Vapura yetişmeye çalışanlar vardı o esnada.
Kimi işten eve dönecekti,
kimisi de buluşacağı sevgilisi tarafından terkedilecekti.
Elinde sevgilisine hediyesi,
aklında sevgilisi,
sevgilisinin aklında yeni sevgilisi...
Yetişmeye çalışıyorlardı işte, amaç:
bi'şeyler, bi'şeyler...
Başka bir yerde başka birisi
başka bir şehirde bir manavdan
biraz balık soğanı biraz da limon aldı o esnada.
Rakı, balık ve limonlu tahin helva.
Yaparlar bu sofrayı karı koca
her cumartesi akşamı.
Şarkılar, türküler, sevişmeler ve
bi'şeyler, bi'şeyler...
Haydarpaşa'da bir tren düdüğü
küçük bir çocuğu korkuttu o esnada.
Zaten hiç gelmek istememişti
teyzesini karşılamaya.
Sevmiyordu onu çünkü güldüğünde ağzı
çok büyük oluyordu.
Sesi de öyle bet ki,
"konuşarak bir adamı traş eder" diye düşünüyordu.
Ağzını kocaman açarak sarıldı çocuğa teyzesi sonra,
selamlaşmalar öpüşmeler ve daha bir sürü
bi'şeyler, bi'şeyler...
Bir kafede oturmuş kitap okuyan
genç bir kızı izliyordu o esnada
ayakkabı boyacısı.
Hayatın anlamını sandığında taşıyor gibiydi
ama rahatsız oldu kız ondan.
Gözlerini esirgedi.
Aşk geldi aklına boyacının.
Sevgi, mutluluk, huzur ve daha bir sürü
bi'şeyler, bi'şeyler...
Bu kadar farklı şeyler oluyorken o esnada
sen ve ben oturduğumuz bu masada
-ki dingildiyor sürekli
galiba bir ayağı kısa-
soğuyorken kahvemiz ve üşüyorken sigara,
bir sürü bir sürü seçenek varken o esnada...
...
Ne diye gidip de terketmeyi seçtin?
baykusedebiyati.blogspot.com
0 Yorumlar