ırmak;
kalbini kırmak gibi olmasın
bir yığın kendime yaşadım ben.
şiirler okudum sapsarı kedilere
sivri bıyıklılardan,
papir geçti asfalttan
- rapdabarap rapdabarap-
bir gramofon öldü,
- kedi gözü de kanar-
telsizler nefret kusuyordu aynı saatlerde.
. . .
hiçbir frekansı çekmedi beyni kedinin
yağmurlu coğrafyalarda edilen dua gibi,
apolet vardı omuzlarında
ki
egoizmin iğfal ettiği omuzlardı.
orkestrasız bir şefti kapılarımız,
tuşları kırıktı.
. . .
ırmak,
kalbini kırmak gibi olmasın.
nefret akıyordu şakaklarından,
mimlenmişti kalpleri,
bir gece sonra
- geceler şırrrak-
basılmak üzre.
. . .
ırmak,
kalbini kırmak gibi
olmasın.
0 Yorumlar