6
Şubat 2018 Salı
sabahı 07:00’de odaları önüne çıkan “abla” ile kız kardeşi, bir gün önce
anlatılan, günlük tayınları peşinde keşişlerin, başı ucu görünmeyen turuncu
renkli upuzun bir kurdele gibi akışlarına tanık olur: Sabahın puslu serinliğinde
yalınayak yürüyüşleri sırasında, duraklayan –kesinlikle durmayan-, keşişlerin omuzlarından
asılı, kapağını açtıkları hasır sepette yiyecek kaplarına, giysisi üzerine
çapraz enli beyaz kurdele takmış diz çökmüş kadın, bir topak pirinç bırakmakta.
O ara karşı evden başka bir kadın gelir, el kolla işaret edip -diz çöken-
“abla”nın önüne ufak bir sepet pişmiş pirinç verir. Akışı aksamayan ama artık
ucu görünmüş turuncu bandın son üyeleri bu kez “abla”nın önünde duraklar, pirinçlerini
alır, akmaya devam ederler.
Kahvaltı sonrası Kraliyet Mabedi yolunda grup, yeni
yerel rehberden “khobjai” (teşekkür)
demeyi öğrenir:
“Luang
Prabang, Barışı Getiren Buda anlamında; ticaret amaçlı bir kent. Bir kraliçe
çeyiziyle gelirken som altın bir Buda heykeli getirmiş. Süslemede İtalya’dan
gelme renkli camlar kullanılıyor. Buda’lar yılda bir kez Mekong’dan gelen suyla
yıkanıyor, su sonra halkın üzerine serpiliyor. Altın varak büyük Buda heykeli
üzerine bina sonradan inşa edilmiş.”
Grup, ağaç altlarında huzurla
oturan Buda’larla, sunaklarla dolu bahçede bir başka binaya girerken yine ayakkabılarını
çıkarır: “Altın cephesinde Hanuman’la
kardeşinin savaşları, Sita’nın kaçırılışı, Rama’nın karısını kurtarışı, dansı
anlatılır… Son kralın babası öldüğünde, içerideki çok başlı ejderli tahtırevan,
binanın ön cephesi sökülerek çıkarıldı, cenaze şehirde gezdirildi.” İkona
benzeri, bazısı kabartma, camlı çerçeveli düzenlemeler yanı sıra binada
yüzlerce irili ufaklı Buda var.
Yatan Buda’nın bulunduğu binada
duvarlar, gündelik yaşamın renkli camlarla resmedildiği kompozisyonlarla bezenmiş.
Hayat Ağacı cepheli binada “…avcının yoluna geyik görünümünde çıkan
Buda’nın veganlığın başlangıcı…” olduğu anlatılır.
Grup merdivenlerle nehir
kıyısına iner, arkasında tekne sahibinin evinin bulunduğu ince, bayağı uzun
tekneye biner; “Bu Mekong’a üçüncü
çıkışımız, 30 km gideceğiz. Mekong’un 1900 km’si Lao topraklarında…”
Gri hava serin. Pusa bulanmış kıyıda
sağlı sollu tik ağaçları görülen geniş nehirde yol alınırken, sarınmak için
battaniye dağıtılan grup, ‘çay kahve servisi duyurusu’nu alkışlarla karşılar. Teknenin
başında köşede pirinçli sunak. Ön kısımda teknenin kenarı boyunca çepeçevre uzanan,
üzeri fırfırlı şilte, üçgen prizma yastıklarla döşeli ahşap sekinin sırtı,
tavanı tutan sütunlar oymalarla süslü. Cilalı masalar, yerdeki yaygılar,
perdeler temiz, bakımlı. Kapısı yanında, üstünde ayna ve ecza dolabıyla lavabo
bulunan tuvalet girişinde bir çift plastik terlik, karşısındaki duvarda,
aralarında aile fotoğraflarının da bulunduğu tablolar. Birkaç yere
yapıştırılmış etiketlerde; www.chiangmaitraveladvisor.com.
Suya inen eğimli ekili
bahçelerde, güzel evlerin önlerinde irili ufaklı tekneler bağlı. “Hava güneşli olsaydı, su kıyısında çamaşır
yıkayan keşişleri görecektik.” Arkasında asılı çamaşırlarıyla grubun yanından
geçen tekne iki katlı. O ara düzenin, temizliğin sebebi, kaptanın karısı,
kolunda çantası sessizce gider kocasının arkasına oturur.
