Banner

ÇANAKKALE GEZİ NOTLARIM-7


30- ERTUĞRUL TABYASI


Seddülbahir kalesini ve ilk şehitler anıtını da gördükten sonra Yahya Çavuş anıtına doğru yol alıyoruz. Ertuğrul Tabyasının bulunduğu tepeye çıkıp Ege denizine doğru bakınca sağda Helles anıtı, önümüzde Ertuğrul Tabyası, tabyanın az solunda ve tabyaya hemen yakınında 25 Nisan 1915 günü yaşananları gösteren camekân içinde bir maket figürü ve Yahya çavuş ile 63 kişinin anıtını görmekteyiz.

Ertuğrul Tabyası'nın önündeki Ertuğrul tabyası yazan tabelanın yanında iki selvi ağacının arasında beyaz taştan yapılmış olan Er Halil İbrahim’in mezarı bulunmaktadır. Hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan mezar Kültür Bakanlığı tarafından 1991 yılında tescil edilmiştir.


Ertuğrul Koyu Tabyası, Çanakkale boğazının Ege denizi yönündeki girişini savunmak için I.dünya savaşı öncesi kurulan dört tabyamızdan biridir. Metal (giriş) gurubu tabyalarımızdan olan Ertuğrul tabyası boğazın Rumeli yakasında ve Seddülbahir kısmındadır. 14800 metre menzile sahip olan 2 toptan oluşan tabya müttefik güçlerin 3 Kasım 1914, 19 Şubat 1915 ve 25 Şubat 1915 tarihlerinde boğazı açmak için yaptığı saldırıların önlenmesinde büyük rol oynamıştır.


Yahya Çavuş Şehitliği’nin karşısında bulunmaktadır. 1895 tarihinde Padişah II. Abdülhamit devrinde Asaf Paşa’nın çalışmaları sonucunda yapılmıştır. Tabyada üç adet bonet (cephanelik) 2 adet Alman Kurupp marka 24 cm çapında çakma top kullanılmıştır. Toplardan bir tanesinin namlusu orijinal yerindedir. Üstünde 1883 tarih damgası vardır.


2005 yılında restore edilen Ertuğrul tabyaları gelecek ziyaretçilerini beklemektedir. Ayrıca bu çalışmalar sırasında şehitliğin yanına 25 Nisan 1915 gününde çıkarma gününde yaşananların figürize edildiği bir maket inşa edilmiştir.


31- YAHYA ÇAVUŞ ŞEHİTLİĞİ VE ANITI


Yahya Çavuş anıtıyla Ertuğrul Tabyası arasında denize paralel olarak Türk siperlerini görmek mümkündür.


Yahya Çavuşun 63 kişilik birliği; 3000 düşman askerine karşı bu koyu savunan 26.tabur 3.bölüğüne bağlı 500 kişidir. Bu Taburun 10. Bölüğünden Yahya Çavuş bölük Komutanı şehit olduktan sonra 63 askeriyle komutayı ele alıp koyu tarihe geçecek bir direniş göstermiştir.

Yahya çavuş 25 Nisan günü arkadan dolaşan düşmanın 2000 kişilik çıkarmasını fark edince 63 kişilik birliğine göğüs göğse süngü muharebesi yaptırdı. Ertuğrul koyunun kanla boyanıp cesetle dolduğu bu süngü muharebesinde Yahya Çavuş’un birliğinden sadece 3 kişi kaldı. Yahya Çavuş daha sonra kitre de öldü ve Zığındere de herhangi bir yerde yatmaktadır.


İlk anıt 1962 yılında Çanakkale Şehitleri Anıtlarına yardım derneği tarafından yaptırılmıştır. Bu ilk anıtta 25 Nisan 1915’te savaşın ilk günü 26.Alay,3.Tabur,10.Bölükten şehit olan subay ve erattan 18 kişinin adı vardı. Yahya çavuş şehitliği; 25 Nisan 1915 günü Ertuğrul Koyuna çıkan 3000 Bu kahramanlığın anısına Şehitliğin son hali 10 Ağustos 1992 yılında Kültür Bakanlığı tarafından yaptırılmıştır.  

