KIRMIZI - Bir milyon kalem

Bir milyon kalem

Blog yazarları topluluğu

6 Haziran 2014 Cuma

KIRMIZI

Allah'ım, kan ne de kırmızı!

Sevgilim,
Al bu kelimeyi, göğsüne sok,
Açılan yaraları annene diktirirsin.
Yo yo hayır, vazgeçtim, dudaklarım kanasın
sana yazdığım şiirleri gömlek cebinde biriktirirsin
Sevgilim,
Al bu mermiyi, belindeki şarjöre sok
Adının sonunda -m yoksa, bana postalarsın

Sevgilim,
Gözüme bakma! Gözünü çek! Gözlerin.
Yanacağız sevişirsek ve sen...gözlerin.
Terleyeceğiz, tüylerimiz birbirine karışac..bakma öyle.
Sevgilim,
Al beni, dile ki seviş, dile ki kuyuda bırak
Rüyalarımdan biliyorum dudaklarında kan var
Bakışlarında bir dinin yok olmuş mezhepleri.
Yanacak gözlerine bakan tüm günahkarlar

Sevgilim,
Saçlarımı topla, dağılmasın çocukluk arkadaşlarım.
Hiç dostum olmadı, hepsi biraz budalaydı.
Sırlarım saatli bomba, üstelik Kemal Sunal yaşamıyor
Saçımı topla, uzun saçlı erkekler, geceleri ağlıyor.
Sevgilim,
Annemin babamın üstüne, çok yalan yemin ettim
Şimdi korkuyorum, ne zaman ölecekler bilemiyorum
Şu an konuşuyoruz "dudaklarım Magnum gibidir" diyorum
Bırak saçlarımı, ben saçım kısayken de ağlıyorum

Sevgilim,
Bana, yalnız bana adanmış bir el lazım
Gerekirse tanrıdan geçilmiş, şeytani bir el lazım
Şeytan kanı içirmiş, ilahi bir el lazım
Saplanıp göğüs kafesime, açmalı kaburgalarımı
Avcuna kalbimi koyacağım, asil bir el lazım

Avuç içim,
O zaman sana böyle demeliyim.
Boyun eğmeliyim yaprak dökerek,
                                        karşında soyunup,
                                                     boyun eğmeliyim iklimine.
Ben çok üşürüm; üşütürsem, belki beni yıkarsın
Belki bir girebiyi, en ince yerinden saplarsın gövdeme
Bırak da kolların boynuma öylece dolansın
Erik ağacım vardı, doğum günlerimde solardı, benim
Annem çok küçükken öldü,
                                beni öp, sonra aldır beni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen düşüncelerinizle katkıda bulunun.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Sayfalar