“Çin-Laos tren yolu yapımı sürmekte, nehirde küçük teknelerle kargo
taşımacılığı yapılır… Ülkenin doğal kaynağı orman… Tayland’a benzer bir alfabe
kullanılıyor… Kıyıda otele dönüştürülmüş eski bir hapishane, Mekong ters yöne
aktığı için kaçmak zor.”
“Neden
Lao(s)?” sorusu
“Ülkenin adı Laos, Fransızlar ‘s’ olmadan
diğerleri ‘s’ ile söyler, sıfat ise Lao city, Lao food gibi…” yanıtı alır. “Bayraktaki kırmızı kan, mavi doğa,
ortadaki yuvarlak ise Lao halkı.” “Yağmurlu sezon?” sorusunu Vanh, “Kırsalda evlerinde geçiriyorlar,” diye
yanıtlarken grup rehberi devamla “bir
hafta güneşin göründüğü oluyormuş, öyle bir yağmur anlatıyor ki,” der, ”biz bilmiyoruz.”
Tekne yolculuğu sırasında ancak
tanışma fırsatı buldukları, 3 ve 8 yaşlarında iki kız babası 10 yıllık rehber (adını yazar) Vanh, ailesinin
resimlerini gösterir. Bir başka zaman aralığında “abla”, sohbet sırasında grup
rehberinin tasarladığı, ilkokul çocuklarının ebeveynleriyle birlikte
oynayabilecekleri projesi hakkında bilgi edinir; bedensel, zihinsel becerileri
geliştirmeye yönelik, tarih, coğrafya bilgisi de verebilecek ‘antik kent
sırları’ içerikli güzel proje, “abla”nın “torun
bir an önce büyüse” dediği türden…
Kıyıda bir fil çiftliği,
kumsalda nehrin bazı yerlerde 10 m’ye kadar yükseldiğinin kanıtları görünmekte.
Suda işaret taşları.
Teknenin önünde durduğu
merdivenler pirinç viskisi üretimi ve
satışı yapılan binalara çıkar. Posası domuz yemi olan, 30 kg pirinçten 20
kg viski eldesinin anlatıldığı sunum sonrası tadım yapılır. “33’lük eski soda şişelerini hasır kaplayıp
kullanılıyor. %15 alkollü tatlı içki 6 USD. Mısır, şekerkamışı ve muzdan da
içki üretilmekte.”
Arkada irili ufaklı stupalar
arasında bereli, turuncu harmanili bir keşiş yerleri süpürmekte.
Savaş sırasında saklanma ve
tapınak amacıyla kullanılan, tekneden inenin bambu iskelede yürüyerek dibine
vardığı dik merdivenlerle ulaşılan iki kısımlı Buda Mağarası’nın ilk bölümünde, her gelen bir tane bıraktığı için bazıları
ahşap üzerine varak altın, irili ufaklı binlerce Buda heykeli var. Suyun ‘64’te
vardığı yükseklik mağara cephesine işaretlenmiş.
Aralıklarla, bebekleri
kucaklarında, bir şeyler satan kadınlar dizili, taş trabzanlı ve basamaklı
genişçe merdiven, grubu, uzunca tırmanış sonrası asıl mağaraya götürür. Solda
girintide beyaz giysili bir müritle bir ritüel canlandırması, mağaranın girişinin
sağında yukarıda oturmuş, dünyanın tüm kötülükleri kocaman karnında, neşeyle
gülümseyen Buda heykeli.
Mağara tümüyle karanlık,
bereket cep telefonları fener taşımayı gereksiz kılacak kadar yetkin.
Restorasyon için yardım toplama noktasını kutsal suyla arındırılan Buda
heykelleri izler. Kayalarda aslan başları, enerjisini dünyaya yayan Laos’un en
eski Buda’sı, duvarların yükseklerinde sunaklar…
Teknelerinin öğle yemeği için
yanaştığı kıyıda, orman içinden gelen bir fil kafilesi gruba, önce arka, sonra
ön bacaklarıyla çökerek sırtlarındaki turistleri indiren filleri görüntüleme
fırsatı verir. Lokantada bir fotoğraf Mekong’un bir yükselişini belgelemekte;
iki katlı bir ev yüksekliğindeki bina çatıya kadar su içinde. “Abla” içi
ürpererek, yemek yediği yerin su altında olduğu fikrini, hızla aklından
uzaklaştırır.
