Hayata dair dersler
Bu gün sizlere başka bir konudan bahsetmek istiyorum
"yabancılaşma." Hani hep duyarız insanın kendine yabancılaşması veya
insanın çevreye yabancılaşması diye. İşte bu günkü anlatacaklarım bu
yabancılaşma kavramı olacak.
İlk yabancılaşmayı biraz açıklamam gerekiyor. İnsan nasıl yabancılaşır veya
yabancılaşmak ne demektir isterseniz önce bunlardan konuşalım. İlk önce
yabancılaşma kavramı üzerinden gidelim. Kişinin bulunduğu ortama ayak
uyduramaması gibi bir tanım yapabiliriz aslında. Hatta en güzeli bir örnekle
anlatalım bu durumu. Diyelim ki liseden mezun oldunuz sonra üniversiteye
gittiniz. O da bittikten sonra işe girdiniz çalıştınız ve liseden bir
arkadaşınız bir anda karşınıza çıktı. Aradan onca sene geçmiş ve artık siz onu
tanıyamıyorsunuz. Bir yerde oturdunuz ve sohbet etmeye başladınız. Karşınızdaki
insan liseden hatırladığınız kişi değildir artık. Konuştukça karşınızda farklı
bir insan olduğunu görürsünüz. Siz o insana yabancısınızdır artık.
Yabancılaşmada bu şekildedir aslında. Etrafınızdaki insanların yabancı
olduğunu düşünürsünüz. Onların hiçbirini tanımadığınızı hissedersiniz. Hani
bazen deriz ya "ben onu hiç tanıyamamışım" diye. İşte yabancılaşma da
buna benzer. Bir zamanlar arkadaşlarınız olduğu düşünün. Sınıf arkadaşları,
üniversite arkadaşları, aile veya iş arkadaşları. Onları tanıyamadığınızı
düşünün. Yıllarca sizin en yakın olan arkadaşınızın bir anda başka biriymiş
gibi davrandığını düşünün. İşte yabancılaşma böyledir. O arkadaşınız size
yabancılaşmıştır ve artık onu tanıyamazsınız.
Hani ikili ilişkilerde oldukça sık rastlanan bir durumdur ya bir gün erkek
gelir ve kıza artık onu tanıyamadığını söyler. Kız da aynı duyguları hisseder
veya hissetmez önemli değildir. Önemli olan erkeğin dünyasında kızı
tanıyamamasıdır. Onu tanıyamamasının sebebi yabancılaşmaktan başka bir şey
olamaz. Bir zamanlar arkadaşlarım vardı ve bunlar uzun bir süre boyunca
beraberdiler. Daha sonra aralarına biraz mesafe girmişti ve uzaklaşmışlardı
birbirinden. Aradan biraz daha zaman geçtikten sonra ise tekrar yakınlaşmaya
çabalamışlardı. Burada çok önemli bir şey oldu ikisi de birbirinden farklı
olaylar yaşadı ve farklı şeyleri deneyimlediler. Öyle oldu ki ikisi de
hayatlarında farklı yönlere gittiler. Tekrardan birleşmeyi denediklerinden bir
süre sonra artık birbirlerini tanıyamadıklarını fark ettiler. Buna benzer bir
örneği mutlaka çevrenizden görmüşsünüzdür. İnsanlar artık birbirlerini
tanıyamaz hale gelirler yabancılaşmanın içinde ve birbirlerinden uzaklaşırlar.
Bundan bir süre önce bir kız ile tanışmıştım. Bana söylediği bir cümleyi
asla unutamadım. Bana "Ben bu dünyaya ait değilim" demişti. Bu sözün
üzerine çok düşündüm ben. Bir insan neden dünyaya ait olmadığını hisseder diye
çok kafa patlattım. Bu sürede de kız hakkında daha fazla bilgi edinmeye
çabaladım. Onun hakkında daha fazla şey öğrendikçe ne demek istediğini daha iyi
anlıyordum. O etrafına yabancılaşmıştı. Artık yaşadığı ev onun değilmiş gibi
hissediyordu. Gittiği okul veya konuştuğu insanlar sanki ona ait değillermiş
gibiydi. Onların hepsine yabancılaşmıştı. Onun hakkında çok fazla bilgi
öğrenmeme izin vermedi ama yabancılaşma süreci hakkında bir şeyler
öğrenebilirdim. Geçmişinde yaşadığı bazı deneyimler onu etrafından
uzaklaştırmıştı ve o kendi içinde başka bir dünya kurgulamıştı. Bu dünya içinde
kaldığı sürece etrafından uzaklaşmış ve onlarla olan bağlarını zayıflatmıştı.
