Banner

Peki Ya Sen? Sen Nesin?


Kimsenin bilmediği bir şiirin köşesinde, yere düşen gözyaşı damlasının içinde hayatta kalma savaşı veren bir karınca misali.


Yazılmamış satırların arasına sıkışmışçasına buğulu bir pencereden dışarıda olup bitenleri izlerken benliğinden uzaklaşıp kendini bir uzun yol otobüsünde bulan on iki yaşındaki bir çocuk ve masum kalbi.

Dünya üzerinde olup bitenleri düşünürken kendisini bir noktanın milyonda biri boyutunda hisseden daha az önce çöpte aradığını bulamayıp bir köşede uyumaya başlayan kedi.

Yağmur damlalarının vurduğu buğulu camın üstüne silinerek çizilmiş birkaç saate yok olacak şekillerden yolu izleyen genç bir kadının saç telleri.

Bir köşede unutulmuş kullanılmayan radyodan bir zamanlar çıkan hüzünlü şarkıların notaları arasında kendisini bulup eskileri hatırlayan bir adam ve kenarında yaş birikmiş gözleri.

Zifiri karanlıkta sönmeye yüz tutmuş ampülden çıkan cızırtıların sessiz bir sokağa vuran yankısı.

Kimsenin söylemeye cesaret edemediği cümlelerin virgülleriyle ayrılmış haritadan silinmiş yollarda yolunu kaybetmiş bir köpek yavrusu.

Gelmeyeceği bilinen bir mesajın hiç çıkmayacak olan bildirim sesinde hayallerini kaybetmiş bir gencin sessiz çığlıkları.

Bir güz akşamında sokakta çınlayan kahkaha seslerinde yalnızlığını vurgulayan bir yaşlı adamın gençken yere düşürdüğü mendilin üstünde kuruyup kalan gözyaşları.

Peki ya sen? Sen nesin?

Yorum Gönder

0 Yorumlar