Tüm insanlığın sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere kapsayan
haklar bütününe insan hakları denmektedir. İnsan hakları, ırk, din, dil ve
cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların başkalarının haklarını gasp
etmeden yararlanabileceği haklardır. Bu hakları kullanmakta herkes eşittir. Yani
insan hakları zengin fakir, güçlü zayıf, amir memur, siyah veya beyaz ayrımı
yapmaksızın tüm insanların hak ve saygınlık açısından eşit ve özgür olarak
doğduğu anlayışına dayanır.
Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu
özgürlükler haklarına saygıyı ve bu hakları çiğnememe zorunluluğu ile
dengelenmektedir. Bir başka deyişle, birçok hakkın yanında büyük bir
sorumluluğu da içerir. Birleşmiş milletler insan hakları evrensel beyannamesi
1.maddesi şöyle demektedir: “Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından
eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti
ile hareket etmelidirler” denilmektedir. 30 maddelik insan hakları
bildirgesinin 30.maddesinde ise; “Bu bildirgenin hiçbir kuralı, herhangi bir
devlet, topluluk veya kişiye, burada açıklanan hak ve özgürlüklerden herhangi
birinin yok edilmesini amaçlayan bir girişimde veya eylemde bulunma hakkını
verir biçimde yorumlanamaz” denilmektedir.
Dinimiz İslam ise insan hakları beyannamesinden 1400 yıl
önce insan haklarına sahip çıkarak önem vermiş ve: “Kim, bir insanı,
bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarma (gibi bir sebep)
olmaksızın öldürürse, o bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim de birini
(hayatını kurtararak) yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur…” (Maide Suresi, 5/ 32) buyurmaktadır.
Yine “Allah’ın sana verdiği
şeylerde âhiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik
yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah
bozguncuları sevmez” (Kasas Suresi,
28/77) buyuruyor. Bir başka ayette ise;
“Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir
kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak)
vermeyin” (Bakara Suresi, 2/ 188.ayet) buyurmaktadır.
Dinimiz İslam insanın vazgeçilemez
(zarurat-ı diniye) 5 temel hakkı olduğunu belirterek; bunların veda hutbesinde
din, akıl, namus, can ve mal güvenliği olduğu peygamberimiz tarafından dile
getirilmiştir.
İnsanın, insanlar üzerindeki hakları şöyle özetlenebilir:
Selam vermektir. Nasihat vermektir. İftira etmemek, gıybet ve dedi kodu
etmemek, haset etmemektir. Yalan söylenmemek, emanete hıyanetlik etmemek, lanet
okumamaktır. Verilen sözde durmak, direkt veya dolaylı yoldan canına, malına ve
ırzına göz dikmemek ve bunları korumasına yardımcı olmaktır. Bir hak gaspın
önlenmesi söz konusu değilse ayıpları örtmek, hataları bağışlamak ve suçları
bağışlamaktır. Kibirli olmamak, alay etmemek ve zulmetmemektir. Her zaman iyi
niyetli olmak, acısıyla dertlenmek, sevincine ortak olmaktır. Allah rızası için
sevmek, güler yüzlü ve tatlı dilli olmaktır. Dargınlıkları gidermeye çalışmak, sağlığın-da
ve hastalığında ziyaret etmektir.
Peygamberimiz(s.a.v):"Kıyamet gününde mutlaka haklar
sahiplerine verilecektir. Hatta boynuzlu koyundan boynuzsuz koyunun öcü bile
alınacaktır." (Müslim Birr, 15) buyurmaktadır.
Rabbim üzerimizde kul hakkı başta olmak üzere hiçbir canlının hakkıyla ahirete
gitmemeyi cümlemize nasip eylesin. Bile bile kardeşlerimize zulüm ve haksızlık
edip de; herkes hakkını alınca iflas eden kullarından olmaktan muhafaza
eylesin.
Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey
0 Yorumlar