Banner

Mavi Elbiseli Kız - Didem Soral'ın Anısına

Özgürlük ne demek?
Bu sorunun yanıtını dün gece Fatih'de boğazı kesilerek öldürülen Trans arkadaşımız Didem de bilmiyordu. Çünkü bize öğretilmemişti özgürlük. Biz bu kavramı yalnızca yılda bir kez yapılan Trans ve eşcinsel onur yürüyüşlerimizde hissediyorduk.
Artık rahat rahat bağır çağır şu şarkıyı söyleyebiliyorduk. Yanımda tüllü elbisesiyle duran transseksüel arkadaşımla aynı ağızdan ‘Hür doğdum hür yaşarım, kime ne kime ne… ‘

Şimdi Taksim Beyoğlu’na inseniz kimse benim ve arkadaşlarımın söylediği o şarkıyı hatırlamaz.Etrafta üç saatlik bir özgürlüğün bıraktığı yankılar da kalmamıştır.
Gülçeray’ın boynuna yapışıp kalan mor tüylü süsün izleri de.

Eylül Yıldız’ın da dediği gibi,  suskunluğun ardından ‘Biraz önce yaşadığımız şey yalnızca iki-üç saatlik bir mutluluktu’…
Hepsi bu kadardı işte. Hepimiz için bu kadardı, özgürlük ve mutluluğun birleştiği o iki-üç saat…

Dün Didem öldürüldü. Alt tarafı 24 yaşındaydı ve seks işçisiydi. Çünkü; bu ülke ona bu işi yapmaktan başka bir çare sunmamıştı. Çünkü; bu yurdun insanları, o dün gece 22:30’da boğazı kesilerek öldürülürken  gece sahurda ne yesek telaşında, Ramazan ayını karşılamaya hazırlanıyordu.
Bir insan yalnızca Transseksüel diye hayattan koparılırken hem de özgürlüğün anlamını daha öğrenemeden, Ramazan ayına ramak kala bu ülkenin bir başka kurbanı oluyordu.
 Mavi elbisesiyle objektife poz veren kız, artık yaşamıyordu.

Bir zamanlar Didem de çocuktu ve gelecekte seks işçisi olmayı hayal etmemişti. Belki de 30 yaşına geldiğinde bildiğiniz o büyük mesleklerden birinde özgürce çalışabilmeyi hayal etmişti.

Ve belki de ben 19 Haziranda Gülçeray’ın boynundaki mor süsleri temizlemeye çalışırken o yanımdan dans ederek geçmişti. Bize ayrılan üç saatlik mutluluğu özgürce yaşayarak ve biteceğini bilerek.

Bitti.