Domuzlar katledilsin mi?
Son zamanlarda bloglarda, tüm domuzların itlafı hakkında yazılar dolaşıyor.
Tüm domuzların itlafı!!! Gerçekten gerekli mi?
Nereden çıktı bu virüs? Önce bir bu konuya bakalım:
Bu senenin nisan ayında Meksika’da, insanlarda ilk defa ortaya çıktı. Bilimsel adı: A-Virüs H1N1.
Bu virüs, A tipi grip virüslerine ait bir virüs. Bunların çeşitli alt tipleri var. Domuz gribinin virüsü H1N1 tipine dahil. H1N1 tipi virüs 1918 yılında ölümlere neden olan meşhur “İspanyol Gribi”nin de virüsü.
Robert Koch Enstitüsü İkinci Başkanı Reinhard Burger, Domuz Gribi olarak adlandırılan yeni gribi yaratan virüsün bu güne kadar ne insanlarda ne de domuzlarda görülmemiş olduğunu söylüyor.
Bu yeni tip virüs, insan gribi virüsünün, kuş gribi virüsünün ve daha önce domuzlarda görülmüş olan bir çeşit grip virüsünün kalıtım özelliklerini taşıyor. Başka bir deyişle bu yeni virüs, mutasyona uğrayarak ortaya çıkmış. Daha önce domuzlarda görülmüş olan virüs ise, domuzları gripten öldürmediği gibi insanlara da geçmiyormuş.
Bu sene ortaya çıkmış olan, mutasyona uğramiş yeni tip virüs ise, domuzdan insana geçmiyor. Domuz eti yemekle de bulaşmıyor. Bu virüs sadece insanlarda görülüyor ve insandan insana, diğer grip virüslerinde olduğu gibi, solunum yoluyla bulaşıyor.
(Buraya kadar olan bilgiler http://www.apotheken.umschau.de/ den alınmıştır)
Peki ama o zaman neden bu gribe « Domuz Gribi » adını verdiler ?
Bu soruyu, Türkiye Sağlık Bakanlığı’ nın resmi sitesindeki açıklamayla cevaplıyoruz:
“Bu yeni virüs neden “domuz gribi” olarak adlandırılmaktadır?
Bu virüse domuz gribi denmesinin sebebi, domuzlar arasında görülen grip virüslerine çok benzediğinin gösterilmiş olmasıdır. Bu yeni virüs, insan, domuz ve kuş virüslerinin bir karışımıdır.” (www.grip.saglik.gov.tr)
Buradan anlaşılmaktadır ki, yeryüzündeki tüm domuzlar yokedilse de, mutasyona uğrayarak ortalığa çıkmış olan bu yeni grip virüsü, bu virüse karşı etkili ilaçlar ve aşı yoluyla önlem alınmadıkça ve salgın durumundaki sağlık kurallarına dikkat edilmedikçe, tam hızla icraatine devam edecektir.
Şimdi gelelim bu yeni gribin ismi konusundaki düşüncelere:
Hayvan Sağlığı Dünya Organizasyonu (OIE):
“Bu yeni virüs bu güne kadar hayvanlarda görülmedi. Bu yüzden bu gribe “Domuz Gribi” denilmesi doğru değildir.”
Friedrich Loeffler Enstitüsü (FLI) Başkanı Thomas C.Mettenleiter:
“H1N1 virüsü domuzlarda görülen bir grip virüsünün bazı genetik özelliklerine sahip olsa da, bugüne kadar domuzlarda hiç görülmüş değildir. Bu yüzden bu isim yanıltıcıdır. Bu bir hayvan epidemisi değildir, bu sadece insanlarda görülen bir grip epidemisidir. Hayvandan insana geçmez, insandan insana geçmektedir.”
(http://www.scienceblogs.de/ )
Bu sene ilkbahar aylarında, tüm sünyada bu yeni gribin ismiyle ilgili bazı tartışmalar da ortaya çıkmıştı. Bu tartışmaları ve domuzlarla ilgili bazı özellikleri konu ettiğim daha önceki bir bloğumun linkini de aşağıya alıyorum. Bu blogda, muhtemel “Domuzlara Ölüm” sloganlarına karşı bazı argumanlar da sıralamıştım.
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=176776
Kuş gribi salgını sırasında, birçok kanatlı hayvan hastalanmış ve bu şekilde hastalık yayıcısı durumuna girmişti. Bu iyileşmesi mümkün olmayan hasta hayvanların, diğer kanatlıları da hasta etmemesi için mecburen öldürülmesi gerekmişti.
“Deli Dana” hastalığında da, hastalığın et yemekle bulaştığı şüphesi bulunduğundan, hasta olduğu tesbit edilen binlerce, milyonlarca hayvanın yokedilmesi sonucu doğmuştu.
“Domuz Gribi”nin sadece adında “Domuz” bulunmaktadır.
Üzerinde yaşadığımız yerküreyi bizlerle paylaşan, sırasında etinden, sütüne, derisinden gerisine, herşeyinden faydalandığımız diğer mahluklara insanca davranalım.
Her fırsatta onların imhasını isteyen çığlıklar atmayalım.
İnsan olalım, insan kalalım, insanlığımızın bilincinde davranalım.
(Not: Tıp meslek alanım değildir. Sadece bilinçli olmaya çalışan ve araştıran bir insan olarak bu yazıyı kaleme aldım. Bu sahanın erbabı yazarlar ve okurlardan gelecek yorum ve katkılar elbette makbule geçecektir.)
Kuş gribi salgını sırasında, birçok kanatlı hayvan hastalanmış ve bu şekilde hastalık yayıcısı durumuna girmişti. Bu iyileşmesi mümkün olmayan hasta hayvanların, diğer kanatlıları da hasta etmemesi için mecburen öldürülmesi gerekmişti.
“Deli Dana” hastalığında da, hastalığın et yemekle bulaştığı şüphesi bulunduğundan, hasta olduğu tesbit edilen binlerce, milyonlarca hayvanın yokedilmesi sonucu doğmuştu.
“Domuz Gribi”nin sadece adında “Domuz” bulunmaktadır.
Üzerinde yaşadığımız yerküreyi bizlerle paylaşan, sırasında etinden, sütüne, derisinden gerisine, herşeyinden faydalandığımız diğer mahluklara insanca davranalım.
Her fırsatta onların imhasını isteyen çığlıklar atmayalım.
İnsan olalım, insan kalalım, insanlığımızın bilincinde davranalım.
(Not: Tıp meslek alanım değildir. Sadece bilinçli olmaya çalışan ve araştıran bir insan olarak bu yazıyı kaleme aldım. Bu sahanın erbabı yazarlar ve okurlardan gelecek yorum ve katkılar elbette makbule geçecektir.)
2 Yorumlar