Banner

KADER Mİ???

Başbakanımız; “Grizu patlamaları maden ocaklarının tabii bir parçasıdır. Bunları yüzde yüz önlemek mümkün değildir. Bunu tekrar söylüyorum bu mesleğin kaderinde vardır.” derken haklı aslında. Adı telaffuz edilmiyor olsa bile, yeraltı maden ocaklarında çalışıyor olmanın kaderinde “ölüm” ne yazık ki vardır. İşte Türkiye Maden İşçileri Sendikası tarafından açıklanan ve pek çoğunu bildiğimiz, yeraltı maden ocaklarında iş kazalarını “kader” yapan nedenlerden bazıları:

*Özel sektörün “önce üretim, önce kar” anlayışının, en küçük bir ihmalin bile toplu ölümlere yol açtığı yeraltı maden ocaklarında iş kazalarına davetiye çıkartması,

*Devletin iş sağlığı ve güvenliği denetimi ve yaptırımlarındaki yetersizlik,

*Maden ocaklarındaki denetim yetersizliği; fenni nezaretçinin işverene bağımlı yapısının sürmesi, yerinde ve sürekli denetimin etkili kılınmaması,

*İş sağlığı ve güvenliği mevzuatındaki yetersizlikler; ILO’nun konuyla ilgili 176 sayılı sözleşmesi Türkiye tarafından onaylanmamış ve dolayısıyla uluslararası standartlar mevzuata yerleştirilmemiştir.

*Özelleştirmeler; özelleştirilen maden ocaklarında iş kazaları artmıştır, istatistiklerle somuttur.

*Taşeronlaştırma/Rödevans; toplu ölümlü iş kazalarının meydana geldiği kömür ocaklarının büyük çoğunluğu taşeronlarca işletilmektedir.

*Sendikal Örgütsüzlük; sendikal örgütlülük yerinde ve sürekli denetim demektir. Son dönemde iş kazalarının meydana geldiği ocakların hiçbirinde sendikal örgütlülük yoktur.

Bunlar yeraltı maden ocaklarında önlenebilir olan iş kazalarını “kader” haline getiren nedenlerden sadece birkaçı. Ve bu nedenlerden ötürü, TTK Genel Müdürlüğü istatistik verilerine göre kömür ocaklarında 1955-2009 yılları arasında yaşanan iş kazalarında 2687 işçi hayatını kaybederken 326321 işçi ise yaralı olarak kurtuldu.

İş kazaları bakımından Türkiye en güvensiz ülkeler sıralamasında başı çekmekte; ülkemiz dünya sıralamasında 3. ve Avrupa sıralamasında ise 1. konumda. Anlaşılan o ki; Avrupa ve dünyada çok fazla esemesi okunamayan “kader” iş kazaları bakımından Türkiye’de ağlarını örmüş durumda. Böylesi bir kader sadece bizim işçilerimizin alınlarında yazılı, böylesi bir kötü talih sadece bizim işçilerimiz için kaçınılmaz...

Peki ya şimdi ne olacak? Bu ağın içersine daha nice canların takılmasına sessiz kalıp kaderimize boyun mu eğeceğiz? Yoksa iş kazalarının “kader” olmaktan çıkartılması için yetkililerin ve sorumluluların gerekenleri bir an önce gerçekleştirmesi adına elimizden geleni yapıp sesimizi mi yükselteceğiz?
*Bilgiler buradan alınmıştır.
**Görsel: Buradan alınmıştır.

Yorum Gönder

4 Yorumlar

Son zamanlarda daha da arttı maden ocakları ölümleri. Endişeliyim hemde çok. Artık bundan sonrası için ciddi önlemler alınmalı.

YAzık çok yazık.
Çocuk dedi ki…
çok ciddi önlemler alacağız..
Bir daha böyle bir olay yaşatmayacağız..
Denetimleri sıklaştıracağız..
İşinin ehli olan insanlarla çalışacağız..

Beyenatlar böyle.. Bu iktidar için demiyorum, hepsi aynı şeyi söyler.. Biz maalesef böyleyiz.. Evimize hırsız girdikten sonra pencerelere parmaklık taktırırız.. Birine araba çarptıktan sonra yola ışıklandırma koyarız.. İlla ki başımaza bir iş gelecek ki harekete geçelim..

Allah, ölenlere rahmet etsin..

"Geride kalanları zor durumda bırakmayacağız.. Yaralarını saracağız"
beenmaya dedi ki…
rakamsal olarak 2010 zaten ölüm sayısında daha şimdiden önde gidiyor ne yazık ki...
beenmaya dedi ki…
@Çocuk: evet hepsi aynı şeyleri söyledi ve hala da söylüyor ama değişen bir şey var mı hayır yok. hala dünta sıralamasında 3.yüz...