KELEBEK-damak - Bir milyon kalem

Bir milyon kalem

Blog yazarları topluluğu

25 Aralık 2012 Salı

KELEBEK-damak

Aşk için dökülen göz yaşı için ve hüzün için zamana gerek yoktur.Bir hafta içinde olsa yada otuz yıl için sonuçta dökülen gözyaşı aynı gözyaşı değil mi...
Hazırlanmıştım tam, kendime yabancı olmuşum dönüp bakmadım bile kendime,korkularım,umutlarım,acılarım,savaşlarım,aşklarım...acelece ve herzamanki gibi acemice valizimi hazırladım.Zaman kısa yol arkadaşım bir kelebek,uzak diyarlardan teşrif etmişti bana sessizdi gelişi,oysaki bir an için herşey dursa vede sussa bana kanat çırpışını duyabilirdim.Kalbime kondu önce kanatlarıyla mavi bir dokunuş yaptı içime,içim dalgalandı.Sonra oda çok duramadı kondu.Ürkek bakışları,sessizce duruşu bu dünyaya ait olmadığını gösteriyordu aslında ama hayır,olmaz bırakamazdım.Yola çıkmak için tekrar hazırlandım,yol arkadaşım bu yolculuğa dayanamazdı biliyordum. Bende koşar adım gittim,en kuytularda saklandım.
Seni bu kadar koruduğum için kızma bana kelebek düşersin kanatların kırılır diye korktum,Seni kısa zamanda bu kadar sevdim diye şaşırma uzun kalmayacağını biliyordum tadını çıkarttım.Hemen yola çıktığımız için üzgünüm kelebek,gideceğimiz çok yollar var diye acele ettim.Seni bu kadar sakladığım için bana kızma kelebek renklerini kıskandım seni benden alırlar diye korktum.Bahar kıskanmasın renklerini istedim.
Tüm bunları düşünürken günün akşam olduğunu yolların en kestirmesinden gittiğimi göremedim.Yollarda çokmu oyalanmıştım yoksa O birgün içinmiydi bunca acele ve telaş.Yollar bitti,kelebeğin ömrü birgündü demek gelmiyor içimden,ne uçtuğunu gördüm,nede giderken yanımda olduğunu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen düşüncelerinizle katkıda bulunun.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Sayfalar