32- İNGİLİZ HELLES ANITI

Seddülbahir köyünün batısında Ertuğrul Tabyasının Yahya Çavuş anıtının ters istikametine duran tarafında bulunan 32 metre uzunluğundaki İngiliz Helles Anıtı; Çanakkale savaşlarında hayatını yitiren İngiliz, Avustralyalı ve Hindistan askerlerinden oluşan 20761 kişinin anısına dikilmiştir. 29. Kraliyet deniz tümeninin karaya çıktığı yerin yakınındaki tepenin üzerine dikilmiştir. Anıtın denize bakan yüzünde boğaz savaşlarına katılan gemilerin, anıtın karşısındaki avlu duvarının üzerine diğer savaş gemilerinin isimleri kazınarak yazılmıştır. Helles, Anzak ve Suvla isimleri anıtın diğer yüzlerine kazınmıştır.


32-33 metre yüksekliğindeki anıt 1924 Yılında yapılmıştır. Anıt, hem Gelibolu Yarımadası Savaşları için hem de bu savaşlarda yaşamını yitirmiş 20.763 kusur kişinin anısına yapılmıştır.


33- GÖZETLEME TEPE ŞEHİTLİĞİ VE ANITI


Yahya çavuş anıtını ve Ertuğrul tabyasını da ziyaret ettikten sonra abide yolundan kabatepe’ye doğru, bir diğer ifadeyle Behramlı’dan Saroz körfezi tarafına doğru giderken Alçıtepe’den sonra Çam ağaçları içinde Saros Körfezi’ne hâkim Gözetleme Tepesi denilen yerdedir. Gözetleme Tepe, Gökçeada (İmroz)’nın tam karşısındaki kıyı şeridinde yer almaktadır. Abide’den Karatepe’ye doğru giderken yolun solundadır. İmroz adası müttefiklerin, Mısır’dan gelen askerleri cepheye sürmek için üs olarak kullandıkları adalardan biridir. Düşman gemilerinin harekâtını gözetlemek amacıyla kullanılan bu tepeye sonraları bu isim verilmiştir.


Gözetleme Tepe’de II. Dünya Savaşı yıllarında önlem olarak bir birliğimiz vardı. Bu Gözetleme Tepe’sinde görev başında şehit olan 3 askerimiz var. Anıtın hemen arkasında üç tane şehit mezarı var. Mezarların üzerinde yazılı hiçbir şey yok.


Gözetleme Tepe’sin de 3 şehit mezarının yanı sıra birde 1939 yılında inşa edilen bir anıt bulunmaktadır. Anıtın üzerinde:
“Türküm ne mutlu Türküm diyene
  Ölürüm yan baktırmam Türk eline
  Ben Türk’üm güvenirim süngüme, gücüme
  Daha olmazsa ruhumla şahlanırım üzerine  
  Eskişehir Kor. İs. Tb. 1. Bl.” Yazısı yer almaktadır.


Bu gün pek bilinmeyen ve ziyaret edilemeyen anıt ve şehitliğin, en azından hizasından geçerken, ecdadımıza olan şükranlarımızı bir Fatiha ile sunmayı ihmal etmeyelim.
1939’da Eskişehir Kor. İş. Tb.1.Bl. tarafından yapılan üç katlı, yukarıya doğru katları küçülen beyaz renkte bir anıttır. Bunun yanında sanduka biçiminde isimleri bilinmeyen üç şehidin mezarları yan yanadır. 

34- KUMKÖY ÇAMTEKKE ŞEHİTLİĞİ


Çanakkale muharebeleri sırasında Kumköy’de ikmal tesisleri bulunuyordu. Buradaki bir kuyu civarında askerler çamaşırlarını yıkarken uçaktan atılan bomba ile 72 er şehit olmuştur.
Kumköy göletinin üzerinden geçtikten sonra sağ tarafa selvi ağaçları ile çevrili şehitlik görülmektedir. Bugün hala kuyu mevcut ise de bombanın açtığı büyük çukur artık kapanmak üzeredir.