Bu onun yabancılaşmasının asıl nedeniydi.
Bu örnek aslında bize yabancılaşmanın sadece insanlara karşı olmadığını da
gösteriyor. Çevreye karşı da yabancılaşabilir insan. Etrafına, okuluna,
şehrine, ülkesine karşı yabancılaşmak mümkün. Kültürüne yabancılaşmış birçok
insan tanıdım şu güne kadar. Kültürünüze yabancılaştığınızı bir düşünün. Artık
hiç bir gelenek, kural, örf veya adet sizin için bir anlam ifade etmiyor. Daha
kötüsü onların yerine koyacak başka bir şey de bulamıyorsunuz. Evet, çok büyük
bir boşluk oluşuyor kişinin dünyasında. Aslında yabancılaşmanın her türlüsünün
sonucunda ortaya çıkabilecek bir durumdur boşluk hissi.
Düşünün ki bir anda arkadaşlarınızı kaybettiniz. Onların sizin içinizde bir
yeri vardı ve o yer onlar gidince boşaldı. Artık hayatınızda arkadaş konumunu
doldurabilecek kimse kalmadığında kendini o boşluğa bakarken bulabilirsiniz.
Yabancılaşma bu boşluğun oluşmasına sebep olur ve yabancılaşma durumu ortadan
kaybolmadıkça o boşlukta ortadan kaybolmayacaktır.
Kişi başkalarına veya etrafına karşı yabancılaşabileceğini anlattım
yukarıda. Ancak yabancılaşmanın içlerinden bir çeşidi var ki bana sorarsanız
aralarında en önemlisidir o. "Kendine yabancılaşma" evet insan
kendine yabancılaşabiliyor. Yine bir zaman önce yakın bir arkadaşım vardı ve
bir gün sohbet ederken bana kim olduğunu sordu. İnanın bana sorulabilecek en
zor sorulardan birisidir bu. Çünkü ona cevap olarak kimliğini anlatmanız
gerekiyor. Elimden geldiği kadar ona kim olduğunu anlattım. Ancak verdiğim
cevaplar onun için yeterli değildi ve bana bir soru daha sordu "acaba ben
gerçekte anlattığın kişi miyim?" Bu soru daha zordu çünkü ben onu
anlattığım biçimde tanımıştım. Yardımsever birisiydi, iyi bir insandı, biraz
içe dönüktü, başkalarına karşı soğuktu. Ancak daha sonra onun kendini
bulamadığını fark ettim ve bu bulamama durumu onun kendinden uzaklaşmasını
sağlamıştı. Mesela dinlediği bir müzik vardı ama onu neden dinlediğini
bilmiyordu. O dönemde bir kız arkadaşı yoktu ama önceki kız arkadaşlarının
hayatına neden girdiğini bilmiyordu. Bir zamanlar bir kızı sevmişti ama o kızı
neden sevdiğinden haberi yoktu.
İnsanın kendine yabancılaşmasının sonuçlarını o an fark ettim ben. Diğer
yabancılaşmalar evet bir boşluk yaratırdı ancak onlar kısmen de olsa
kapatılabilirdi. Ancak kişi kendine yabancılaştığı anda tüm dünyaya da
yabancılaşmış anlamına geliyordu ve onun üstünü kapatmak mümkün değildi. Kişi
eğer kendine yabancı ise aynı ölçüde arkadaşlarına, ailesine, ülkesine de
yabancılaşmış oluyordu ve inanın bana bunun üstünü örtecek bir örtü yoktu. Bu
durumdan kurtulmanın tek bir yolu vardı ve o yol kişinin kendisi ile barışmasıydı.
