Geçen gün haberlerde
İsrail vatandaşlarının, terörist devletleri İsrail’in taş atanlara karşı
misket, varil bombası gibi bombalar başta
olmak üzere envai çeşit bomba ile Filistin halkını çocuk, yaşlı, hasta, asker,
sivil ayrımı gözetmeden yaptığı katliamlara destek veren kutlamalarını gördüm.
O kalabalığın
arasından: ‘Yarın Gazze de okullar yok! Yarın Filistin de okullar yok!’ diye
sesler yükseliyordu. Evet bu. Gazze de atılan bombaların, hedef gözetmeksizin,
pardon gözetip özellikle okulları, hastaneleri, çocuk parklarını hedef
gözeterek yapılan katliamların amacını ne kadar güzel ortaya koyuyor yükselen
sesler. Katliamların amacının
Filistin’in geleceğini bitirmek olduğu ne güzel gözler önüne seriliyor.
Şimdi Erdoğan’ın en az
3 çocuk isteğine İsrail ve Siyonistlerin yandaşlarının neden karşı çıktıklarını
yıllarca aile planlaması yaptıklarını şimdi daha iyi anlamayabiliyorum. Yoksa
siz hala anlamadınız mı? Ey Türk milleti! Ey mümin kardeşim!
Neyse geçelim asıl
konuya; sonra da çıkıp diyor ki İsrail hükümeti; Hamas’ın kaçırdığı İsrail
askerine misilleme yapıyoruz. Onların attığı taşlara misilleme yapıyoruz. Taşa
karşılık misket bombası, kaçırılan bir askere karşılık yaklaşık 1500 Filistinli
kadın, erkek, yaşlı, çocuk gözetilmeksizin sivil halkın ölümüyle bir o kadar,
hatta iki misli, üç misli insanın sakat kalmasıyla sonuçlanan katliamlar.
Dünya gündeminde askeri
bir yaptırımla karşılaşma olasılığı Birleşmiş Milletlerde İsrail yörüngesinde
büyük koruyucu ve destekçi ABD’nin vetosu varken zaten yok. Ekonomik olarak
birkaç İslam ülkesi ve onların çıkar ortaklığına ihtiyacı olan ülkelerin
sesleri yükselmeğe başlayınca İsrail’in menfaatleri doğrultusunda ateşkes deyip
barış olacakmış gibi göstermelik görüşmeler yapılır. Tam barış oldu olacak
derken, sonra İsrail gene bir bahane bulup saldırıya geçer. Bahane bulmak ne
kelime, bir askerin kaçırılması, bir İsrail vatandaşının yüzerken havuzda
boğulması, daha olmadı Filistin askerinin elbisesi ile kendilerine muhalif bir
İsrail vatandaşının öldürülmesiyle hem o çatlak sesten kurtulma, hem de bahane
yaratma onlar için yerinde olacaktır.
Hiç birisi olmadı daha
kolayı vardı 2002 öncesinde El Fetih ile Hamas’ı birbirine düşman ederek
Filistin halkını birbirlerine kırdırmak vardı. Hatta 2009 yıllarına kadar aynı
şekilde birbirleriyle savaştırarak Filistin halkını birbirine kırdırma umudu
vardı. İktidardaki Hamas’a karşı El fetih’ desteklerler, El fetih iktidarda
olsa Hamas’ı desteklerler ki iç savaş sürsün ve Filistin halkı birbirini
kırsın.
El Fetih, El Kaide,
İŞİD, Hizbullah (PKK gibi zaten İslam ile alakası olmayan örgütleri saymıyorum
bile) vb, örgütleri kullanarak dünyanın dört bir yöresindeki Müslümanları öldürme
ve yerlerinden sürme işini yaptırmak onların işi.
Diyorlar ki; İslam dini
cihat emrediyor. Müslümanlar terörist. Peki, Müslümanları terörist göstermek
için kullandıkları Müslüman örgütler hangileri. El Kaide, İŞİD; Taliban, Hizbullah,
İBDA-C ve Türkiye de bir zamanlar Aczimendiler’i kullandılar. Müslüm gündüz ve
Fadime şahinlerin olmadık görüntüleri ve tahrikleriyle darbe yapmayı planlayıp
iktidar değişikliğini başardılar. Ömründe bir kere bile Cuma namazı kılmayan,
başka bir söylentiye göre bir kere bile Allah demeyen Avukat Alpaslan Aslan’a
güya kendilerinin adamları Danıştay üyelerine saldırtıp dışarı çıkınca Allahü
Ekber dedirterek Müslümanları hedef gösterterek iktidar yıkmayı başarmaya
çalıştılar.