1918 yılında 95 metre karelik bir alanda (19 x 5 metre) 72 şehit mezarı yapılmıştır. Kitabesinde eski Türkçe olarak; “Şehitler Mezarı 1331” yazılıdır. Kitabe yerinden sökülmüş durumdadır. Şehitlik yıpranmış ve köy mezarlığı görünümü almıştır.


35- KABATEPE TANITMA MERKEZİ

Kabatepe Limanı istikametinden Kilya Koyu Ana Tanıtım Merkezi’ne doğru giderken 8 km kala sol tarafta çamların arasında görülen yer Karatepe Tanıtım Merkezi’dir. 25 Nisan 1915 günü müttefik askerlerinin çıkmak istedikleri ana çıkarma bölgesidir. 


Bu üstteki resimde Kabatepe Tanıtım Merkezinin merdivenlerinden geriye doğru bakınca yanından geçmekte olan yol ve girişteki ziyaretçilerin araçları görünmektedir. Sağa doğru devam eden yolun sol tarafında ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için hediyelik eşya ve yiyecek türü şeyler satan satıcılar bulunmaktadır. Çanakkale, Eceabat, Kilitbahir, Seddülbahir, Behramlı, Alçıtepe gibi köylerin yanı sıra Yahya Çavuş, Seyit onbaşı, Kabatepe vb gibi daha birkaç yerde bu satıcıların bulunduğu pazaryerleri bulunmaktadır.  



Müttefik ordusunun istediği halde bu bölgeye çıkmamasının sebebi farklı kaynaklarda değişik şekillerde açıklanmıştır. Bunlardan biri; çıkarma anında ilk filikalardan birinde yer alan Deniz Astsubayı Metcalf’in Kabatepe’den açılan Türk ateşini fark etmesi, yön değiştirmesi ve diğer filikalarında ona uymasıdır. Diğeri ise; Avustralyalı Tarihçi Ashley Ekins’in karanlıkta yolunu şaşıran filikaların daha kuzeye yanlışlıkla çıktığından bahsetmesidir. Bazı kaynaklara göre ise müttefik kuvvetleri çıkarmadan önce, çıkartma sahasını işaretlemek için Kabatepe sahiline bir şamandıra bırakmıştır ve Türk askerleri şamandıranın ipini keserek şamandıranın kuzeye sürüklenmesini sağlamıştır. Böylelikle şamandıra kuzeye, Arıburnu yarları önüne sürüklenmiş, müttefik kuvvetleri yanlışlıkla bu bölgeye çıkmıştır.


Müzenin etrafında görülen siperler ise 27. Alay’a bağlı Teğmen Mahmut komutasında ki 5. Bölüğe aittir. Bölge mayıs ayındaki Avustralyalıların başarısız saldırısı dışında herhangi bir sıcak çatışmaya sahne olmamıştır.

Kasım 1983’te yapılan proje yarışmasında birinciliği Mimar Metin Hepgüler ve Mimar İlhan Şahin’in projeleri kazanmıştır. Arıburnu ve Anafartalar savaş alanlarında geçen çarpışmalar, bu merkezde düzenlenen sergileme ve tanıtma programlarıyla ziyaretçilere sunulmak üzere tören alanı ve lojmanlar dâhil, 1983 yılında Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılmıştır.


Bu müzenin içindeki parçaların önemli bir kısmı Alçıtepe Köyü halkından Salim Mutlu’nun özel koleksiyonundan alınan objelerden oluşmuştur. Çanakkale Savaşları sırasında savaş alanlarında bulunan çeşitli silah, mermi, giysi vb. malzeme ile Çanakkale Savaşları fotoğrafları şu anda sergilenmektedir. Yani Salim Mutlu’nun oluşturduğu Çanakkale Savaşları’na ait harp hatıralarından oluşmaktadır. Müze saat 08 ile 17 saatleri arasında açık bulunmaktadır.

