“Kendi ölçülerinde iyi” okunduğunu
düşündüğü onverita’nın kapanışı, “abla”nın moralini bozmaz, uzun torun
aralıklarıyla da olsa ilk fırsatta yazmaya niyetlenir.
Bir ahbabın, kırıp döktüğünün
sorumluluğunu, kendisini koruyan ablasını yalanlayıp “hayır anneciğim ben kırdım” diyerek alan, bir buçuk yaşındaki
oğlu, gece uyanır; başucuna konmuş biberonu alır, sütünü içer, yeniden uykuya
varmadan odanın diğer ucuna fısıldar “teşekkür
ederim anneciğim!
“Abla”nın kardeşinin, ofis hiyerarşisinde
üç basamak altındaki bir çalışanla yaptığı çok öfkeli konuşma, gencin “yalnız siz sesinizi çok yükseltiyorsunuz…”
demesiyle bir başka renk alır.
Kaybettikleri eniştesi için yaptığı
başsağlığı konuşması sırasında, kuzeninin, kızını anlatırken duydukları,
“abla”yı şaşkınlıkla karışık hayranlığa sürükler. Bir yıl yurt dışında ekonomi
okuyan genç kız, babasına yılsonunda, bu bölümde okumama kararını bildirir;
gerekçesi, “ekonomi insanların zayıf
yanlarını inceliyor, ona yöneliyor ve sömürüyor”. Ertesi yıl da, diş doktoru
babanın hayretini gizlemeyerek “…hem de
altı yıl sürecekmiş” dediği, -“abla”nın
her duyuşunda gülesi geldiği, birkaç yüzyıllık batı tıbbının demesiyle
“alternatif”, binlerce yıllık- Uzakdoğu tıbbının bir dalında eğitime
başlar.
Bu üç genç insan “abla”ya kalırsa,
gidişatını beğenmediği, -korkuları,
yargıları türünden engelleri yüzünden, yazmaktan fazlasını beceremediği-
Dünya’yı değiştirecek, muhteşem güzellikte, yaşanası yeni bir Dünya yaratacak
güçte oldukları gün gibi aşikâr, ışıl ışıl üç Yeni İnsan.
Akaşa Yayıncılık’tan Gaia Etkisi, Gaia ile İnsanlık
Arasındaki Olağanüstü İşbirliği Sistemi, Kryon,
Monika Muranyi.
Sayfa 88’den: “…O sonsuza dek gider! Bu
Evren’in en derin formüllerinden biri olarak mantıklı geliyor mu? Sizin onu
bulabilecek uzaylılarla iletişim kurmak için uzaya gönderdiğiniz araçlarınızdan
birinin üzerine pi sayısını yazdığınızı biliyoruz. Onun matematiksel bir
iletişim aracı olacağını, herhangi bir zeki canlının onu gördüğünde, “İnsanlar pi sayısını bulmuşlar, öyleyse
onlar zeki olmalılar!” diye düşüneceğini varsaydınız. Zeki bir toplumun onu
gördüğünde neyi bileceğini size söyleyeyim: “Bu
yaratıklar uzayda uçuyorlar, ama temel-12 matematiğine bile sahip değiller!
Pi’nin ne olduğunu düşündüklerini görüyor musunuz? Onlar halâ temel-10’da
olmalılar!” Bu halâ siyah-beyaz televizyon kullanan gelişmiş bir toplum
bulmaya benzer. Bakın, temel-12 matematiğinde ifade edildiği şekliyle, pi irrasyonel
bir sayı değildir…”
Sayfa
101’den: “Soru:
Fiziğin iki eksik yasası bilimsel topluluk tarafından keşfedilip kabul
edildikten sonra hangi değişiklikleri bekleyebiliriz?
