Biten her şey, yeni bir başlangıç demektir.
Yaşadığımız her yeni an, bir başlangıcın kapısıdır. Bu kapıyı aralayıp içeriye girdiğimiz zaman yeni bir hayatın içinde kendimizi buluruz.
Hayatımın en önemli başlangıcını eşim ile tanıştığımız gün yaptım.
Bu kapıyı aralayıp yeni bir hayata başladım. Mutluluk üzerine kurulmuş bir hayat. Bu benim için yeni bir dönemin başlangıcıydı. Eski yılın son haftası, hayatımızı birleştirdik. İkimiz için, aşkımız için, ilk başlangıç mutlu bir başlangıç oldu. Bununla beraber hayatımızda birçok şey değişti.
Daha sonra Yaratan bana annelik duygusunu tattırdı! Başlangıçlarıma yeni bir dönem daha eklendi. Bu da sevgi ile beslenen şefkat üzerine kurulmuş bir hayat idi. Ondan öncesi yok gibi. Oğlumun hayatıma girmesi... Annelik duygusunu tattıktan sonra, ben de birçok değişik olduğunun farkına vardım. "Çocuk" kelimesinin anlamı daha bir derinleşiyor benim için. Onların gözüyle bakıyorsun ve sımsıkı tutunuyorsun hayata. Senin sevgine muhtaç bir melek ile beraber sürdürüyorsun hayatı. Her şeyi onun üzerine kuruyorsun. Bir insan yetiştiriyorsun. Üstelik, seni örnek alan bir insan. Mutlu olmalısın! Güçlü olmalısın! Daha temkinli, üstelik her zamankinden daha çok. Kısaca insan olmalısın. Duygunu hissedince söyleyebilen.. Gülen, ağlayan, şaşıran, bağıran, kızan, sevinen, dans eden.. Yaşayan! Ama, tüm bunların hepsinde senden öteyi düşünerek yaşamak. Anne olmak!
Yaşadığımız her yeni an, bir başlangıcın kapısıdır. Bu kapıyı aralayıp içeriye girdiğimiz zaman yeni bir hayatın içinde kendimizi buluruz.
Hayatımın en önemli başlangıcını eşim ile tanıştığımız gün yaptım.
Bu kapıyı aralayıp yeni bir hayata başladım. Mutluluk üzerine kurulmuş bir hayat. Bu benim için yeni bir dönemin başlangıcıydı. Eski yılın son haftası, hayatımızı birleştirdik. İkimiz için, aşkımız için, ilk başlangıç mutlu bir başlangıç oldu. Bununla beraber hayatımızda birçok şey değişti.
Daha sonra Yaratan bana annelik duygusunu tattırdı! Başlangıçlarıma yeni bir dönem daha eklendi. Bu da sevgi ile beslenen şefkat üzerine kurulmuş bir hayat idi. Ondan öncesi yok gibi. Oğlumun hayatıma girmesi... Annelik duygusunu tattıktan sonra, ben de birçok değişik olduğunun farkına vardım. "Çocuk" kelimesinin anlamı daha bir derinleşiyor benim için. Onların gözüyle bakıyorsun ve sımsıkı tutunuyorsun hayata. Senin sevgine muhtaç bir melek ile beraber sürdürüyorsun hayatı. Her şeyi onun üzerine kuruyorsun. Bir insan yetiştiriyorsun. Üstelik, seni örnek alan bir insan. Mutlu olmalısın! Güçlü olmalısın! Daha temkinli, üstelik her zamankinden daha çok. Kısaca insan olmalısın. Duygunu hissedince söyleyebilen.. Gülen, ağlayan, şaşıran, bağıran, kızan, sevinen, dans eden.. Yaşayan! Ama, tüm bunların hepsinde senden öteyi düşünerek yaşamak. Anne olmak!
Bazen büyük başlangıçların yanında, küçük başlangıçlarda vardır. Çoğu zaman umutlarımızla, hayallerimizle hayatın bize getirdiği yeniliklerin efsununa kapılıp gideriz. Yeni bir başlangıcın bitişini görürüz ve ardından süregelen biten ve başlayan daha birçok başlangıcın arkasından gideriz. Mutluluk için!
Öyleyse neyi bekliyoruz yeni bir hayat için?
Bugünü yeni hayatımızın, ilk günü olarak belirleyelim. Hızla geçen zamanın seline kapılıp gitmeden önce, sahip olduğumuz her şeyin değerini bilelim. Daha önce insanları hiç sevmediğimiz kadar sevelim. Hiç kırılmamış gibi.. Hiç incinmemiş gibi.. Dünyaya gözlerini yeni açmış bir bebek gibi.. Unutalım içimizdeki kırgınlıkları, kederleri hüzünleri… Hayat o kadar kısa ki farkına bile varmadan elimizden kayıp gidiyor seneler. Bir sürü renk ekleniyor hayatımıza her geçen yılla. Yazlar, kışlar, baharlar geçerken aklımızda neler kalıyor. Işık hızı gibi hızla geçen mutluluklar... Med-cezir sonrası bizde iz bırakan acılar. Ömrümün takvim yaprakları çoğalırken benden eksilmesin, aksine eklensin tüm yaşanmışlıklar.
Yaşamda her adım mutlu olmak için atılıyor.
Çok mu zor mutlu olmak?
Çok mu şey istiyoruz?
Atla, deve mi?
Ne gerekli mutlu olmak için. Peri mi? Sihirli değnek mi?
İşte bir yıl daha bitti. Sevinçler, hüzünler, beklentiler, hayal kırıklıkları yaşanıyor ve bitiyor.
Geçen zamandan ne kaldı geriye? Bakiye sıfır!
Yaşadığımız zaman bir daha gelmeyecek.. Neden kendimiz için bu gün çok mutlu olmalıyım demiyoruz.
Yeni bir yıl ile başlangıçlar için geç kalmış değiliz. Tabii ki yeni bir hayat için ille de yeni bir yıl şart değil! Yapmak istediğimiz her şey için aldığımız kararları uygulamak da yeni bir zamana ihtiyacımız olmamalı.
Bütün zamanlar bizimdir.
Bu gün yaşamımızın geriye kalan ilk günüdür hepimize kutlu olsun.
Güzel başlangıçlar için mutfağa girelim. En güzel yemeklerimizi yapalım. Osmanlı mutfağının hatırı sayılır lezzette ki bir yemeğini yapmaya ne dersiniz.. Hadi takın önlüklerinizi doğru mutfağa!
PADİŞAH DOLMASI
(4 KİŞİLİK)
4 adet ince yuvarlak şekilde dövülmüş büyük biftek
8 adet yıkanmış mantar
250 gr tereyağı
250 gr rendelenmiş kaşar peyniri
KÖFTE İÇİN:
250 gr kıyma
1 adet küçük kuru soğan
1 yumurta
Bayat ekmek içi
Tuz, karabiber
YAPILIŞI
Köfte malzemelerinden, köftemizi hazırlıyoruz. Mantarları iyice haşlıyoruz. Daha sonra biftekleri tezgaha serip, köftelerimizden birini içine koyuyoruz. Haşlanmış ve küçük küçük doğranmış mantarları da köftelerin üzerine ilave ediyoruz. Biraz kaşar peyniri serpip, bifteği bohça gibi kapatıyoruz. Teflon tavada erittiğimiz tereyağında, kısık ateşte içi pişene kadar iyice kızartıyoruz. Sıcak servis yapıyoruz.
Afiyet olsun!
Yasemin SOYSAL
1 Yorumlar