ÇANAKKALE DESTANI TANITIM MERKEZİ

Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Kabatepe mevkiinde tesis edilen tanıtım merkezinde, Dünya’da benzeri olmayan hologram ile filmin aynı anda kullanılması tekniği ile Çanakkale Muharebeleri 11 farklı mekânda anlatılmakta ve muharebe anı ziyaretçilere adeta yeniden yaşatılmaktadır. Yaklaşık 80 milyon TL’ye mal olan Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, 9 Haziran 2012 tarihinden itibaren kapılarını ziyaretçilerine açmıştır. Açılışını bizzat Başbakan Erdoğan ve beraberindekilerin kurdele keserek yaptığı merkezin açılış töreninde Bakan Veysel Eroğlu’nun verdiği bilgilere göre merkezdeki 11 bölümde şu gösterimler yapılıyor.

En ileri teknolojileri kullanarak 8 lisanda tercüme yapılmaktadır. İlk salonda Osmanlı'nın cihan harbine girişi, ikinci salonda Nusret Mayın Gemisi, üçüncü salonda deniz muharebelerini anlatılıyor. Dördüncü salonda Mecidiye tabyasının bombalanmasını ve Seyyit Onbaşının tarihe geçen kahramanlığını, beşinci salonda kara muharebelerini, altıncı salonda da özellikle 263 rakımlı tepede cereyan eden büyük muharebe anlatılıyor. Yedinci salonda siper muharebeleri, sekizinci salonda gökkubeden bir Gelibolu gösteriliyor. Dokuzuncu salonda 'Çanakkale Geçilmez'i anlatıyoruz. Onuncu salonda hatıralar ve onbirinci salonda da 1915 yılından günümüze Türkiye'nin durumu anlatılıyor.


35- ANZAK KOYU, ANZAK MEZARLIĞI VE TÖREN ALANI

ANZAK KOYU

Kabatepe Müzesinden sonra sahil boyunca Arıburnu tarafına doğru ilerleyerek Anzak Koyu'na ulaştık. Burası 25 Nisan sabahı saat 04.30'dan itibaren Anzak kuvvetlerinin çıkarma yaptığı yerdir.

Birinci Dünya Savaşı’nda, İngilizlere destek vermek amacıyla oluşturulan birliklere ANZAK (Anzac) adı verilmiştir. Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu anlamına gelen (Avustralia and New Zeland Army Corps) kelimelerinin baş harflerinden meydana gelmiş bir kısaltmadır.


18 Mart 1985 tarihinde Türk, Avustralya ve Yeni Zelanda Hükümetleri birer bildiri yayınlamışlardı. Bu bildirilere göre: Türk hükümeti, Gelibolu'da Anzak çıkarmasının yapıldığı Küçük Arıburnu ile Büyük Arıburnu arasındaki koya Anzak Koyu (Anzac Cove) adı verdi ve buradaki anıt kitabelere Atatürk’ün Anzaklar için 1934'te söylediği sözlerin Türkçe ve İngilizce metinlerinin yer aldığı bir Anıt-Kitabe diktirdi.

Avustralya hükümeti Avustralya Savaşı Anıtı yakınındaki Canberra'da Atatürk Anıt Bahçesi kurdurarak kendisinin Gelibolu’da savaşıp hayatını kaybeden askerler için söylediği sözleri anıta yazdırarak kabartma bir heykelini çizdirdi. Ayrıca Burley Griffin Gölü'nün kuzey kıyılarının bir kesimine “Gelibolu Sahili” adını verdi. Buna ilaveten Batı Avustralya Hükümeti de Avustralyalı ve Yeni Zelandalı grupları taşıyan “King George Sound” gemisinin Anzak Koyuna doğru hareket ettiğinde askerlerin Avustralya'yı son kez gördükleri Albany Limanı girişine “ATATÜRK” adını verdi.

