Hayatta
hep istenilenler olmuyor, nedenini bilemiyoruz ama evet istediğimiz her
şey bizim istediğimiz gibi olmayabiliyor.Çünkü bir düzen var ve biz o
düzenin bütününü bilemiyoruz kendi çevremizde gerçekleşen ya da
gerçekleşmeyen şeylerle değerlendiriyoruz bazen hayatı.Kısıtlı görüş,
kısıtlı akılla yani...Yok çok derin konulara girmeyeceğim bu gün aşkın
bir kaç şekliyle ilgili yazmak istiyorum.Sokakları bembeyaz görünce
olmayan romantik yanım mı canlandı anlamadım ama bu günkü konu aşk..
Öncelikle ,
Biriyle
tanışırsınız ilk görüşmede (ki bu çok nadirdir bana göre) ya da bir kaç
görüşmede o kişiye aşık olursunuz.Bu kadar basittir
başlangıcı.Görürsünüz, etkilenirsiniz, etki alanına girer, tüm akıl
fonksiyonlarınızı bir kenara iter aşkı yaşarsınız.Acımasız mı oldu
cümlem ? Hayır olmadı biliyorum.Çünkü daha bir birinizi tanımadan aşık
olduysanız o ilk adımda zaten akıl bir kenara çekilmiş olmakta ki; siz
de bunun farkına varıyorsunuz çok sonraları.Artık tüm hayatınız o
olmuştur, yediğinizden, içtiğinizden ,onsuz gezdiğinizden hiç bir şey
anlamazsınız.Hiç bir konuya odaklanamazsınız, gözünüzün önündekileri
görmez olur, size sorular soruları cevapsız bırakabilirsiniz.Öyle anlar
olur ki onu düşünürken yanınızda top patlasa tepki vermezsiniz çünkü
duymazsınız.Kendinizi onunla konuşacağınız,onunla buluşacağınız zamana
odaklamışsınızdır ve o ana kadar zaman çabuk geçsin diye saatleri
,dakikaları saymakla meşgulsünüzdür.Onu duyana kadar, görene kadar zaman
durmuş gibi gelir size iyice gerilirsiniz..Onunlayken de zamanın ne
kadar çabuk geçtiğinden şikayet eder bir dahaki buluşmanın saatini
onunla birlikteyken çekmeye başlarsınız..Evet güzeldir aşk her durumda
,akıl dinlenmektedir çünkü!
Önce
aşık olduktan sonra bir birinizi tanımak için gerçek sohbetler etmekte o
kadar önemli değildir sizin için.Siz nasılsa karşınızdakini mükemmel
görmektesiniz (akıl tatilde ya) her şeyinin size uyduğunu
düşünmektesiniz (hayal dünyasına daldınız ya bir kere) ufak tefek
sorunlar olsa da (şimdinin ufak yarının büyük sorunları diyelim biz
buna) sonradan bir şekilde çözersiniz ya (nasılsa aşıksınız ya bir
birinize) aşkınızın hiç bir zaman bitmeyeceğine o kadar eminsinizdir ki
gerçekleri görmezsiniz bile..
Peki
,aşkını sevgiye dönüştürenlere lafım olmaz (şimdilik tabi) ya diğerleri
aşk havalanıp sizden uzaklaşmaya başladığı zaman; karşınızdaki insanla
uzak ya da yakın hiç bir ortak yanınızın olmadığını farkettiğiniz, bir
birinizi suçlamaya başladığınız zaman sizi bu durumdan ne
kurtaracaktır...Zamanın karşısında buharlaşmaya başlayan o asla bitmez
dediğiniz aşk mı ? O mükemmel olduğunu düşündüğünüz sevdiceğinizin sizin
duygularınızı anlamayan hatta düşüncelerinizi hafife alan yanlarının
olduğunu gördüğünüzde bu durumu kim kurtaracak? E ne güzel sinemaya
tiyatroya gidip,kafelerde oturup beraber konserler de şarkılar
söylüyordunuz! El ele tutuşup sahilde otururken ''Hiç konuşmasak da olur
gözlerimiz konuşsun''diyordunuz.Bir birinizi tanımak yerine bakışmanın
yettiğini düşünüyordunuz !Ne güzel günlerdi,keşke herşey o günlerdeki
gibi kalsaydı...Diyorsunuz değil mi?
Aşk
işte insanı öyle bir yanıltabiliyor ki sonunda çıkış yolu olarak bir
tek ayrılık kalıyor.Çünkü aşk da bir yere kadar,bir birini anlamayan iki
insanı aşk bile birlikte tutamıyor varın gerisini siz düşünün...AŞK
böyle ilk görüşte olmadı ikinci görüşte şıp diye başladığında böyle
şeylerle üzebiliyor da insanı...Önce aşık olup sonra düşünülmüyor
malesef!...İlk görüşte aşkın bir de tek taraflı olanları var ki onlar
da düşman başına..Dünyada sürünmek kelimesi en çok da tek taraflı aşklar
için kullanılınca yerini buluyor sanırım ama ben o konuyu teğet
geçiyorum müsadenizle...
