereceğimizi bilemiyoruz..
*Seçimlerde;Listelerde terörist isimleri,yıllar önce ölmüş kişilerin isimleri bile var.
*Okullarda eğitim,disiplin,öğretmene saygı hak getire..
*Genç kızlarımızın bir çoğunun yüzü de kızarmaz oldu..(bazıları öyle maalesef)
*Evlilik kurumu internete,TV Programlarına kadar düştü.
*Boşanmalar artık çok kolay.
*TV'de Yemek Yarışmasında ; insanlar ''çok şükür,bu gün de karnımız doydu''demiyor.''Yemekler benim damak tadıma hiç uymadı,aç kaldım'' diyorlar.
*Dershanelere avuç dolusu paralar döküyoruz.
*Türban konusunu hiç azmıyorum!!!
*Şehitlerimizin acısına da dayanamıyorum.
*Birçok kuruluş,banka yabancılara satıldı.
*Yabancı sermaye yakında hepimizi,herşeyimizi yutacak.
*Yıllardır alınan dış borçlar ve faizleri yüzünden çocuklarımız hep borçlu doğuyor.
*Ameika merakı,beyin göçü diz boyu..
*2009'un başında tedavüle çıkartılan Türk Lirası banknotlarımızdaki Atatürk resmi hiç Atatürk'e benzemiyor.Banknotların arka yüzünde tanımadığımız,bu güne kadar bilinmeyen insanların resimleri konmuş.
*Yakında Atatürk'ün resimlerini hiç tanıyamayacağımızdan korkuyorum.
*Bayrağımız aynı neyse..
*İstanbul'un taşı toprağı altın diye diye,İstanbul,İstanbul olmaktan çıktı.
*İstanbul'un o güzellikleri,yeşillikleri,eski değerleri yavaş yavaş yok ediliyor.
*Pahalılık,trafik,stres diz boyu.
*Her yerde yeni inşaat,çarpık yapılaşma ve şehirleşme var.
*Yakında nefes alacak yeşil alan ve park kalmayacak.
*Herkes mutsuz,doyumsuz.
*Herkesin evinde bir oda eksik!!!
Allah sonumuzu hayır etsin!!!


*Özellikle;bugün,benim gibi orta yaşta olanların geçmiş ve bugünkü değerlerimizle ilgili yorumlarını bekliyorum..
*Bilmiyorum,bir tek ben miyim ''Geçmişe özlem duyan''


selma er.
http://selmaer.blogspot.com/

Yorum Gönder

5 Yorumlar

Şengülce dedi ki…
Canım yazını okudum nerelere götürdü beni bende çok özlüyorum eskiyi özlüyorum buzdolabımız yok yarım saatlik yürüyerek gidip saman içinde buz kalıpları alıp eve gelene kadar eriyip giden buzları cizgili bijamalı komşumuzu bahcede çamaşır yıkayıp sodalı bembeyz asıp yan komşum hatice teyzenin göz ucuyla bakıp hıı pekde beyaz yıkanmamış dediğini özlüyorum radyodaki arkası yarın sikeçlerini dinlerken pilin bitip yarıda kalmamızı özlüyorum .saysam bitmez..
paylaşımın için yüreğine sağlık..Eyvallah..
Selma Er dedi ki…
merhaba şengül hn..buradaki ilk yazıma ilk yorum sizden geldi..tevellütlerimiz aynı olduğundan herhalde,hatırladığımız birçok ortak şey var..teşekkürler,sevgiler..selma er.
Adsız dedi ki…
cok guzel yazmissiniz yureginize saglik :) zannedersem annem yasindasiniz ama inanin ki ben ve benim jenerasyonumdaki bircok insanda bunlari ozluyor :( herhalde en son gorenlerde biz olduk bizden sonrasi tamamen yitik
Ahhh ahhh Bu uzun anı ve hatıralara daha ne eklecek maddeler var. Çok özlüyorum bende çocukluğumu. Her fırsatta gözlerini kapatıp o yıllara yolculuk ediyorum. O yılları düşünürtken kalbim sıkışsa da üzülsemde, gözüm kapalı yaşlar aksada gözlerimden, olsun.

Yaşıyorum düşünüyorum, özlüyorum ya Demekki yaşıyorum . :)
Selma Er dedi ki…
sevgili''adsız'' ve siyah kelebek..hatırladığım,saydığım,sevdiğim,belki de sadece bir kısmını burada ifade edebildiğim bu güzel değerleri;benim yaşıtlarım,siz gençler ve sizin evlatlarınız yaşatacak inşallah..yeter ki biz evlatlarımıza,şimdiki nesile güzel örnek olalım,güzellikleri bozmadan onlara bırakalım..bu günlerin ve yarınların dünden çok daha güzel olması dileği ile..herkese sevgiler..selma er.