Yeni Zelanda hükümeti ise Wellington Limanı girişindeki kıyı şeridinin, Taraki Koyu”ndaki kumsalın bir bölümünü de içine alacak şekilde Gelibolu'daki kahraman ve fedakâr Anzak ve Türk kuvvetleri ve Atatürk anısına isimlendirerek, buraya uygun bir anıt diktirmiştir. Bu alan Anzak Koyunun tüm coğrafi şartlarına benzemesinin yanı sıra Wellington P. Taburunun 1914 yılında Ortadoğu’ya gitmek üzere ayrılmasından önce eğitim gördüğü yerdir.
  
ARIBURNU YARLARI

Mehmet Çavuş Anıtı önünden deniz yönüne doğru 200 m. kadar yürüdüğümüzde Arıburnu Yarları tabelasını görürüz. Burası Yüksek Sırt ile Serçe Tepe'nin kesiştiği yerdir. Anzak koyunu geçip biraz yol alınca Arıburnu yarlarına varıyoruz. Arıburnu Yarlarının önünde Anzak Mezarlığı, Anzak tören alanı ve Kabatepe sahilinde de Anzak Arıburnu sahil kitabesi yer almaktadır.


ANZAK MEZARLIĞI

Biraz ileride Anzaklara ait Arıburnu mezarlığını görürüz. Dikdörtgen şeklinde toprak yükseltisiyle yükseltilmiş toprak yükseltisiyle çevrili mezar alanında dikdörtgenin bir tarafında haç işaretli beyaz mermer taşından yapılmış anıt bulunmaktadır. Anıtın önünde kalan mezar alanında ise mezar taşları yerlerini almış olarak Anzak mezarı bulunmaktadır.


ANZAK TÖREN ALANI


Biraz daha ilerlediğimizde Arıburnu Yarlarının önündeki düz alan da Anzakların anma törenleri yaptığı yer olan Tören Alanıdır.


Yol boyunca Arıburnu’na doğru ilerlerken ze (Z) harfi şeklinde ortasından birbirine bağlayan parke taşlarla döşenmiş yol olan ve sahile uzak ve biraz daha yükseltili yapılmış olan duvarında beş bir tarafta, beşte bir tarafta olmak üzere resimli anlatımların yer aldığı kitabeler yer almaktadır. Karşısındaki sahil dibindeki duvarda ise anzac yazısı yer almaktadır.

36-ARIBURNU SAHİL ANITI KİTABESİ


Conkbayırından, Kabatepe sahiline inildiğinde deniz tarafındaki küçük bir tepenin üzerinde mermerden, konkav şeklinde bir kitabe görülmektedir. Bu kitabede ;  “ 27. Piyade Alayının 8.Bölüğünden 1.Takım, 25 Nisan 1915 günü sabaha karşı Arıburnu kıyılarına çıkan Anzak Kolordusunun 1.500 kişilik ilk kademesine ağır kayıplar verdirerek kıyının dik yamaçlarına sığınmak zorunda bırakmıştır. İşte bu anıt o kahraman takımımızın anısına dikilmiştir. Takım Komutanı Asteğmen Muharremdir.”

37-DAMAKÇILIK BAYIRI KİTABESİ



Anzak Koyu ile Anafartalar arasındaki yamaçta mermer üzerine yazılmış bir yazıt bulunmaktadır. Bu kitabede; “ Anafartalar Grup K. Alb. Mustafa Kemal 7.Tümeni 9 Ağustos 1915 günü Damakçılık Bayırına taarruz ettirerek Anzak kolordusunun, 9.İngiliz Kolordusu ile işbirliğini ve Kocaçimentepe yönünde belirecek tehlikeyi önledi” yazmaktadır.   

Anafartalar Grubu Komutanı Albay Mustafa Kemal'in komutasındaki Türk kuvvetleri 9-12 Ağustos 1915'te yapılan 1.Anafartalar Muharebesi sonunda düşman kuvvetlerini yenerek Mestantepe ve Kireçtepe hattına attı. Kitabe, 1. Anafartalar Zaferi anısına dikilmiştir. Anıtın yerinin ve yönün gösteren yol levhasında Damakçılbayırı yazıtı yazılmış


38-CESARET TEPE MEHMET ÇAVUŞ ANITI


Gelibolu Arıburnu, Cesaret Tepe üzerinde; sayıca üstün Anzak kuvvetlerine karşı savunmasını gösteren ve onlara tepeyi vermeyen Mehmet Çavuş ve takımının anısına bir anıt yapılmıştır. Bu nedenle de bulundukları tepeye “Cesaret Tepe” ismi verilmiştir. Mehmet Çavuş’un yakın dövüşte süngüsü kırılmış, taş ve yumrukla karşı koyarken de şehit düşmüştür.


