Banner

REGAİP KANDİLİMİZ MUBAREK OLSUN



Regaip gecesi Recep ayının ilk Cuma gecesidir ve Regaib Kandilidir. Bu özel gecede Allahü Teala(c.c) mümin kullarına ihsan ve ikramlarda bulunur. Bu gecede yapılan dualar reddedilmez ve namaz, oruç sadaka gibi ibadetlere kat kat sevap kazanılır. Bu gece hürmet edenler affedilir. Recep ayının her gecesi kıymetlidir. Her Cuma gecesi de değerlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince daha da kıymetli olmaktadır.

Biz Müslümanları başta olmak üzere tüm insanlığı güzelliklere, huzura ve saadete çağıran İslam dininin her günü önemlidir. İnsanoğlu için ömrünün her anı bu münasebetle önemli ve değerlidir. Peygamberimizin “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak 1) hadisi şerifi gereği insan ömrünün her anını çok iyi değerlendirmeli ve faydalı ve güzel işlere koşmalıdır. Zararlı ve vakti boşa harcayan faydasız işlerden kaçmalıdır.

Ancak bir yılın içinde öyle mübarek günler ve geceler vardır ki bunların değerini bilmek her inananın görevi olmalıdır. Özellikle üç mübarek ay olan Recep, Şaban ve Ramazan-ı Şerif ve bu aylar içerisinde bulunan Regaip, Miraç, Berat ve Kadir geceleri ilâhî feyiz ve bereketle bezenmiştir. Bu feyizli gecelerden ilki Regaip Kandilidir.

Kökü "arzulamak, meyletmek ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek " anlamlarına gelen regaip sözcüğü "çokça rağbet edilen, nefis, kıymetli, değerli, ihsan"  manalarına gelen Ragibe kelimesinin çoğuludur. Buna göre Regaip Gecesi denilince: “Çok lütuf ve ihsanla dolu, kıymeti ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken gece” manası anlaşılır. Kur'an-ı Kerim de geçmez. Ondan maksat tabi ki yüce yaratıcı Mevla’mızdır. Regaip gecesi de diğer kandil geceleri gibi ilahi rahmetin dolup taştığı gecelerden biridir. Üç ayların başlangıcı olan recep ayını ve bu aylar içindeki ilk kandil gecesi olan ve kâinatın efendisinin ana rahmine düştüğü gün olarak bilinen Regaip kandilini idrak ediyoruz.

Regaip kandili Recep ayının ilk Cuma gecesine denk geldiği için bu gece daha da bir kıymetli oluyor. Bu gece, yalvarış ve yakarışların Yüce Mevla'ya sunulduğu ve O'nun rahmetinden af istenildiği umut, huzur ve müjde gecesidir. Allah c.c kullarına lütuf ve ihsanının çokluğu, kerem ve izzetinin bolluğu ve pek çok günahı ve günahkârı pişmanlıkla tövbe ederse bağışlaması sebebiyle bu geceye Regaip Gecesi denmiştir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) Regaip gecesinin içinde bulunduğu Recep ayında çok dua eder, namaz kılar, oruç tutar, iyiliklerin her çeşidini yapar, sadaka vermeye özen gösterirdi.

Recep ayında oruç tutmak faziletlidir. Peygamberimiz bir Hadis-i şeriflerinde:
"Recep ayında Allah’a çok istiğfar edin; çünkü Allah’ü teâlâ Recep ayının her vaktinde Cehennemden azat ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle köşkleri vardır ki, ancak Recep ayında oruç tutanlar girer. " [Feyruz bin Deylemi-Hanedan’lıdır. Künyesi Ebu Şüca’dır.]

“Kim Recep ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip Ya Rabbi onu mağfiret ederler.” [Ebu Muhammed]

“Recep-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Recebin hepsini tutmuş gibi sevap verilir”. [Miftah-ül-cenne]

"Kim haram aylarda üç gün oruç tutarsa; kişi için dokuz yüz senelik ibadet sevabı yazılır." (İhya-ü Ulumiddin)


"Kim Recep ayının yirmi yedinci günü oruç tutarsa, o kişi için altmış aylık oruç sevabı yazılır." (İhya-ü Ulumiddin)

Enes b. Malik (r.a) anlatır: Resûlullah’tan (s.a.v) işittim, şöyle demişti: “Cennette recep isimli bir nehir vardır. Sütten daha beyaz ve baldan daha tatlıdır. Kim recep ayında bir gün oruç tutarsa Allah (c.c) o kimseye bu nehirden su içirecektir.” (Süyûtî)


“Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaip gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi. ” (İbn-i Asakir)

“Recep’in ilk Cuma gecesini [Regaip gecesini] ihya edene, kabir azabı yapılmaz. Duaları kabul edilir. Yalnız, yedi kimsenin duası kabul olmaz: Faizci, Müslümanları aşağı gören, ana babasına eziyet eden, Müslüman olan ve dinin emirlerine uyan kocasını dinlemeyen kadın, çalgıcı, livata ve zina eden, beş vakit namazı kılmayan.” (Saadet-i Ebediyye)

Hadisi şeriflerden de anlaşılacağı üzere regaip kandilinde insanların kurtuluşa ve mutluluğa ulaşmaya oldukça yakındır. Bu kurtuluş ışığına ruhumuzu karartan kötü duygu ve düşüncelerden kalplerimizi temizleyerek, davranışlarımızdan kötülük ve günahları çıkararak pişmanlık içinde tövbelerimizle koşalım.

