
Aklının dağınıklığını seviyorum mesela. O tatlı unutkanlıklarını, yanlış zamanlamalarını, kimi zaman bana kimi zaman kendine geç kalmalarını. Ellerinin dağınıklığını seviyorum; nereye koyacağını bilemediğin ellerinin, o çocuk telaşında sağa sola değip, her dokunduğu yerde senden bir iz bırakmasını. Gözlerinin dağınıklığı seviyorum sonra. Geçmişten bir parça hüzün, şimdiden belirsizlik ve geleceğe dair umut taşıyan gözlerinin bazen bana yakın, bazen çok uzaklarda olmasını. Yüreğinin dağınıklığını seviyorum, yaşadığın o umarsızlığı, o kırılganlığını, sonra tek bir sözle, tek bir sözde yeniden başlamalarını. Saçlarının dağınıklığını seviyorum, o küçücük yüzünün her yanına bulaşmış ışık parçaları gibi gözlerimi kamaştırmasını ve parmaklarımın arasında kaybolmalarını...
Senin bu dağınık hallerini seviyorum ben aslında biliyor musun...Evinin dağınıklığını, aklının dağınıklığını, saçlarının dağınıklığını, ellerinin, gözlerinin, yüreğinin sonra...senin bu dağınıklığını seviyorum en çok. Sonra o en masum, en utangaç hallerinle bana, sadece bana olan toplanmalarını...
Görsel: Deviantart
14 Yorumlar
Seviyorum, sadece seviyorum işte..
Her cümlesi harika da özellikle yukardakine bayıldım.
teşekkürler güzel sözleriniz için. sevgiler :))
aşkınızın, sevginizin kelimelerce çoğalması dileğiyle sevgiler hem size hem eşinize :))
ya da muhteşem,
ya da ......
niye tek kelimeyle olsun ki,okurken o odadaydım sanki,toparlanan kişiyi gördüm ve her cümlenizle onu sevdim ben de en çok da bu cümlede takılı kaldım...
"Senin bu dağınıklığını seviyorum ben aslında diye düşünüyorum. Senden bir parça, sana dair her parça sağa sola, her yere dağılmışken, her yerde gözlerimin sana çarpmasını, seni bulmasını seviyorum."
işte bu yazı vakti zamanında bir filmden duyduğum bu cümle üzerine yazıldı biliyor musunuz :))
çok teşekkürler güzel sözleriniz için...