Son yolculuk - Bir milyon kalem

Bir milyon kalem

Blog yazarları topluluğu

7 Eylül 2014 Pazar

Son yolculuk

Her şeyin başladığı noktadayım aslında ben. Daha doğru sonun başlangıcındayım. Hiç sevmem bu sözü son başlamaz. Doğarsın ve ölürsün. Bunlar başlangıç ve sondur. Kalan her şey ise devam eder. İsimler değişir, şekiller değişir, anlamlar değişir ama devam eder. Devam edecek bir şey kalmadığında ise biter. Bitmesinin bir diğer sebebi kişinin devam edeceğine inanmamasıdır. Bazen kendisi bitirir bazen başkaları ama mutlaka biter. Aslında başlayan her şey biter.

Ne diyorum ki ben? Sonun başlangıcındayım diyorum, son ile aramda bir durak bile kalmamış diyorum ve bahsettiğim konulara bakın. Bunu hep yaparım anlatmak istediğim konuyu bırakıp başka şeyler anlatırım. Bunun sebebi anlatacaklarımdan korkmam olabilir aslında. Korkan insan böyle yapar, kaçmaya çalışır. Ben korkak bir insan değilim sadece sonum ile aramda biraz daha zaman olmasını istiyorum. 

Ayrılacağın sevgilinle gittin son bir akşam yemeğine benzer. O yemeğe gitmene gerek yoktur, gitmeden de ayrılabilirsin ama insan sonu uzaklaştırmak ister. Allah'tan ben öyle değilim bitecekse biter. Uzatmaları oynamanın anlamı yoktur benim lügatımda. Durum böyle olunca çok uzatmanın anlamı yok.

Bir köprünün kenarındayım. Aşağıda akan boğazı görebiliyorum. Boğazdan gemiler geçiyor. Saat gecenin birkaçı ve etrafta kimse yok. Birileri olsaydı beni kurtarmak için bir sürü şey söylerlerdi ve ben onları kıramaz ve sonumu ertelerdim. Böyle bir huyum vardır benim, insanlara hayır diyemiyorum. Kötü bir özellik olduğunu biliyorum ama hayır demek daha kötü bence. Zaten başıma ne geldiyse bu yüzden geldi. 

Bir köprünün kenarındayım eğer atlarsam bir süre boyunca düşerim ve bu benim sonum olur, ölürüm. Su ile çarpışmanın o etkisi ile bedenim parçalanır ve ben nefes almayı bırakırım. Sanırım düşüşüm 6 saniye kadar sürer ve ben bu süre boyunca uçabilmenin umuduyla kanatlarımı çırparım. Kanatlarım olmadığı için düşerim tabi ama yine de denemiş olurum. Bence son derece şaşalı bir son olur bu. Suya çarpan bedenim derinliklere gideceği için kimse bulamaz olur. Balıklar yer daha sonra beni ve deniz ekosistemine katkıda bulunurum. Bir faydam olur güzelleştirmek için uğraştığım dünyaya.

İnsanın ölmesi için bir köprüden atlamasına gerek yoktur aslında. Herhangi bir merdivenin herhangi bir basamağından atla ölebilir. Belki nefes almaya devam eder ama içindeki bazı şeyler ölür o anda. Sevgisi, umudu, hayalleri, düşleri, sevdiği kişi bir anda yok olur. Bu atlayışlar daha tehlikelidir bence. Hepsi çaresizlikten meydana gelir ve çaresizlik şu dünyadaki en kötü şeydir. O kadar güçlüdür ki çaresizlik insanı bitirir, tüm seçeneklerini elinden alır. Seçimlerin anlamını yitirdiği zamanlardadır o insan ve o basamaktan atlamaya hazırdır.

Herkes yapamaz bunu. Herkes kalbini öldürmeye dayanamaz. Kimse umutlarını öldürmek istemez ama hayat öyle bir noktaya sürükler ki insanı o insan atlamak ister. İster o kişi benim için özeldir. Cesurdur çünkü kararlıdır, yaşamak için geçmişi silebilir o kişi. Ondaki hayata tutunma isteği başka birisinde yoktur aslında. Bu yüzden de özeldir. Küçük rüzgarlarda vazgeçmez o büyük fırtınalara göğüs gerer. Bu yüzden o insan değerlidir benim için.

Tabi burada durup böyle konuştuğuma bakmayın en ufak bir değerim yoktur benim. Ben kestirme yol arayanlardanım. İnsanların en aşağılığıda bu tiplekilerdir ve ben de onların en kötüsüyüm. Çünkü kendi sonumu kendim belirlemeye çalışıyorum. Ne kadar büyük bir korkaklıktır bu. Her şey bitecek nasıl olsa diyerek kolaya kaçmak. Tabi ben bunları söyledikten sonra atlarsam ve beni haberlerde görürseniz eminim ki arkamdan çok güzel sözler söyleyeceksiniz. Varsın öyle olsun belki benim sonum böyle yazılmıştır. Unutmayın her tiyatro oyunu kusursuz değildir ve bazıları iyi bile değildir. 

Şimdi konu iyice karıştı. Sevmiyorum ben veda etmeyi ki şu anda hayata veda etmeye çalışıyorum. Aslında çiçekler, yağmur kokusu, rüzgar ve çınar ağaçları için teşekkür etmeliyim ona ama bunu yapmayıp lafı çeviriyorum. Lafı çevirmeyi pek beceremem ben. Daha doğru konuşmayı severim. Mesela bana göre tüm yollar düz olmalıdır ama hayat öyle değil işte. İnsana her şeyi öğretiyor demek ki bende öğrenmişim biraz da olsa.

Benim şu anda nerede durduğum önemli aslında. Bir köprünün kenarında mıyım yoksa bir merdivenin basamağında mı? Atlayacağımdan eminim artık geri dönüş yok benim. Köprüden önce son çıkış yazısını geçeli çok oldu. Köprüden atlarsam balıklar beni yer. Merdivenden atlarsam eğer bana ait bazı şeyler ölür. Nelerin öleceğini bilmiyorum aslında. Neden öleceklerini bilmiyorum, nasıl öleceklerinden haberdar bile değilim. Sadece bu şekilde devam edemeyeceğini biliyorum. Değişmeli ve dönüşmeliyim. Gemileri yakmak derler ya hani işte benim gemilerin içinde olduğu denizi yakmam gerekiyor. Sadece tek bir adım gerekli bana, sadece tek bir adım.



1 yorum:

  1. Bu karamsarlık niye? Değer mi diye düşünmek gerek. İnsanın zorluklarla mücadele ettikçe morali düzelir, özgüveni gelir bu da sorunların çözülmesine yardım eder. Yeter ki isteyin mutlaka başaracaksınız.

    YanıtlaSil

Lütfen düşüncelerinizle katkıda bulunun.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Sayfalar