Peygamber
efendimiz Bir Hadis-i Şerif'te: “Abbasoğullarının
içinden doğudan ileri de siyah sancaklı kişiler çıkacak. Onların önce
gelenlerinin ve sonra gelenlerinin işi adam öldürmek olacak. Onlara yardım
etmeyin. Allah onlara yardım etmez. Kim onların sancağı altında yürürse yahut
bayrağını taşırsa Allah onu kıyamet günü cehenneme koyar. Gerçekten onlar
Allah’ın en şerli yaratıklarıdır. Onlar benden olduklarını iddia edecekler.
Dikkat edin, ben onlardan beriyim ve onlar da benden beridir. Onların alameti
şudur: Saçlarını uzatırlar ve siyah giyerler. Onları desteklemek için
oturmayın. Çarşılarda onlarla alışveriş yapmayın. Onlara yol göstermeyin ve
onlara su vermeyin. Çünkü onların haykırdıkları Tekbir, sema ehli'ni rahatsız
etmektedir.”
buyuruyor. (Sağîr/Taberanî-Cilt 13/Ümmü Umame) Böyle bir tehlikeye karşı bizi
1400 kusur yıl önce uyanık olmamız için uyarıyor.
Değil, kesinlikle değil
de, diyelim ki onlar haklı. Diyelim ki; Müslümanlar terörist, islam’ın emri
olduğu için düşmanlarını öldürüyorlar. Peki; İslam düşmanı olanlar İsrail, ABD,
Fransa, Almanya, Sırbistan, Ermenistan, Rusya, Yunanistan gibi ülkeler ve
onların vatandaşları değil mi? O halde Müslümanların hedefi devlet terörü
işleyen İsrail veya ona sonsuz destek veren ABD askerleri olması gerekmez mi? Saldırsınlar
diye sormuyorum bu soruları, bir gerçek olan kimin emellerine hizmet
ettiklerini ortaya koymak için soruyorum. Neden cihat ettiklerini iddia eden bu
Siyonist maşası terör azmanı sözüm ona mücahitler, kafa keserken neden hep
kesilen kafaların Müslüman kafası olmasına özen gösteriyorlar bunu ortaya
koymak için soruyorum.
Neden İsrail başta
diğer birçok ülkenin gitmesin ama çokta güçlenmesin dedikleri Esad’ı dengede
tutmak için muazzam şekilde örgütlenmeyi başaran, Irak ordusuna Kafa tutan İŞİD
ve diğerleri konu Filistin, Gazze, Doğu Türkistan, Bosna Hersek vb birçok yerde
Müslümanlar katledilirken dut yemiş bülbül oluyorlar. Neden Bağdadi denilen
James Bond saatli son halife olduğunu iddia eden herifin kafası ramazan boyunca
ve sonrasında hala Gazze’yi bombalayanlar için atıp İsrail’e karşı cihat
etmiyor da hedefindekiler neden hep Müslümanlar.
Neden tüm bu İslam
mücahidi olduklarını iddia eden ve aslında tek hedeflerinin Siyonistlere hizmet
ederek İslam’ı kötülemek ve gerçek Müslüman olarak gördüklerinin sayılarını
azaltmak olan terör örgütleri hep camileri ve dini eğitim veren medrese ve okulları
hedef alır. Neden hep dini simge olarak algılanan türbe ve hayır kurumları
hedef alınıyor.
Neden İslam adına
kendisini canlı bomba yapan güya Müslüman eylemci kendisini; yaşlıların,
kadınların, çocuk ve yaralıların şifa aradığı hastane, masum insanların alış
veriş yaptığı pazar yeri, eğitim gördüğü okul bahçesi, Müslüman ülkelerin polis
karakolları, askeri tesislerinde patlatıyor da terörist İsrail, Terörist
Amerika diyemiyor.