Kryon: Son iki
yasanın kabul edilmesi (yasaların altıya çıkması) Newton’un yasalarının 3B ile
sınırlı olduğunun kabul ve tasdik edilmesi anlamına gelecektir. Yeni realiteler
kanıtlanabilir senaryolar içine yerleşmeye başladığında, tüm fizik dünyası
Newtoncular ve Newtoncu-olmayanlar olarak ikiye bölünecek. Yeni yasalar karşısında
bile, bazıları potansiyele-dayalı yeni kuantum yasaları kabullenmek yerine,
eski yasaları olası-olmayan modellere dönüştürmek isteyecekler.
İnsanlar
yapıyı severler ve tek haneli boyutsallık (3B) bunu verir. Siz kaotik bir hal
içindeki olasılıklardan söz etmeye başladığınızda, bilimciler ürküp geri
çekilirler. Onlar her seferinde aynı sonuca ulaştıran formüller isterler.
Dışarıdan değiştirilen niteliklerle çözümlerin değişebileceği fikri lineer
düşünüre yabancı bir fikirdir.
Lineer: Eğer bir tavuk
yolun karşısına saatte iki kilometre hızla geçecekse ve yol on altı metre
genişlikteyse, tavuğun yolun karşısına geçmesinin tam olarak ne kadar zaman
alacağını hesaplayabilirsiniz. Lineer dünyada, bu çözüm ebedidir.
Kuantum: Tavuk
yoldan karşıya saatte iki kilometre hızla geçerken bir horozun geldiğini görür.
Şimdi çözüm değişkendir; çünkü tavuk hızını değiştirebilir de,
değiştirmeyebilir de. Böylece, denklemde bir “horoz” kuralı bulunmalıdır. Ne
demek istediğimi anlıyor musunuz? Potansiyeller, sürekli değişen bir kuantum
enerji çorbasını ve atomik yapı denen kütleyi içeren karmaşık sorunların
çözümlerinde önemlidirler.”
Sayfa 142’den: “…Bir
çekicin bir çiviyi çakması önceden –mukadder- kılınmamıştır, ama çekiç bu
görevi yerine getirmeye yatkındır. Eğer o çekiç bir çivinin yakınında asla
bulunmazsa, o zaman bir çakma asla olmayacaktır. Karma sizi önceden hazırlanmış
plânlara yönlendirir, ama eğer onu (karmayı) bırakırsanız, o zaman kendi
yaşamınızın haritası olursunuz…”
Sayfa 190’dan: “…Siz diğer
insanları nasıl algılıyorsunuz? Böyle bir seminere geldiğinizde ve daha önce
karşılaşmadığınız kişilerle karşılaştığınızda nasıl davranırsınız? Belki onlara
içtenlikle gülümsersiniz. Hatta onlara sarılabilir ve karşınızdakinin başka bir
yaşlı ruh, belki bir Işık İşçisi olduğunu fark edebilirsiniz. Kalbinizde onlara
karşı bir şefkat duyabilir ve onları sizinle aynı anlayıştaki varlıklar olarak
görebilirsiniz. Hatta onları sevebilirsiniz, çünkü onlar da Tanrı ile güzel bir
bağa sahiptirler. Sonra, seminer bittiğinde, bu salondan ayrılır, arabanıza
atlayıp evinize doğru yola çıkarsınız. Araba sürerken bir başka araba sizin
yolunuzu keser! Siz var gücünüzle frene basarak bir kazayı son anda önlersiniz.
Bu durumda o kişi hakkında ne düşünürsünüz? Tabii, doğal olarak onu seversiniz,
değil mi? (Kahkahalar)…”
Sayfa 296’dan: “…Evet,
galaktik ailenizle karşılaşacaksınız. Bu önce fiziksel-olmayan iletişimle
olacak, daha sonra 3B’de olduğu kadar fiziksel hale gelecek. Sizin galaktik
aileniz hem fiziksel hem de çok boyutludur. Size bunu hiç söylemedik mi?
Onlarla karşılaştığınızda birbirinize sarılabilirsiniz. Onlar bunda ısrar
edeceklerdir, ama (onların boyları çok daha uzun olduğundan) sizin biraz
yukarıya uzanmanız gerekebilir…
0 Yorumlar