Narcisse ve Sakura
"goncanın güle dönüşüdür dudağım,
kelebeğin kanat çırpışı gülüşüm,
kiraz çiçeği tomurcuğunun,
dudağımda patlamasıdır öpüşüm…"
o gün kiraz çiçeği ile ilgili çok güzel bir şiir okuyup öyle çıkmıştım evden.. yazılarım için gerekli olan bir program cd sini almak üzere Avcılar'a gidiyordum..
evden çıkmadan önce okuduğum şiir bir türlü bırakmıyordu zihnimin yakasını ve dönüp dolaşıp geliyordu dilime..
*Narcisse'in suda kendi aksini görüp büyülenmesi ve kendine aşık olması gibi; ben de şiirin etkisiyle otobüsün camına vuran aksime bakıp, kendime vurulup narsistçe gülümseyince, içimdeki şiirin sözleri gitti ve bu yazıya başlarken yazdığım kendi şiirimin sözleri bir bir sıraya dizilmeye başladı..
hemen çantamı açıp kağıt-kalem aradım ama yoktu yanımda.. Avcılar'a gidene kadar unutmamak için sürekli tekrar ettim durdum.. bakmazsam unuturum ve uçar gider bu güzel an'ı kayıt altına alacak olan sözler diye sürekli dudaklarımın camdaki aksine bakıp gülümsedim ve tekrar ettim.. tekrar ettikçe gülesim geldi, güldükçe tekrar ettim durdum..
Avcılar'a iner inmez kırtasiyeye koştum.. bir kağıt ve bir kalem alıp not ettim dizeleri.. deli gibi kendi kendime gülüp tekrar etmekten kurtulduğum için de derin bir oh çektim..
insan yalnız olunca, hele ki benim gibi duygusal bir kadın yalnız olunca mecburen kendine aşık oluyor ve böyle delilikler kaçınılmaz oluyor.. en güzeli de kendine duyduğu aşk karşılıksız kalmıyor ve ilham perileri sarıyor ruhunu..
hem insanın kendini aşkla sevmesi neden delilik olsun ki, neden ayıp olsun ki.. hiç tanımadığımız birini bulup ölesiye sevmek mübahta, kendimizi aşk ile sevmek günah mı.. hiç değil bence, hem de hiç değil..
başkalarında gördüğümüz güzelliklere çarpılmak, vurulmak hatta ölmek akıllılık oluyor da kendi güzelliklerimize vurulmak delilik mi oluyor..
oysa her insanın şiir yazılası bir güzelliği, bir özelliği mutlaka vardır..
kiminin gözleri güzeldir, kiminin sözleri,
kiminin sesi, kiminin nefesi,
kiminin saçı, kiminin başı,
kiminin kirpikleri, kiminin kaşı..
kiminin kulakları güzeldir, kiminin şakakları,
kiminin dişleri, kiminin dudakları,
kiminin elleri, kiminin ayakları,
kiminin boynu, kiminin burnu,
kiminin boyu posu, kiminin RUHU..
insan kendini sevmek istesin yeter ki başlayacak güzel bir yerini bulur ve gün gelir kendine ait olan her şeyi sevmekle tamamlar bu sevgi çemberini..
bugün sevgililer günü..
sevgilinizi ne kadar çok sevdiğinizi tahmin etmek zor değil.. ben de sevdim zamanında, hem de çok sevdim.. adam gibi değil, kadın gibi; ruhumla sevdim.. sevdiğim adamların güzelliklerine çarpıldım, vuruldum hatta öldüm (yiğidi öldürürüm ama hakkını yiyemem, ikisi de güzeller güzeliydiler).. onlar benim tarafımdan böyle sevilmeyi haketti de ben kendimi böyle sevmişim çok mu, bu delilik mi.. hiç değil, hem de hiç değil.. az bile..
bu aşk ve sevgiye ayrılmış günde; kendi güzelliklerimi keşfettikçe daha da büyük bir aşkla sevebilmeyi diliyorum kendimi..
siz de benim gibi sevdiklerinizin güzelliklerine çarpılıp, vurulup hatta ölüp kendi güzelliklerinizi görmek ve kendinizi aşkla sevmek için çok geç kalmayın.. şiir yazmanız da şart değil, güzelliklerinizi keşfetmeye bir yerden başlamanız yeter..
sevgiyle ve aşkla kalın..
önce kendinizi sonra varolan her şeyi; sevgiyle ve aşkla sevin..
sevgililer günümüz kutlu olsun..
*Narcisse, bir gün av ve yaz sıcağının yorgunluğu ile sakin ve şeffaf bir pınarın başına gelir. Su ayna gibi parlaktır. Narcisse su içmek için eğilir ve berrak suya yansıyan yüzünü görür. Suda aksini görüp büyülenen Narcisse hareketsiz kalır. Adeta aşkla aksine bakar, hiçbir kuvvet onu ordan ayıramaz. Yavaş yavaş, güneşin altındaki buz gibi, rengi solar ve erimeye başlar. Güneş onu yakarak bitirdiği zaman kızkardeşleri onun için ağlayarak mezarının üstüne koymak için saçlarını keserler. Cesedi götürmek için hazırlandıkları vakit, onun yerinde sarı ve beyaz bir çiçek bulurlar ki bu çiçek onun adını taşıyan nergistir..
neyse ki ben Narcisse kadar abartamadan inmek zorunda kaldım otobüsten.. yoksa kendime bakıp bakıp, şiirimi tekrar edip dura dura eriyip sakura (kiraz çiçeği) olmam hiçten bile değildi..
Hülya Bilge GÜLTEKİN
2 Yorumlar