Banner

Son Çocuk



Bir durağın hiçbir sokağa varmayan otobüslerini bekleyen çocuğu vurdular. Kurması ne zor bir cümle değil mi? Çünkü çocuğum, baldırından tekme yiyen hayallerini görmediler. Bir öykünün yüzündeki morlukları silgiyle silen yazarı olmasaydı, kelebeğin intiharı da geri saracaktı şu anı ve o an, sonu gelmeyen vagonların kaybolmasını düşlemek gibi bir şey olacaktı lakin kimse o son ütopik vagondan inmeyecekti.


Yatağına doğru uzanmış hain bir tuzağın bacak arasına sığdırılmış kısacık ömrünün hesabını soracak olan müebbet bir cezanın karşına geçip kahkahalarla gülmesini izleyecektim.Buna zorlayacaklardı beni.
İlmiğe geçirilirken boynumdaki işkence, o dört yaşın gibi vuracaktı yüzüme sonra sen tam tecavüzden kurtuldum derken savaşın ortasında bir yerde bulacaktın kendini. Hangi romanın son sayfası olduğunu bilmeyecektim. Unutulacaktın çocuğum ve tam da o srada, “yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek...” diyecekti hafif kır saçlı şair,belki de bekleyecektin. Ah! Hiç unutulmaman için...

O vapur da rıhtıma geç yanaştı gördün mü, gördün mü martıların rengini halen çözemediğim hallerini? Dün bırakmışsın kendini; on iki yaşında, bir çocuk annesi intihar ettiği diye yazdılar spor köşesi bol, ölüm köşesi boş gazetelerin magazine yakın yamacına ve yamacımda düşmüşsün çocuğum, haberim yok!

Annen ile sevgilisi kalkmış saklamış seni. Günlerce aranmış o şiddete aciz bedenin. Çıkmışlar televizyon kanallarının reyting yataklarına, zamanla kaldırılmış cesedin katilin kucağına. Sırayla öldürmüşler seni,yaşamaya mecalim yok!

Babasının annesine karşı kullandığı o silah, Charles Bukowski gibi karanlığı ışığa yeğleyen yüzü ve ruhunda yaşlanmasına izin vermeyen darp izleriyle ölmüş o çocuk ah sen sırtını dönmüşsün!

Dünyanın her yerinde biriktirdiklerini harcayamayan çocuklar ölüyor,öldürülüyor. Bir yığın iç parçalayıcı dram diye hatırlanıyorlar sonra.Bu yazı onları unutmamak adına; devlet adamlarının kırışmayan gömleklerine ütü izi olsun diye ve aydınlığa doğru tünel açan o çocuk için yazıldı.