HALİLİBRAHİM BEREKETİ - Bir milyon kalem

Bir milyon kalem

Blog yazarları topluluğu

10 Mayıs 2012 Perşembe

HALİLİBRAHİM BEREKETİ


 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Dağlar duman içinde, an ise an içinde
Geçmiş zaman içinde, iki kardeş yaşardı

Büyüğü Halil idi, küçüğün İbrahim adı
Şanlı birer kul idi, sevmekti düş, başardı

Halil evli çocuklu, İbrahim eşten yoklu
Babasından ortaklı, tarla buğday yeşerdi

Gelmişti hasat ayı, biçip sürüp tarlayı
Elemişler buğdayı, yarıdan pay düşerdi

İş taşımaya kalmış, lazım olan çuvalmış
Halil gitmişte almış, hin; çok mala üşerdi

İbrahim pay payımdan, buğdaysa buğdayımdan
Nüfusu çok sayımdan, der Halil’e döşerdi

Haydi, doldurup götür, önce sen taşı bitir
Vakit var daha yeter, deyip akla düş erdi

İbrahim bol çuvala, doldurup düşer yola
Zor nasip olur kula, Halil bire beş verdi

Kardeşim daha bakir, O benden daha fakir
Ben evliyim çok şükür, der yüze neşe erdi

Seviyor iki yürek, kardeş kardeşe gerek
Atıyor kürek kürek, takrarı beşe erdi

Birbirinden habersiz, gülmek bizlere yersiz
Anlamaz kimse sersiz, kardeş kardeşe verdi

Hak teâla bu hali, bulmuştu da çok âli
Verdikçe verdi gali, sanki rızk koşu verdi

Nihayet gün baş yasar, zindan karanlık basar
Yazdı bunu çok asar, görenler şaşı verdi

Ambarlara gitmiyor, taşı taşı bitmiyor
Koyacak yer yetmiyor, bereket taşıverdi

Her şeyden önce hemen, gerek bolluk istemen
Halil-İbrahim ismen, dilden dile düşüverdi

Kim mala atar takla, işi olur mu hakla
Kardeş gelir mi akla, insan bunu aşıverdi

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

Gali: Kütahya ve Dursunbey yöresinde artık anlamına gelir. Genel olarak: kaynayan, coşan, coşup taşan anlamındadır.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen düşüncelerinizle katkıda bulunun.

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Sayfalar