Her din kötülüğü yenmek, iyiliği egemen kılmak için gelir. Bunun için din, bireylerin güzel ahlaklı olmalarını ister. Bireyleri ahlaklı olan toplumlar da ahlaken yücelirler. Bu bakımdan dindar olmak güzel ahlaklı olmayı gerekli kılar.
İslamiyet’in bütün buyrukları, öğütleri ve ortaya koyduğu kurallar; insanın kötü davranışlardan kurtulmasını, güzelliklerin ve faydalı olan şeylerin yapılmasını ve yaşanmasını amaçlar. Güzel huylarla bezenmek için kişinin içgüdülerine yani nefsine ve nefsinin kötü isteklerine hâkim olması gerekir. Bunun yolu ise iradeyi güçlendirmektir. İslam dini, insana, kendisini kolayca kontrol altına alabilmenin yollarını göstermiştir.
Güzel
ahlaklı olabilmek için öncelikle kuvvetli bir imana sahip olmalı, özümüzle
sözümüz bir olmalıdır. Yalan söylememeli, olduğumuzdan farklı görünmeye
çalışmamalıyız. Bundan dolayı Kuran'da "Ey inananlar! Yapmadığınız şeyi
niçin yaptığınızı söylüyorsunuz?"(Saff suresi 2.Ayet) buyrulmaktadır.
Güzel ahlak peygamberimizin ahlakıdır. Güzel ahlak, insana verilen nimetlerin
en iyisidir.
Güzel
ahlaklı olmak için ise, Müslüman dinin emirlerine, ahlak ve görgü kurallarına
uygun hareket etmelidir. Çünkü dinimiz dindar olmanın güzel ahlaklı olmamızı
önemle bizden ister. Rabbim kendisiyle birlikte peygambere de uymamızı
emretmiştir. Peygamberimiz ise; ‘Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere
gönderildim.’ Diyerek güzel ahlakın önemini ortaya koymuştur. Hz Aişe
tarafından ise; onun hayatının ve ahlakının Kuran olduğu, Kuran ahlakı olduğu
ortaya konmuştur.
Anlaşılıyor
ki; kuru kuruya bir iman bir işe yaramıyor. Kuran kuralları ve kuran ahlakı
hayata geçirilmeli, İslam’ın ve Müslümanlığın gerekleri yerine getirilmelidir.
Dinin gereği olan güzel ahlaka uygun hareket ettiğimizde; başta kendimize ve
diğer insanlara faydalı olan şeyleri yaparız. Kendimizin ve toplumun zararına
olan işlerden uzak dururuz. Haksızlık ve zulümlerin önüne geçmiş oluruz.
Onun
için din; ahlaklı olmamız yolunda bizleri teşvik eder. Çünkü dindar bir insan
için ahlak kuralları aynı zamanda Allah'ın buyruklarıdır. Bu sebepten dindar
insan, ahlaki görevlerini yaparken aynı zamanda sevap da kazanır. Böylece
Allah’ın rızasını kazanır ve cenneti hak eder. Ahlak kurallarının çiğnemesi
halinde de; inandığımızı söylesek bile, günah işleriz ve cehennem azabıyla karşı
karşıya kalırız. Böylece kendi ellerimizle kendimize hem dünya da hem de
ahrette zulüm etmiş oluruz.
Böylece
din inançlı insanlarda Allahın rızasını umarak, cehennemden uzak olup,
cennetini dileyenlerde, kuvvetli bir ahlaki yaptırım gücü sağlar. Din aynı
zamanda peygamber vasıtasıyla insanlara canlı, güzel ahlaklı bir insan örneği
ve örnek bir model ortaya koyarak, onun hayatında bizlere yaşanmış bir model
hayatı örnek gösterir. İnsanlar güzel ahlaklı insanın nasıl olması gerektiğini
peygamberlerin davranışlarından kolayca öğrenebilir. Güzel ahlaklı olabilmek
için her konuda peygamberimizi örnek almak, insana büyük bir kolaylık sağlar.
O
model hayatlar iyi öğrenilip, güzel uygulanırsa, toplumda huzur ve saadet dolu
yaşamına devam eder. İnsanlar dinin ve güzel ahlakın gereğini değil de;
nefislerinin ve şeytani vesveselerin kötü emellerini uygulamaya koyarlarsa,
dünyada ve toplumda o huzuru bulmak mümkün olmayacaktır. Her taraf kan ve
gözyaşı, acımasızlık, hırsızlık, haksızlık, talan, vicdansızlıklar, orantısız
savaşlar ve neticesinde sivil ölümler eksik olmayacaktır.
Rabbim
dünya da herkesin vicdanını kaybetmesine izin vermesin. Adil, hoşgörülü, ahlaki
duyarlılıkların kaybolmadığı bir dünyada huzur dolu bir şekilde yaşamayı
insanlığa tüm diğer canlılara nasip eylesin. İyiyle kötünün mücadelesinde,
iyileri ve iyiliği muzaffer kılsın. İyilerin azınlıkta kaldığı dünyada, iyiler
örnek alınsın. İyilerin muhabbeti dinlensin ve iyilerin sözü kale alınsın.
Böyle
gelmiş böyle gider. Bu dünyayı ben mi? ya da biz mi düzelteceğiz? Deyip
kötülüğe benzin dökmekten, oh ne güzel oluyor deyip seyretmekten, bir şey
yapacak cesareti bulamama çaresizliğinden alıkoysun. Kötülüğe dur deyip,
iyiliğe bir mum yakmak için hiçbir zaman geç değildir. Haydi, mutlu ve huzurlu bir
geleceğe buyurun. Allahın razı olduğu bir yaşamın yolunu göstermek için,
yakmaya ve yol göstermeye bir mumunuz var mı?
Haksızlık
ve yanlışlar karşısında susan dilsiz şeytandır diyen peygamberimizin sözünü
hatırlayın ve umutlu bir gelecek için; tek başına bir kişi kalmış olsak dahi,
önce kendimize ve sonra tüm insanlığa mum yakıp güzellikleri gösterelim. O yöne
yürüyelim. Bu geç kalınmışlıkta yürümek yetmez. Hiç vakit kaybetmeden koşalım.
Feyzullah
Kırca
Akbaşlar
Köyü / Dursunbey
0 Yorumlar