Araca giderken görülen, hasır
uzun sedyelere kurutulmaya serilmiş, üzerinde, dilim domates, susam ve ince
kıyılmış sarımsak bulunan yeşil tabakalar yosundur. Nasıl bir işlemden
geçiyorsa, son yemeklerinden birinde tatma fırsatı bulup çok beğenen “abla”nın
hevesle alıp İstanbul’a götürdüğü atıştırmalık, kendisi de dâhil kimsenin ağız
tadına uymaz.
40 km sonra ulaşılıp
yukarısında inilen ve aşağı doğru izlenecek olan Kuangsi Şelalesi’nin açık yeşil suyu, ağaçlar arasından kıvrılarak
inen toprak yoldan yürüyen turistlerle birlikte neşeyle akmakta.
Bazılarının önünde Latince ve
yerel adları yazılı etiketlerde ne işe yaradığı belirtilen; kök ve kabukları
yöresel bir hastalıkta ateş düşürücü, mobilya yapımına uygun, yine ateş düşüren
bir ot yanı sıra “Mr. Bounmee’nin özel ağacı” gibi hikâyesi olanlar, adım başı,
hatta “abla” grubu olarak devasa ağaç içinde fotoğraflanmayı hak eder.
Huşu içinde yürüyen grubun yolu
bir grup, birebir boyutlu ayı maketince kesilir; Free The Bears hareketi anlaşılan, Sun Bear, Moon Bear, Andean
Bear, Polar Bear, American Black Bear, Brown Bear gibi hayvancıkların özgürlüğü
için çalışmakta.
Park çıkışında bir ızgaradan
yükselen dumanlara seğirtenler, yüzleri karışmış bir şekilde uzaklaşmakta;
korlar üzerinde içi açılmış bir farecik kokular salarak pişmekte…
Az ötede biber ve tuzla beraber
yenen ham mangoyu tercih eden grup alışverişe dağılırken “abla” kız kardeşi ve
bir hanım eğimli yolda yürüyüşe geçer; araç yetişip onları alana dek Thapan
sağlık ocağını geçer, işine ara verenlerle selamlaşır, bir aileden tatlı yufka
ikramı alır.
18:30’da otele varılır; grup
rehberi, odalara banyolara konan, bazısı alışkanlık gerektiren kokuları olan
yeşillikleri atmalarını önerir. “Abla” ile kız kardeşinin sabah çıkarken
‘temizlemeyin’ direktifi verdikleri odalarının kapısında, içinde bir rulo
tuvalet kağıdı ile iki pet şişe su konmuş naylon torba!
İçinde güzel duygularla “abla”
akşam yemeğine giderken, girişte duvardaki fotoğraflı etiketi not almayı borç
bilir:
“Housekeeping ID Card, No: 009
Sa Bai Dee! My name is Pheng. I
had the pleasure. HAVE A PLEASANT STAY!
Pheng
is a Housekeeping SADA HOTEL since Aug 6th 2017”
Otelin tik çanak içindeki
frangipanin hoş kokusu dalgalanan lobisinde toplanan grup akşam yemeği için Fil
Lokantası’na gider. Daha sonra yürüyerek gidilen, bir gece önce servisini
beğenip sempatisinden etkilendikleri Şarl’ın yerinde uzun sohbet sonrası “abla”,
adam başı 1 USD vererek tutulan tuktukla otele döner.
Luang
Prabang Kraliyet Mabedi görselleri
https://www.google.com.tr/search?q=kraliyet+mabedi+luang+prabang&tbm=isch&tbo=u&source=univ&sa=X&ved=0ahUKEwiBjPucs4TaAhXGIJoKHZGSChcQsAQISQ&biw=916&bih=515
Luang
Prabang Buda Mağarası görselleri:
Kuangsi
Şelalesi görselleri:
Free
The Bears hareketi hakkında:
Luang
Prabang görselleri:
https://www.google.com.tr/search?q=luang+prabang+g%C3%B6rselleri&tbm=isch&tbo=u&source=univ&sa=X&ved=0ahUKEwir9dXMsoTaAhUJDZoKHa_9DlsQsAQIPw&biw=916&bih=515
0 Yorumlar