Bir de;
Bazen
de aşk hiç aklınızda yokken geliverir yüreğinizin tam orta yerine!Yeni
arkadaş olduğunuz birini düşünün.Güzeldir arkadaşlıklar..Harika zaman
geçirirsiniz,iyi de anlaşıyorsunuzdur ,sıkıntınız olduğunda gidip
rahatlıkla konuşup akıl alabilirsiniz,paylaşımlarınız seviyelidir saygı
çerçevesindedir,beraber vakit geçirmekten çok hoşlanırsınız,varlığı sizi
rahatlatır, konuşması/konuşmanız her iki tarf için mutluluktur,
özlersiniz,gözleriniz arar,yaşadığınız şeyleri bir birinize anlatmayı
seversiniz, ilgi alanlarınız bir birine benzer,dinlemeyi bilirsiniz
dinlerken mutlu olursunuz,beraber aynı şeylere gülebilir,canınız
sıkıldığında paylaşıp çözüm yolu bulursunuz ..gibi şeyler.Beklentisizdir
arkadaşlığınız ve düşünmezsiniz yarınını ...Ve bir gün farklı duygular
içinde bulursunuz kendinizi kendinize bile itiraf edemediğiniz bir türlü
ismini koyamadığınız duygular...Ne siz söyleyebilirsiniz ne de
arkadaşınız...İşin ucunda ''Ya dostluğumuzu da kaybedersek!'' korkusu da
vardır.Cesaretsizlik de eklenir ve yaşatır durursunuz bu duyguyu her
ikinizde içinizde...Ya biri cesaret edip söyler güzel bir şekilde
tamamına erer bu durum ya da bir türlü cesaret edip söylenemeden biter
gider ...Bilinmez..
Gerçi
bunu yazmayacaktım yazı buraya aktı ama cidden ne zor bir durum olur
böyle.Bir birinize aşıksınız ve bunu söyleyemiyorsunuz.Söylesinler
gitsin ne düşünüyorlar denebilir.Hem ne güzel anlaşabiliyorlarmış da
(tebessüm) Masalda burada bitsin diyesi geliyor insanın ama bunun bir de
imkansız şekli var.Seviyorsun ama ya kişi yanlış ya da zamanlama
yanlıştır bu da aşkın bir garip acı hali...Aşkın güldüreni var mıdır
cidden ? Aşkın tamamına ermesi var mıdır zaten ? Vuslatla bitmeyen aşk
var mıdır ya da ? İçinde özlem acı olmayan aşk var mıdır ? İmkansızlarla
büyümeyen aşk var mıdır ? Aşk gerçek midir yanıltmamıdır peki ? aşkın
içinden çıkılabiliyor mu ? Sorular sorular,cevapsız sorular...Bir kere
aşık oldun mu hapı yuttun demektir işte gerçek bu (tebessüm) Bari seni
anlayacak sevginin hakkını verecek biriyle yutmuş olsan...Herkes bunu
ister tabiki de dediğim gibi her şey bizim istediğimiz gibi olmuyor çoğu
zaman hayatta..
Leyla
ile Mecnun hikayesini bilmeyen yok.Şöyle bir şey okumuştum bir
yerde.Leyla'ya sormuşlar :Sen mi yoksa Mecnun mu aşkı daha büyük
yaşıyor.Leyla demiş ki:''Ben, çünkü Mecnun aşkını yollara düşerek
herkeslere anlatıp paylaşıyor bense tek başıma içimde yaşıyorum'' Leyla
haklı !...Aşk acının büyüğünü çekmek(kavuşamama özlem hasret..v.b.)
ağırlığıyla yaşamak sanırım...
- Genel
- Edebiyat
- __Şiirler
- __Öykü
- __Kitap
- __Mizah
- __Bilim Kurgu
- Makaleler
- __Günlük
- __Denemeler
- __Gazete
- __Köşe Yazıları
- Kültür Sanat
- __Sinema
- __Tiyatro
- Özel Günler
- __23 Nisan
- __Kadınlar günü
- __Anneler günü
- __Babalar günü
- __Sevgililer günü
- __Öğretmenler günü
- Kampanya vs.
- __Anket
- _Röportaj
- _Günün konusu
- _Günün sorusu
- Seyahat
- _Gezi
- _Tatil
- _Fotoğraf
- Spor
- _Yarışma
- Sağlık
- _Yemek
0 Yorumlar