Gündemimizde terör olayları olduğundan ve bir çok memleket evladı bu vatan için yine yeniden toprağa düştüğünden beri tadımız tuzumuz yok. Şehitlerimize gazilerimize yeniden bir vatan borçlanıyoruz. Ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Gündem gereği de bugünlerde HDP milletvekillerinin teröre arka çıkan, milletvekili yemini ile bağdaşmayan tutumları ve dokunulmazlıklarının kaldırılması konuşuluyor. Sözümüze bir çok Amerikan filminde rastladığımız bir cümle ile devam edelim. "Ben Amerikan anayasasına ve bayrağı üstüne yeminle bağlıyım." Peki bu yemin konusu elin Amerika'lısı için bir şeyler ifade ederken bizim en üst düzeydeki yöneticilerimizden başlayıp, sıradan memurumuza kadar hiçbirimizi neden enterese etmiyor.
Bırakalım fiili olarak uymamayı, açıkça zaten "bir kere de biz delsek ne olur, uymuyorum, saygı duymuyorum, beni bağlamaz, bana ne" gibi cümleler kurabiliyoruz.
Sebebi bizzat yeminin içinde geçiyor "büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim" Ant içmek nedir? Gazoz içmekten bir farkı var mı diye dalga geçen de çıkar, ben Türk değilim diyen de.
Oysa bir bakalım, pratikte Türk Milleti'nin fertleri olarak nasıl yemin ediyoruz?
- Allah belamı versin ki
- Allah şahidin olsun ki
- Ekmek Mushaf çarpsın.
- Yedi göbek sülaleni eşekler...
- Anan avr...
- İki gözün önüme aksın
- Yediğin ekmeğin hayrını görmeyeyim.
- Çoluğunun çocuğunun..
-Yalan söylüyosan şerefsiz evlad...
- Şu nimeti yemek nasip olmasın.
*Dikkatinizi çekmiştir: bu yeminleri kendiniz için M takısı ile söyleyebildiğiniz gibi karşıdaki kişi için N iyelik eki ile kullandığınızda bir çeşit beddua ve küfür yerine geçiyor. (Allah belamı versin ki YEMİN, Allah belanı versin BEDDUA) gibi.
Tüm bu yeminleri edip de uymayanımız bile varken, çay içmek kadar kolay ve basit bir yemine bağlı kalmalarını beklemek zor insanların. Hele bir de insanlıktan çıkmışlarsa zaten hiç sormayalım.
Tüm bu yeminleri edip de uymayanımız bile varken, çay içmek kadar kolay ve basit bir yemine bağlı kalmalarını beklemek zor insanların. Hele bir de insanlıktan çıkmışlarsa zaten hiç sormayalım.
İşin ironik yönü bir tarafa; vatandaşlık bağından, milletvekili yeminine kadar "yemine uymamanın" bırakın vicdani yaptırımını, kanuni bir bağlayıcılığı da yok pratikte...
O zaman bu millete, bu devlete, bu ülkeye bağlılık yemini öyle bir yemin olmalı ki, öncelikle hepimiz canı gönülden bu yeminin her maddesini kabul etmeliyiz. Sonrasında ise yemini bozana kötü gözle bakılmalı, toplumda küçümsenmeli, dışlanmalı ve bu kişi kim olursa olsun yemini bozmanın bedelini ödemeli. Ödetilmeli.
Teşbihte hata olmaz hani: İki gözüm önüme aksın ki diye yemin edenin, en azından burnunun pekmezi akıtılmalı ki, yemin ederken iki kere düşünmeli..
TiO
0 Yorumlar