Sadece anımsa - Bir milyon kalem

Bir milyon kalem

Blog yazarları topluluğu

5 Eylül 2014 Cuma

Sadece anımsa

gecenin siyahlığı...
topuklu ayakkabı sesleri dar sokaklarda.
kutularda saklı kalmış cinayet silahının üstündeki kurumuş kan izleri gibi...
gözlerden akan yalanlar...
kaldırdığında başını dudağına damlayan bir damla yağmuru tat..
tılsımlı sözlerin kilitleriyle oynayan benliğindeki kalbi sök at yerinden. sus.
melekler terk etsin dünyayı geceye selam var
renklere inat tüm zevklere hürmet ederek haykır.
ağzından yere akan her sözcük iz bıraksın gökyüzüne
her kapattığında kulağını duyduğun o sese doğru içine en derine yolcu et yalnızlığını.
kır alev çemberini dünyanın. sen bilirsin bu gezegenin bile en içinde ateş var.
içindeki ateş için dudaklarındaki yağmuru tat. doldur gözyaşınla söndür sıcaklığını bedeninin.
her insanın o yüzündeki donmuşluk gibi her diyalogtaki soğukluk gibi sil siluetini aynalardan. bak.
arkanı dön ve bir bak onlara. çaresizlikleriyle kahkaha atsınlar bırak yürü şimdi tekrar içine doğru.
canını acıtacak taşların varlığına inat çıkar ayağındakileri.
iradenle vücudunu bırak sessizliğin nöbet tuttuğu sokağa.
suların tenine dokunmasına izin ver, kaldır başını tekrar. düşüncelerinle beraber hırçınlaşan yağmura aç kollarını her damlasına bir dert söyle ve o damla karıştığında toprağa bir düşman daha bırakmış gibi peşini gülümse suskunluğa. varlıklarıyla alay et maskeli baloların... tam oraya bırak yalnızlığını. yürü sarhoş beyinlerin uyuşuk tavrıyla kahkaha at yağmurda başını eğmeden en ileriye kadar koş. bırak sigaralar sönsün, bırak dumanlar tükensin sen koş mutluluğa......kimse anlatmasın cinayetleri. hiç soğukluğunu tatma cesetlerin. kimse söylemesin sana gerçekleri. sen kendi dünyanda herkesi iyi sanmaya devam et, gülerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen düşüncelerinizle katkıda bulunun.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Sayfalar