Güçlü oyuncu kadrosuyla izlemeye teşvik eden İlk Aşk, bir Ege kasabasında geçen sade, keyifli ama duygusal filmdir. Yönetmenliğini Nihat Durak’ın yaptığı 120 dakikalık projenin senaryosunu Ada Film Yazı Grubu kaleme alıyor. Baş rollerinde Çetin Tekindor, Vahide Gördüm, Halit Ergenç, Dolunay Soysert, Şenay Gürler, Erol Günaydın, Okan Yalabık ve genç oyuncu Raffaele Çedolini yer alıyorlar.
Kasabanın köklü ailelerinden Arifoğulları’nın resisi Arif Bey oldukça yaşlanmıştır. Zaten ailenin görkemli günleri geride kalmış, zeytinyağı fabrikası da artık kullanılamaz hale gelmiştir. Arif Bey, oğlu, torunu, torunun eşi ve çocuğuyla kendi hallerinde bir hayatı vardır. Ta ki aniden ölene kadar! Arif Bey’in ölümü ise kırk yıl önce Kore Savaşı’nda esir düşüp öldüğü sanılan Asaf’ın geri dönmesine sebep olur. Tüm aile şoktayken yıllardır saklanan sırlar tek tek ortaya çıkar.
“Beyza’nın Kadınları”, “Dar Alanda Kısa Paslaşmalar”, “Eyvah Eyvah”, “Eyvah Eyvah 2” filmlerinin müzik çalışmalarını üstlenen Fahir Atakoğlu, bu naif Ege filmine can veriyor. Müzikler zaman zaman fazla dram kokulu gelse de alışmak zor değil. Yazlık bir mekan olarak algılansa da kasabanın yerlileri en doğal halleriyle ekrana yansıyor. Yalnız öyle bildiğimiz, duyduğumuz şivelere çok bulaşmamışlar. Bu artı mı eksi mi emin değilim. Karakter detaylandırmaları 120 dakikaya güzelce yayılıyor. Ama dram, dram komedi türündeki bir film için sanki 120 dakika biraz uzun kalıyor. İzlerken çok fark etmeseniz de senaryo tek bir konuya odaklanamıyor. Her karaktere yer vereyim derken kurguda bazı kopukluklar yaşanıyor. Spoiler vermeden en ufak örneği evin torununun (Halit Ergenç) işleri hakkında o kadar çok sahne var ki filmin ana konusundan çıkıp ayrı bir senaryoya geçiliyor. Kasaba filminde karakter sayısının fazla olması normal karşılanabilir ama her birine bu kadar sahne ayrılması seyirciyi biraz yoruyor. Derli toplu bir senaryoyla eminim ki ilgiyi daha fazla toplayabilirdi.
Mekan, dekor, kostüm detayları tam bir yazlık film için ideal görünüyor. Mekan olarak Ege’nin seçilmesi eleştirilere maruz bırakıyor. Akla elbette Çağan Irmak’ı getiriyor. Fakat şunu da untumamak gerekir ki Türkiye’nin her bölgesinde yeteri kadar sinema projesi yapıldı. Sadece algıda seçicilik yapılıp eleştiriye açık bırakılıyor. Film Doğu Anadolu’da geçse “Yeter artık bu töre filmlerinden sıkıldık!” denir mutlaka. Beni şaşırtan şey ise görüntü ve ses teknolojisinin bu türe göre çok temiz olmasıdır. Temizlikten kastım netlik. Bu da beklenmedik şekilde artı puan topluyor.
Filmde Erol Günaydın’dan sonra performansını en çok beğendiğim Vahide Gördüm, 1965 İzmir doğumludur. 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü birincilikle bitiren Gördüm, pek çok tiyatro, dizi ve sinema filmlerinde yer almıştır. Bu filmle de 14. Altın Koza Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanmıştır. “Anlat İstanbul”, “İyi Seneler Londra”, “Devrim Arabaları” sinema filmleri ve “Bir İstanbul Masalı”, “Hırsız Polis”, “Annem”, “Adını Feriha Koydum” dizileri Vahide Gördüm’ün kariyerinde öne çıkan projelerdir.
1933 Trabzon doğumlu Erol Günaydın’ın yer aldığı filmleri, dizileri, tiyatro oyunlarını yazmaya kalksam parmaklarda mecal kalmaz. Yer aldığı her projede varlığı bile yeterli oluyor. Üstelik canlandırdığı karakterlerin kendini tekrar etmemesi de hayranlığı arttıyor. Ömrü uzun olsun ki daha çok seyretme şansı bulabilelim.
2 Yorumlar