İslam’a ve Allahın
dinine hizmet ettiğini savunan ve Kendisinde Türkiye Cumhuriyeti devletini el
altından yönetmeye ve hükümetini güya yolsuzluk iddialarıyla kendisinin
yetiştirip yerleştirdiği yargı elamanları vasıtasıyla yıkmaya kalkışan Gülen
Hareketi, konu İsrail olunca dut yemiş bülbül oluyor.
Neden uluslar arası
hava sularında saldırılan mavi Marmara gemisinde Türkiye hükümeti gemiye izin
vermekle yanlış yaptı diyebiliyor da. İsrail devletinin ambargolarıyla Filistin
halkını açlığa ve sefalete mahkûm etmesi yetmezmiş gibi toplu katliamlarına maruz
bırakması karşısında İsrail’e ve hükümetine lanet okuduğunu duyan var mı?
Hani Müslümanlar bir
vücudun azaları gibiydi. Türk hükümetine yolsuzluk yapıyorlar, Müslümanların
hakkını çalan hırsızların evleri yansın, tepelerine yıkılsın diye beddua eden
Fethullah Gülen efendi Müslümanların hayatlarını çalan, topluca katliam yapan
İsrail için de beddua okudu mu? Bırakın bedduayı, yanlış yapıyor diyebildi mi?
Güya İran ile
Siyonistler düşman, ama yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla kime hizmet ediyor? Güya
Müslüman terör örgütleri İslam adına yapıyoruz dedikleriyle kime hizmet
ediyorlar? Orta doğu başta olmak üzere İslam ülkelerinin yönetim kadroları
Siyonist uşağı olmuşken, kendi halklarına ve kendi halklarının çıkarlarına mı
hizmet edecekler. İslam dünyası bu
vaziyetteyken birlikte hareket etmesini nasıl bekleyebiliriz.
Namı değer
Cumhurbaşkanı adayımız Ekmeleddin Bey kaç yıl İslam konferansı Örgütünün
başında Başkanlık yaptı. Bir kez bile İsrail terörist, orada yaşanan bir
insanlık dramı diyemedi. Her gün gündemi takip etmeye çalışan, en azından ana
haberleri takip etmeye çalışan ben hiç duymadım. Deseydi mutlaka duyardım.
Yıllardır Türkiye de Siyonistlerin emellerine hizmet eden politikaları
destekleyenler tarafından cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi beni hiçte
şaşırtmadı.
Gazeteciler
Şimon Perez’e 1986 yılında “Kur’an-ı Kerim, sizin devletinizin yıkılacağından
haber veriyor” diye hatırlattıklarında? Şimon Perez şu cevabı veriyor:
“Kur’an’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin düşünürüz.”DİYE CEVAP VERİR (Tercüman
Gazetesi, Ergun Göze, 1986)
Müslüman halkların
çoğunluğunun bizim gibi düşünmesine rağmen ele geçirilmiş Siyonist uşağı
idareciler ve İslam adına Müslümanları hedef alıp öldürerek yine Siyonistlerin
emellerine hizmet eden terör örgütlerinden fayda bekleyemeyeceğimize göre biz
ne yapabiliriz? Dua edip Allah’a
sığınabiliriz. Kahrolsun İsrail, kahrolsun ABD diyerek yürüyüş yapabilir,
onların zulmünü haykıracağımız mitingler yapabiliriz. Peki, bunlar onlara zarar
verir mi? Hayır, kesinlikle zarar vermez.
Sofranda CocoCola, fanta, Danone olacak, dondurman
Algıda olacak, çamaşır makinen Arçelik, Bosh, Simens olacak, çamaşırların Ariel
veya Omo ile yıkanacak, hamburgerin
McDonalds, meyva suyun Cappy, Tang olacak, corban Knorr olacak, sana yağın
Becel, çayın Lipton, cipsin Raffles, Doritos, Lays, Cheetos, sabunun Dove,
şampuanın Loriel, Kahven nescafe, Jacobs olacak, daha neler neler, sonra da
çıkıp kahrolsun İsrail diye bağıracaksın. Sizce de bu işte bir terslik yok mu?
Feyzullah Kırca
0 Yorumlar