Daha sonra ben o arkadaşımla konuşmaya devam ettim ki bu dönemde bende
kendime yabancılaştığımı hissediyordum. Yaptıklarım için sebepler arayıp, etrafımdaki
her şeyi sorguluyordum. Aslında birçok olayı ben sebepsiz olarak yapmıştım ve
bu sebepsizliğin bir mantığı yoktu. Yani o olayları yapmamın veya yapmamamı
kendime hiçbir şekilde açıklayamıyordum. Yine çok kullanılan bir metafor
vardır. O metaforda kişi aynaya baktığı zaman kendini tanıyamaz. İşte o insan
kendine yabancılaşmıştır. Aynaya bakar ve karşısında bir yabancı görür.
Sonrasında o hayatını yaşamaz ve her şeyi bir yabancı yapar. O yabancı işe
gider, insanlarla konuşur ve kalan her şeyi de yapar. Ancak bunları bir yabancı
yaptığı için gerçekten kopuş durumu gittikçe artar.
Bana en kötü yabancılaşmayı sorsalar kişinin kendisi ile yabancılaşması
olduğu söylerim çünkü kişi kendini tanıyamadığı sürece onun bir geri dönüşü
yoktur. Belki de günümüzün en önemli sorunlarından birisidir bu. Birçok insan
yaşıyor ve bir şeyler yapıyor ama bunları neden yaptıklarını asla bilmiyor. Bir
gün olup da sebepleri sorguladıkları zaman o sebepleri bulamıyorlar ve
kendilerini bahsettiğim boşluğun içinde buluyorlar. Bu yüzden de etrafımızdaki
bir çok insanın mutsuz olduğunu görüyoruz. Sanki hayatlarından önemli bir şey
alınmış gibi yaşıyorlar. Sanki bedenlerinden kendileri söküp alınmış gibi
davranıyorlar. Bunun tek bir sebebi vardır ve o sebebin ismi
"yabancılaşma"dır.
Bunun önüne geçmek için yapılması gereken en önemli davranış kişinin
kendisini sevmesidir. Doğrularıyla ve yanlışlarıyla kişi kendini gerçekten
severse işte o zaman kendi varlığını kabul edebilir. Ayrıca etrafını da sevmesi
gerekir ki onları oldukları gibi kabul edebilsin. Lise arkadaşı örneğine geri
dönecek olursak eğer o buluşmada kişi karşısındaki insanı eski hali ile
yargılayacağı yerde karşısında gördüğü kişi olarak yargılasaydı o boyutta bir
yabancılaşma yaşamayacaktı ve o buluşmadan hayal kırıklığı ile ayrılmayacaktı.
Sonuçta kendisi de lisede olduğu kişi değildir artık.
Yabancılaşma belki de günümüzün en büyük sorunlarından bir tanesi ve hemen
herkes bir şekilde bu duyguyu hissediyor. Dikkat edilmesi gereken nokta ise bu
duygunun ne sıklıkla hissedildiğindedir. Eğer yabancılaşmayı çok sık
hissediyorsanız neler olduğunu düşünmenizin vakti gelmiştir ve kendinizi tanıma
zamanıdır.
- Genel
- Edebiyat
- __Şiirler
- __Öykü
- __Kitap
- __Mizah
- __Bilim Kurgu
- Makaleler
- __Günlük
- __Denemeler
- __Gazete
- __Köşe Yazıları
- Kültür Sanat
- __Sinema
- __Tiyatro
- Özel Günler
- __23 Nisan
- __Kadınlar günü
- __Anneler günü
- __Babalar günü
- __Sevgililer günü
- __Öğretmenler günü
- Kampanya vs.
- __Anket
- _Röportaj
- _Günün konusu
- _Günün sorusu
- Seyahat
- _Gezi
- _Tatil
- _Fotoğraf
- Spor
- _Yarışma
- Sağlık
- _Yemek
0 Yorumlar