Banner

Canını yaktılar biliyorum. Burada okuyacaklarının acını azaltmayacağını da biliyorum. Amacım yalnız olmadığını hatırlatmak sana. Kandırılan, yalanlar söylenen, oyunlar oynanan bir tek sen olmadığını tekrar etmek istiyorum. Senin gibi milyarlarcası var ve bunun milyonlarcası senden daha fazla aldatılmış. Sen bu noktada düşünmeye başlamışken bu düşüncelerin de acını azaltmayacağını eklemek istiyorum. Hazin bir intikam planlamaktan uzaksın şu anda. Aklından sadece sana yapılanlar geçiyor. Bazen nefret ediyor, bazen yine de seviyorsun. Bu hayatı anlamadığını biliyorum. İnsanların neden bu şekilde davrandığını merak da ediyorsun.

Aslında önünde üç yol var. İlki görmemiş gibi davranmaktan geçiyor. Bildiklerini unutmuş gibi davranabilirsin. Oyunlar oynanmamış gibi, göz yaşların dökülmemiş gibi devam etmeyi bir kez daha deneyebilirsin. Bir kez daha diyorum çünkü bunu daha önce denedin sen. Olmayacak duaya çok amin dedin. En başından beri derinliklerinde ki bu yanlış diyen sesi nasıl şimdiye kadar bastırdıysan bir süre daha devam edebilirsin. Ancak daha çok acı çekersin. Hem de acın zamana yayılır, üzülürsün biliyorum. Başka ihtimal yok çünkü.

Bir diğer yol sana acı veren şeyi geride bırakmaktan geçiyor. Bu çok zor geliyor sana. Hayatına o kadar işlemiş ki onu bırakırsan eğer sende bir şey kalmamasından korkuyorsun. Belki de defalarca kez denedin bunu ama yapamadın. Yapamama sebebin gerekli cesarete sahip olmadığını düşünmen. Aslında büyüttüğün kadar zor bir seçim değil. Gemileri yakmak ileride tekrar gemilerin olmayacağını göstermez ama böyle düşünüyorsun. Seni çok iyi anlıyorum ve bu yüzden bu kararı alabileceğini söylüyorum. Eğer istersen devam edebilirsin ama bu tamamen senin istemene bağlı. Birisinin söylemesi veya burada okuyacağın bir cümle bunu sağlayamaz.

Sonuncu yol da öğrenmenle alakalı. Yalanları tanımayı öğrenebilirsin. Yalan söylemeyi de öğrenebilirsin. Oyunları öğrenmek kolay senin için. Hamleler basit. Satranç kadar karışık değil aslında. Yalan söylemeyi ve oyunları öğrendikten sonra kazanmaya başlarsın. Belki de çoktan öğrenmeye başladın oyunları. Kazandıkça sahte bir mutluluğa ve kazanmanın gururuna sahip olursun. Bir diğer taraftan ise şu anda acı çektiğin gibi başkalarına da acı çektirirsin. Nasıl şimdi sana acı çektirenler mutlu değilsin sen de mutlu olamazsın. Sahte bir yol bu. Sonu ağır olan, karanlık olan bir yol aynı zamanda. Ben çok yürüdüm bu yolda. Hem yalanları hem de oyunları çok iyi biliyorum. Bir süre sonra oyun oynamak istemeyeceğini de biliyorum. Bundan sonra başka bir seçim hakkının olmadığını da iyi biliyorum. Gidebileceğin en kötü yol bu. Mümkünse bu yolu seçme, benim yaptıklarımı yapma.

Canın yanıyor biliyorum ve bunun sebebinin ne yalanlar ne de oyunlar olmadığını da çok iyi biliyorum. Hayallerini yıktılar senin. Öyle bir parçaladılar ki bir daha hayal edemeyecekmişsin gibi geliyor. Bu yüzden zaten parçalanan hayallerinin kırıntılarına sarılıyorsun. Bir daha hayal edemeyecekmişsin gibi geliyor ama bunlarda yanlış. Hayal kırıklarını elinle tutup kendini kesmeye devam ettiğin sürece yapamayacaksın belki. Ancak onları bıraktığın zaman yaraların iyileşecek ve ilerleyebileceksin.

Kim olduğunu bilmiyorum veya canının neden yandığını. Nereden gelip nereye gittiğin konusunda hiç bir fikrim yok. Sadece canının yandığını biliyor ve bunun olmasını istemiyorum. Kendini yalnız hissetmemen için yazıyorum bunları. Sonuçta senin için yapabileceğim yok. Belki bu satırlar sana yazılmış diye yalnızlığın azalabilir. Belki bu satırları okuduktan sonra toparlamaya başlarsın kendini. Unutma sen çok önemlisin ve ben üzülmeni istemiyorum...

düş mezarlığı

Yorum Gönder

0 Yorumlar