Sosyal medya ve markalar
Sosyal medya hayatımıza her geçen gün daha da fazlası ile girmeye başladı. Özellikle mobil teknolojilerin gelişmesi ve akıllı telefon kullanımının yaygınlaşması ile birlikte, her yerden online olabilen insanlar, interneti ve sosyal medyayıhayatlarının önemli unsurları arasında görmeye başladılar. Bu duruma şirketlerin ve markaların kayıtsız kalmasını bekleyemezdik. Zaten öyle de oldu ve markalar hızla bu mecraya giriş yaptı. Fakat bu hızlı giriş markalara ne kazandırdı veya herhangi birşey kazandırdı mı?
Ülkemizden çıkan ilk sosyal ağ girişimlerinden olan Yonja ile birlikte, ülkemizde faaliyet gösteren büyük şirketler sosyal medyada reklam verme alışkanlıkları edindiler. Facebook ve Twitter ile zirveye çıkan bu alışkanlıklar artık tüm dünyayı sarmış durumda. Artık hemen hemen tüm markaların Facebook, Twitter, Google +, Pinterest gibi popüler sosyal ağlarda hesapları bulunmakta. Fakat bu mecraları markalar nasıl değerlendirmekte?
Takipçi sayısı önemli mi?
Sosyal medyaya giriş yapan ilk markalar, rakipleri ile takipçi sayısı rekabetine giriştiler. Büyük reklam kampanyaları, televizyon reklamlarında sosyal ağlarının adreslerini duyurmalar bir anda çok popüler oldu. Hatta sırf Facebook ve Twitter gibi sosyal ağlarda takipçi kazanabilmek için, bazı markalar viral reklam kampanyalarına geniş bütçeler ayırdılar. Fakat bunun sonucu olarak ellerine çok da bir şey geçmedi. Çünkü markalar bu kalabalık takipçi kitleleri ile ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Üstelik yapacakları her hata geniş yankı uyandırarak, işlerini daha da zor hale sokuyorlardı.
Ülkemizde de pek çok önemli marka sosyal medya da acı tecrübeler edindiler. Bu acı tecrübelerden iki örneği aşağıda görebilirsiniz.
Turkcell örneğinde gördüğünüz hata, şirketin Twitter üzerinden gelen tweetlere otomatik cevap vermesi için geliştirdiği bir sistemin ne tür sorunlar yaratabileceğini öngörememek sebebi ile yaşandı. Diğer örnek olan Garanti Bankası örneği ise, şirketin sosyal medya hesaplarını yöneten kişinin kendi sayfası yerine marka sayfasından paylaşım yapmasından kaynaklanan bir problem. Buradan hem otomatik sistemlerin, hemde sosyal medya uzmanlarının yol açabileceği problemleri öngörüp, sosyal medya stratejilerinin ona göre hazırlanması gerektiği anlaşılıyor.
Sosyal medyada gereksiz içerikten kaçınılmalı
Markalar, reklam kampanyaları sonucu topladıkları takipçileri ile ne yapacaklarına nihayet karar verdiler. Etkileşim. Fakat bu konuda da bir süre acemice paylaşımlar yapmayı sürdürdüler. Tüm marka sayfaları birbirine benzeyen görsel ve yazılar ile doldu. Her pazartesi günü “Pazartesiden nefret ediyoruz” temalı, her yağmur yağdığında da “Sonbahar” temalı paylaşımlar tüm markaların sosyal ağ sayfalarını süsledi. Bir zamanlar takipçi sayılarını yarıştıran markalar, şimdi de paylaşımlarındaki beğeni ve yorum sayılarını yarıştırmaya başladı. Fakat gerçek etkileşimin bu olmadığı da anlaşıldı.
Sosyal medyada hesap değil “yer” alın
Sonuç olarak markalar sosyal medyada zorunluluktan dolayı yer almamalılar. Bu mecrayı gerçekten iyi yöneterek gerçek etkileşim sağlayabilecek olan markalar, müşteri sadakatlerini arttırmak adına bu mecrayı doğru bir şekilde kullanmalılar. Ayrıca yapılacak minik bir hatada dahi krizi yönetebilecek olan sosyal medya uzmanları ile çalışmalılar. Güvenlik önlemlerini üst seviyede tutup krizi başlamadan önleyebilmeliler.
Bu yazı sosyal medya haber blogu olan Sosyaling.com'un izni ile http://www.sosyaling.com/sosyal-medya-ve-markalar/ adresinden alınmıştır.
0 Yorumlar