Mehmet Çavuş Anıtı kare bir kaide üzerine, 3.10 m. yüksekliğinde dört köşe bir sütundur. Kitabesindeki çapraz konmuş iki kılıcın üzerinde de Mehmet Çavuşun ismi yazılıdır.

Bu anıt, düşmanın hiçbir zaman ele geçiremediği ve bu nedenle “Cesaret Tepe” diye anılan tepede bulunmaktadır. Miralay Şefik Aker’in hatıralarında şöyle bir ifade geçmektedir. Yüksek Sırt’ta düşmanlarımızın Arıburnu ve Anafartalar’dan ricata mecbur olduklarını ilk ihbar eden ve biraz eratımızı şehit eden son bir lağım patlama mevkii olmasına binaen hatıra olarak iki taraf siperlerinin tam ortasında yaptırdığım ve halen ziyaretgâh olarak kullanıldığını işitmekte bulunduğum abidenin (bu abide yıkılarak yerine muntazam bir abidenin yapıldığını işittim)... Miralay Şefik Aker’in tarif ettiği yer Mehmet Çavuş Abidesinin tam olarak bulunduğu yerdir. Bu anıt, Kırşehir Çiçekdağ'lı Mehmet Çavuş (Mülazım) Canpolat için yapılmıştır.

Araştırmacı yazar Sayın Cemaleettin Yıldız şu bilgi yer almaktadır: “Mehmetçik Şehitler Abidesi yapılmadan önce aynı görevi buradaki Mehmet (çik) Abidesi görüyormuş. Büyük Anafarta Köylüleri “önceden biz orada Kuran okuyor, kazanlarla pilav pişirip şehitlerimiz için hayır yapıyorduk” diyorlar.

39- MEHMETÇİĞE SAYGI ANITI


Kabatepe tanıtım merkezine 2 km mesafede olan ve Kabatepe-Conkbayırı yolu üzerinde, Albayrak Sırtının güney ucundadır. Mayıs ayının başından itibaren bu bölgedeki savaşlar siper savaşlarına dönüşmüş, siperler arası mesafeler 7-8 metreye kadar düşmüştü. Siperlerde karşılıklı atışlar devam ediyorken iki siper arasındaki bir İngiliz subayı yardım istemektedir. Fakat hiç kimse yardım edemiyordu. Tam bu sırada Türk siperlerinden bir asker siperinden çıkarak yaralı İngiliz subayını kucaklar ve Anzak siperine bırakarak geri döner. Bu olay karşısında Anzaklar büyük şaşkınlığa uğrarlar ve kandırılmış olduklarını anlarlar. Çünkü Avustralya ve yeni Zelanda’dan getirilen bu Anzak askerlerine gemilerde hep Türklerin barbarlığı ve kesinlikle onlara esir düşmemeleri gerektiği anlatılmıştı. Bu yaralı İngiliz subay üsteğmen Casey’di.


Türk askerinin yaralı düşman askerine yaptığı yardımı simgeler. Avustralya Genel Valisi Casey’e, 1964 yılında Avustralya’ya ilk atanan büyükelçimiz Baha Vefa Karatay güven mektubunu verirken, 1915 yılında Çanakkale’de üsteğmen olarak görev yapan Casey, şahit olduğu Türk askerinin yaralı bir yüzbaşıya yaptığı yardımı ve Mehmetçiğin ne kadar çok insan sevgisiyle dolu barışsever bir ruha sahip olduğunu anlatır. Anıt üzerinde Lord Casey’in anısı yazılıdır.


Feyzullah Kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey

Yorum Gönder

0 Yorumlar