
- Tekrar merhaba. Bu hafta yazımı teşekkür etmek istediğim kişilere ayırıyorum. Bana her zaman yanımda olduklarını gösteren, hayatın aslında ne kadar da güzel, ne kadar da yaşanmaya değer (polyanna bi’ defolup gider misin acaba ruhumdan? ) olduğunu hatırlatan kişilere. Şimdiden söyleyeyim, acıklı bir yazı olabilir, zira bu yazıyı yazarken Nuri Emerce’den Makber isimli parçayı dinliyorum. Sağ baştan sayacağım teşekkür edeceğim kişileri, numara sırasına göre. Bol tenzihli, bol teşekkürlü bir yazı olacak. Acur okuyucu!.. Hadi yine iyisin, seni unutmadım. Sana da bir ödüllü sorum olacak.
- Her şeyden önce 427’ye teşekkür etmek istiyorum ben. 427, Ayrancı ve Kızılay’ı birbirine bağlayan bir köprü gibi. İnsanları, mütevazi ve sıcakkanlıdır 427’nin. 427, kozmopolit şehir bilincinden yoksun bir Ayvalıklının tek umududur. Ankara’da bulunduğum süre içerisinde bana eşlik eden, camlarına fütursuzca bakmama izin veren ve beni evime kadar bırakan 427’e sonsuz kez teşekkürler. Buradan 427’ye “Nihansın dideden ey mest-i nazım” adlı parçayı armağan ediyorum.
- Teşekkür etmek istediğim birbirinden sıcakkanlı, birbirinden esprili ve birbirinden mükemmel iki insan var. Bu iki insanı görüp de evlilik kurumuna isyan etmek elde değil. Sıcak yuvalarını bana açan, bana gözleri gibi bakan, bir dediğimi iki etmeyen bu muhteşem iki insan, “iyi ki bu soy kütüğüne aidim” dedirtiyor bana. Bu birbirinden “pratik zeka”lı iki insana buradan kucak dolusu teşekkürler. Size “ikimiz bir fidanın güller açan dalıyız” adlı parçayı armağan ediyorum.
- Ankara’da bulunduğum süre içerisinde beni bol bol gezdiren, eğlendiren arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum buradan. Yeri geldi 1-2 durak ötede indim ineceğim yerden ; yeri geldi saat 12 için söz verip 5’de kalktığım günler oldu, ama hiçbiri bu dostlarımı yıldırmadı, yine de bağırlarına bastılar beni ( Soru 1: Acur okuyucu!.. Araştır bakalım neymiş “bağır” kelimesinin etimolojik kökeni? Hadi bakalım. ). Buradan bahsi geçen zatlara sesleniyorum , irtibatı koparmayalım, siz bana lazımsınız !.. Size “ Arkadaş” isimli parçayı armağan edesim var ama etmeyeceğim, çok klişe yahu.
- Buradan öyle birisine teşekkür edeceğim ki birazdan, “oy oy oy nası bişey o” dedirttirecek cinsten. Yareppim sana sesleniyorum buradan, o nasıl bir sıcakkanlılık, nasıl bir tatlılık, amanın aman. Gecenin tam üçünde, dertlerin en gücünde benim gibi uykusu gelmeyen tek insan. İyi ki tanışmışım onunla. 7/24 gelen kutumun yanındaki (1) sembolünü gözlememin tek nedeni. O benim ilham perim, kıskananlar çatlasın (Acur okuyucu!.. Soru 2 : Kimmiş bu ilham perisi öğren bakalım?.. ) . Buradan ilham perime seslenmek istiyorum izninizle. Öhöm öhöm.. Matmazel!.. İyi ki tanıştım seninle. 1 milyon kalemden birinin 0.5 ucusun sen (iltifatın böylesi.) . Varlığın mutluluk kaynağı, iyi ki varsın. Buradan sana hangi şarkıyı armağan etsem şaşırdım açıkçası. Ama en sonunda iyi/kötü karar kıldım. Sana da “senden daha güzel” isimli parçayı armağan ediyorum.
- Teşekkür etmek istediğim bir diğer isim, benim için EGO kartını makinadan geçiren yaşlı teyzem. İzninizle biricik teyzeme buradan seslenmek istiyorum. Teyzecim, belki de senin için küçük bir olaydı, olayı “iyilik yap denize at” tarzında düşündün ama şunu bil ki sevap potansiyelinin büyük yüzdesini kinetiğe dönüştürdün o an. O EGO kart senin için küçük bir kağıt, ama benim için muhteşem bir insanlık örneği. Teyzecim sana da buradan “at kadehi elinden” isimli parçayı armağan ediyorum. Ahh, nerde o eski şarkılar.
- Ah, az kalsın unutuyordum. Zahmet edip de yorum yazan olursa eğer, size de buradan teşekkür etmek istiyorum. Düşündüm düşündüm size hangi şarkıyı armağan etsem acaba diye, 2 parçada karar kıldım. 80’lere merakı olan varsa “Billie Jean” , günceli yakalama arzusunda olan varsa Aşye Özyılmazel dinlesin. “Yok bunlar beni açmaz” diyen varsa, bu okuyucularıma da Hakan Taşıyan’dan “Doktor” adlı parçayı armağan ediyorum.
- Barış abi, sana da teşekkürler. Senin şarkılarınla büyüdüm ben. Ailecek araştırdık soruşturduk bir şekilde telefon numaranı falan bulduk, başvuruda bulunduk ama bir türlü katılamadım senin programına. “Bugün bayram,erken kalkın çocuklar” dedin, biz bütün genç jenerasyon erken kalktık bayram sabahları. Şu an seni dinliyorum, ve bu yazımın ilham kaynağı sensin. Görmen teknik açıdan mümkün değil ama şu an sağ elimi gösterip soldakini sallıyorum. Sana armağanım, bu yazı olsun. Okudukça bayram sabahları erken kalkan, ilk beş dakikayı gözleri çapaklı geçiren bizim kuşağı getir aklına. Hepsinin de selamı var sana ayrietten.
- Teşekkürler, büyüyorum sizinle.
- Fin.
1 Yorumlar
Bağır kelimesinin etimolojik kökenini falan araştırmadım cevap veremiycem bu soruna:)
Yorum yazdım, zahmet olmadı fekat 1. parçayı tercih ederim, sağolasın :)
Enfes yazılarının sıkı takipçisiyim ellerin dert görmesin :)