Regaip kandilinde diğer kandil gecelerinde olduğu gibi artmaktadır. Kaza ve nafile namazlarının sevabı ise diğer gecelere oranla çok daha fazladır. Regaip kandili gecesini oruçlu olarak karşılamak ve kaza namazı varsa bu gece de onları kaza etmeye çalışmak, hiç değilse bir günlük kaza namazı kılmak çok iyi ve çok yerinde bir ibadet olacaktır. Regaip kandilinde yapılacak ibadetlerden birisi de duadır. Peygamberimiz (sas), bir hâdislerinde bu gecede yapılacak duaların Allah katından geri çevrilmeyeceğini bildirmişlerdir.

Bol bol Kuran-ı Kerim okumalıdır. Bu gecenin ihyası, tabi her zaman olması gerektiği gibi yatsı namazıyla sabah namazını camide cemaatle kılmakla daha güzel olur.
Peygamberimiz (s.a.v.): "Yatsı namazını cemaatle kılan kimse, gece yarısına kadar namaz kılmış gibidir. Sabah namazını cemaatle kılan kimse ise bütün gece namaz kılmış gibidir" (Müslim, Mesâcid 260, Tirmizî, Salât 165)

Ebû Hüreyre(r.a): Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "İnsanlar yatsı namazı ile sabah namazındaki fazilet ve sevabı bilselerdi, emekleyerek bile olsa mutlaka camiye, cemaate gelirlerdi." (Buhârî, Ezan 9, 32; Müslim, Salât 129)

Yine Ebû Hüreyre(r.a) anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi." (Buhârî, Mevâkît 20, Ezân 34; Müslim, Mesâcid 252, İbni Mâce, Mesâcid 18) Bu iki hadisi şeriften şu sonuçları çıkarmak mümkündür; 1. Sabah ve yatsı namazlarını camide cemaatle kılmak, diğer namazları cemaatle kılmaktan daha faziletlidir. 2. Sabah ve yatsı namazları, münafıklara en zor gelen namazlardır. Bu sebeple bu iki vaktin namazı, mü'min ile münafığı ayırıcı bir özelliğe sahiptir. 3. Emekleyerek ve sürünerek de olsa camiye, cemaate gelmeye özen göstermek gerekir. Bu hadisi şerifler ışığında yatsı ve sabah namazlarını camide kılmanın, bu gecenin ihyası olduğunu söyleyebiliriz.




Bu geceyi iyi değerlendirmek için yine bol bol zikir yapmalıyız. Salâvat, tembihat, tövbe zikirlerini çokça söylemek çok yerinde olacaktır. "Ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim", "Estağfurullah", "subhanellah", "Elhamdülillah",  "Leilehe illallah" gibi zikirleri söylemeliyiz. Tespih namazı kılabiliriz. Hacet namazı kılmalıyız. Peygamberimizin regaip gecelerinde 12 rekât hacet namazı kıldığı kabul görmüştür. Hacet namazında aşağıdaki âyetler okunur:

1. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + 3 Âyetel Kürsî
2. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
Rekâtın sonunda: Ettehiyyâtü
3. Rekâtta: Subhaneke + Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.
4. Rekâtta: Fatiha + Ihlâs + Felâk + Nas.

Namaz tamamlandıktan sonra Allah'tan hacet neyse o istenir. "Mesela şöyle dua etmek güzel olacaktır: Hâkim ve kerim olan Allah’tan başka ilah yoktur. Yüce arşın Rabbini tespih ederim. Hamd, âlemlerin rabbi Allah'a hastır. Rabbim! Senden, rahmetini ve mağfiretini gerektiren değerli şeyleri ve her günahtan uzak olmayı istiyorum. Allah’ım! Bizde bağışlanmadık günah, atılmadık üzüntü, senin rızana uygun- giderilmedik ihtiyaç bırakma, ey merhametlilerin merhametlisi." Duasına benzer şekiller de dua edilebilir.

Anne ve babamız bizden uzakta ise mutlaka arayıp kandillerini kutlamalıyız. Büyüklerimizin, dostlarımızın, arkadaşlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandillerini telefon, faks yahut e–mail gibi iletişim araçlarıyla tebrik edilmeli; dua ve iyilik, sağlık ve neşe temennilerinde bulunmalıyız.

Bu gecede her Müslüman’ın her zaman yapması gerektiği gibi Tefekkürde bulunmalıyız. “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir?” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli. “Allahın istediği gibi ve onun razı olacağı hayatı yaşayabiliyor muyum? Ömrümü güzel işlerde mi yoksa boş ve faydasız işlerde mi harcıyorum?” sorular kendimize sorulmalıdır.

Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı ve geleceğe hayatımıza çeki düzen vererek yürümeliyiz. Küslükleri ve dargınları bu geceyi fırsat bilerek ortadan kaldırmalıyız. Bunun için ilk adımı bizler atmaya gayret etmeliyiz. Başka küs ve dargınlar varsa onların da barışmasını temin etmeye çalışmalıyız. Gönülleri almaya ve kederli yüzleri güldürmeye çalışmalıyız. Nefislerimizin kötü arzularını bizleri ibadetin zevkinden mahrum etmesine fırsat vermeyelim. Gönüllerimizi karartan haset, kin, düşmanlık, dedi kodu, yalan konuşma, komşulara zararlı olduğunu bildiğimiz ve tedbiri gayet kolay olan hallerde bile haddimizi aşıp onları rahatsız etmekte dâhil, her türlü haramdan ve kul hakkından uzak durmaya çalışmalıyız.

Rahman ve rahim olan Allah bizleri ve tüm Müslümanları lütfu keremiyle bağışlaması ve biz Müslümanlara her zaman yardım ve ihsanda bulunmasını niyaz ederim. Allahın selamı, rahmeti ve bereketi üzerimize olsun. Affı ve mağfireti bizleri kuşatsın


Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

Yorum Gönder

0 Yorumlar