İki kere okuduğum tek kitaptır, "İnsanları Seveceksin". Remarque'ın anlattığı kadar değilse de insanları severdim. Yani genel olarak. Herkes masum doğardı. Kimsenin elinde değildi kötü olmak. Hayattı bizi zıvanadan çıkaran. Bu yüzden herkese ikinci bir şans vermek gerekirdi.
Ama artık böyle düşünemiyorum. Şans çok kolay çıkmıyor insanın karşısına. Ve çıktığında bunu kolayca tepebiliyorsa insan, ona ne kadar güvenilebilir? Uzun bir zaman önce evlendiğim insanın adı bile "vefa"ydı. O kadar değerliydi benim için sadakat duygusu. Ama artık değil. İnsanlığa sadakatimi yitirdim artık. Çok önüne ardına bakmıyorum insanların şimdilerde. Neler getirmiş, neler götürecek. Daha doğrusu bakmamaya çalışıyorum. Özde "değerli" olan hiç birşey yok çünkü. Kalmamış. Yavan ve kuru kalıplara dönüştürülmüş her şey. Doğanın dinamiklerinden uzak, doğal olana yabancılaşmış insan sürüleri var ortalıkta.
İnsanların diğerlerine olan saygısızlığını detaylandırmak bile anlamsız geliyor şu an. Ama bir yerlerde yanyana olmak zorunda kaldığımız, yürürken çarpıştığımız insanların umursamazlığının sınırsızlığı beni dehşete düşürüyor.
Evet, artık sadakat duygumu kaybettim insanlara. Onlara değer veremiyorum. Bir böceğin çabasını, bir otun asilliğini çoktan yitirmiş insanoğluna güvenmiyorum artık. Hem de hiç.
0 Yorumlar