Dağlar duman içinde, an ise an içinde
Geçmiş zaman içinde, iki kardeş yaşardı
Büyüğü Halil idi, küçüğün İbrahim adı
Şanlı birer kul idi, sevmekti düş, başardı
Halil evli
Babasından ortaklı, tarla buğday yeşerdi
Gelmişti hasat ayı, biçip sürüp tarlayı
Elemişler buğdayı, yarıdan pay düşerdi
İş taşımaya kalmış, lazım olan çuvalmış
Halil gitmişte almış, hin; çok mala üşerdi
İbrahim pay payımdan, buğdaysa buğdayımdan
Nüfusu çok sayımdan, der Halil’e döşerdi
Vakit var daha yeter, deyip akla düş erdi
İbrahim bol çuvala, doldurup düşer yola
Zor nasip olur kula, Halil bire beş verdi
Kardeşim daha bakir, O benden daha fakir
Ben evliyim çok şükür, der yüze neşe erdi
Seviyor iki yürek, kardeş kardeşe gerek
Atıyor kürek kürek, takrarı beşe erdi
Birbirinden habersiz, gülmek bizlere yersiz
Anlamaz kimse sersiz, kardeş kardeşe verdi
Hak teâla bu hali, bulmuştu da çok âli
Verdikçe verdi gali, sanki rızk koşu verdi
Nihayet gün baş yasar, zindan karanlık basar
Yazdı bunu çok asar, görenler şaşı verdi
Ambarlara gitmiyor, taşı taşı bitmiyor
Koyacak yer yetmiyor, bereket taşıverdi
Her şeyden önce hemen, gerek bolluk istemen
Halil-İbrahim ismen, dilden dile düşüverdi
Kim mala atar takla, işi olur mu hakla
Kardeş gelir mi akla, insan bunu aşıverdi
Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey
Gali: Kütahya ve Dursunbey yöresinde artık anlamına gelir. Genel olarak: kaynayan, coşan, coşup taşan anlamındadır.
0 Yorumlar