Banner

Çocukluğumun süper kahramanları


Her çocuk gibi yaşadığımız dönemden sahte kahramanlar edindik. Kimisini kitaplardan, kimisini sinema filmlerinden, kimisini çizgi romanlardan. Ama bir de hayatın içinde yaşayıp gördüğümüz iki kahraman daha aktaracağım size.

I
Çocukluğumun geçtiği kasabada yüksek bir tepeden atılırdı Ramazan topu. Bu topu atan ise belediyede çöpçü olarak çalışan bir amcaydı... O dik tepeye iftardan önce arkadaşlarla toplanır, yüksekçe bir su deposunun üzerine çıkar ve onun topu atmasını beklerdik. Top patladığında deponun üstüne falan gökten toprak, kum yağar ve biz tam o anda deponun tepesinden atlayarak dik bir yokuştan evlerimize koşardık.

Nefes nefese eve gelir, nerde kaldın yaramaz sorularına aldırmadan oruçlarımızı açardık. Ramazanlarda teravih sonrası kapı zili çalıp kaçmaktan sonra en büyük eğlencelerimizden birisiydi bu. Gitmediğim bir akşam arkadaşlar top patlar patlamaz büyük bir feryat duymuşlar. Amca yeterince uzaklaşamamış ve iptidai bir şekilde taşların ortasında açtığı bir çukurda patlayan barut karışımı bir bacağını koparmış...

Yıllarca tek ayakla yaşadı o amca. Dilenmedi, yine çalışmaya gayret etti ama belediyeden emekli ettiler malulen. Bir daha o tepeye gitmedim. Zaten top da farklı düzeneklerle atılmaya başlandı ama o amcayı ne zaman görsem hep bir savaş gazisi gibi gözüktü gözüme, onunla hep gurur duydum.

II
Rahmetli babam her şeyin iyisini almayı severdi. Bu yüzden bakkalımız manavımız kasabımız ayrıydı ve en ufak bir yamuk yaptıklarında babam değiştirirdi. Kasabımız alkolik bir abiydi. Genç yaşta öldü. Çok içerdi ama kimseye zararı olmazdı. Ramazan'da ise içkiyi bırakır, namaza başlardı.

Bir gün babam beni kıyma almaya gönderdi. Koşarak gittim ve kıyma istedim. Belki içerideki müşterileri beklemedim diyecem ama bekledim sıramı. Kasap abi sert bir sesle "yok kıyma" dedi. Bozuldum ama bir şey de diyemedim. Geldim babama aktardım durumu. Babam belki iyi et yokmuştur dedi ama kasap abiye uğramış iftardan sonra...

Geldiğinde babam dedi ki. "sen dükkâna girdiğinde selam vermemişsin" artık büyüyorsun selam vermen gerek. Kasap abin o yüzden "selam vermeyen çocuğa kıyma vermem ben" dedi bana. Önce bir bozuldum. O güne kadar pek dikkat etmediğim selam işini Alkolik diye pek de iyi gözle bakmadığım Kasap abiden öğrendim. Kendisine minnettarım.

III
Bugünlerde yaşlı bir teyze geliyor işyerine. Arkadaşlarla birlikte sattığı çakmak, cevşen türü şeyleri alıyoruz. Her yer cevşen dolmasın diye ben kalem ve çakmak alıyorum. Durumunu anlatıyor. Çok sık uğramaz yani Ramazan'da türeyen tiplerden değil. Temiz yüzlü. Oğlu kanser tedavisi görüyor ve kadın onun için çırpınıyor. Son günlerde gözümde büyüyen isimsiz kahramanlardan biri de o teyze...

.......................................................
isteyene MİM: Siz de isimsiz kahramanlarınızı yazınız.

Yorum Gönder

2 Yorumlar

Pabuç dedi ki…
İsimsiz kahramanlar hayatımızdan eksik olmasın inş.
feyzullah kırca dedi ki…
kimleden ne öğreneceğimiz ve zaman öğreneceğimiz belli değil. her an her şey öğrenilebiir. öğrenmenin de yaşı yok. eline sağlık erkan beyy.selamlar