Her şeyin başladığı noktadayım aslında ben. Daha doğru sonun
başlangıcındayım. Hiç sevmem bu sözü son başlamaz. Doğarsın ve ölürsün. Bunlar
başlangıç ve sondur. Kalan her şey ise devam eder. İsimler değişir, şekiller
değişir, anlamlar değişir ama devam eder. Devam edecek bir şey kalmadığında ise
biter. Bitmesinin bir diğer sebebi kişinin devam edeceğine inanmamasıdır. Bazen
kendisi bitirir bazen başkaları ama mutlaka biter. Aslında başlayan her şey
biter.
Ne diyorum ki ben? Sonun başlangıcındayım
diyorum, son ile aramda bir durak bile kalmamış diyorum ve bahsettiğim konulara
bakın. Bunu hep yaparım anlatmak istediğim konuyu bırakıp başka şeyler
anlatırım. Bunun sebebi anlatacaklarımdan korkmam olabilir aslında. Korkan
insan böyle yapar, kaçmaya çalışır. Ben korkak bir insan değilim sadece sonum
ile aramda biraz daha zaman olmasını istiyorum.
Ayrılacağın sevgilinle gittin son bir
akşam yemeğine benzer. O yemeğe gitmene gerek yoktur, gitmeden de ayrılabilirsin
ama insan sonu uzaklaştırmak ister. Allah'tan ben öyle değilim bitecekse biter.
Uzatmaları oynamanın anlamı yoktur benim lügatımda. Durum böyle olunca çok
uzatmanın anlamı yok.
Bir köprünün kenarındayım. Aşağıda akan
boğazı görebiliyorum. Boğazdan gemiler geçiyor. Saat gecenin birkaçı ve etrafta
kimse yok. Birileri olsaydı beni kurtarmak için bir sürü şey söylerlerdi ve ben
onları kıramaz ve sonumu ertelerdim. Böyle bir huyum vardır benim, insanlara
hayır diyemiyorum. Kötü bir özellik olduğunu biliyorum ama hayır demek daha
kötü bence. Zaten başıma ne geldiyse bu yüzden geldi.
Bir köprünün kenarındayım eğer atlarsam
bir süre boyunca düşerim ve bu benim sonum olur, ölürüm. Su ile çarpışmanın o
etkisi ile bedenim parçalanır ve ben nefes almayı bırakırım. Sanırım düşüşüm 6
saniye kadar sürer ve ben bu süre boyunca uçabilmenin umuduyla kanatlarımı
çırparım. Kanatlarım olmadığı için düşerim tabi ama yine de denemiş olurum.
Bence son derece şaşalı bir son olur bu. Suya çarpan bedenim derinliklere
gideceği için kimse bulamaz olur. Balıklar yer daha sonra beni ve deniz
ekosistemine katkıda bulunurum. Bir faydam olur güzelleştirmek için uğraştığım
dünyaya.
İnsanın ölmesi için bir köprüden
atlamasına gerek yoktur aslında. Herhangi bir merdivenin herhangi bir basamağından
atla ölebilir. Belki nefes almaya devam eder ama içindeki bazı şeyler ölür o
anda. Sevgisi, umudu, hayalleri, düşleri, sevdiği kişi bir anda yok olur. Bu
atlayışlar daha tehlikelidir bence. Hepsi çaresizlikten meydana gelir ve
çaresizlik şu dünyadaki en kötü şeydir. O kadar güçlüdür ki çaresizlik insanı
bitirir, tüm seçeneklerini elinden alır. Seçimlerin anlamını yitirdiği
zamanlardadır o insan ve o basamaktan atlamaya hazırdır.
Herkes yapamaz bunu. Herkes kalbini
öldürmeye dayanamaz. Kimse umutlarını öldürmek istemez ama hayat öyle bir
noktaya sürükler ki insanı o insan atlamak ister. İster o kişi benim için
özeldir. Cesurdur çünkü kararlıdır, yaşamak için geçmişi silebilir o kişi.
Ondaki hayata tutunma isteği başka birisinde yoktur aslında. Bu yüzden de
özeldir. Küçük rüzgarlarda vazgeçmez o büyük fırtınalara göğüs gerer. Bu yüzden
o insan değerlidir benim için.
Tabi burada durup böyle konuştuğuma
bakmayın en ufak bir değerim yoktur benim. Ben kestirme yol arayanlardanım.
İnsanların en aşağılığıda bu tiplekilerdir ve ben de onların en kötüsüyüm.
Çünkü kendi sonumu kendim belirlemeye çalışıyorum. Ne kadar büyük bir
korkaklıktır bu. Her şey bitecek nasıl olsa diyerek kolaya kaçmak. Tabi ben
bunları söyledikten sonra atlarsam ve beni haberlerde görürseniz eminim ki
arkamdan çok güzel sözler söyleyeceksiniz. Varsın öyle olsun belki benim sonum
böyle yazılmıştır. Unutmayın her tiyatro oyunu kusursuz değildir ve bazıları
iyi bile değildir.
Şimdi konu iyice karıştı. Sevmiyorum ben
veda etmeyi ki şu anda hayata veda etmeye çalışıyorum. Aslında çiçekler, yağmur
kokusu, rüzgar ve çınar ağaçları için teşekkür etmeliyim ona ama bunu yapmayıp
lafı çeviriyorum. Lafı çevirmeyi pek beceremem ben. Daha doğru konuşmayı
severim. Mesela bana göre tüm yollar düz olmalıdır ama hayat öyle değil işte.
İnsana her şeyi öğretiyor demek ki bende öğrenmişim biraz da olsa.
Benim şu anda nerede durduğum önemli
aslında. Bir köprünün kenarında mıyım yoksa bir merdivenin basamağında mı?
Atlayacağımdan eminim artık geri dönüş yok benim. Köprüden önce son çıkış
yazısını geçeli çok oldu. Köprüden atlarsam balıklar beni yer. Merdivenden
atlarsam eğer bana ait bazı şeyler ölür. Nelerin öleceğini bilmiyorum aslında.
Neden öleceklerini bilmiyorum, nasıl öleceklerinden haberdar bile değilim.
Sadece bu şekilde devam edemeyeceğini biliyorum. Değişmeli ve dönüşmeliyim.
Gemileri yakmak derler ya hani işte benim gemilerin içinde olduğu denizi yakmam
gerekiyor. Sadece tek bir adım gerekli bana, sadece tek bir adım.
1 Yorumlar