Tanrı –sus- dedi.
-Sevgi senin işin değil-
Sustum..
Adımı deliye çıkaracak kadar sessizliğe büründüm.
-Yanlış yaptın-dediler.
Yaşlarımı Azrail e emanet ettiğini söylediler..
Toprak altı düşlerimle yürüyorum,
Her adımım da bir tanesi değerini kaybediyor.
Canımın yandığını hissediyorum!
Ama senin ki kadar değil!
-Sev- diyor Tanrı,
-Bilmediğini yapmaya çalış-
-Varsa bir sır(ın) sevdiğine kalsın-
Saklıyorum Tanrı ya…
'Gerçek' diye yakarıyorlar.
Gerçek diyorum;
Kaçmakmış kendinden,
Saklamakmış saç tellerini gözlerinde,
-Göz yaşlarınla konuşmayı öğrenme- dedi.
-Nerede bırakacağın belli değil,
Yürekten geliyorlarsa eğer-
Toprak altı düşlerimle yürüyorum,
Her adımımda bir tanesi değerini kaybediyor.
Ne çok biriktirmişim sana dair.
Anlayamazsın diyorum!
Gökyüzünden neden korktuğumu.
Korkuymuş ölmek,
Ölmek korkusuymuş sevginin.
Ayrılıkla perçinleştirilenmiş ölüm.
Ayaklarının altından kayıp giden dünyanmış
Anlayamadığın!
'Gerçek' diye yakarıyorlar.
Gerçek diyorum;
Bir kere düştün mü korkmamakmış düşmekten!
Ayağa kalkmak için direnmemekmiş!
Sövmek istemekmiş kendine!
İpi kendi boynuna dolamakmış!
Uzaktan bakamamakmış kendine!
Kendi içine kudurmakmış!
Yaralarının altına saklanabilmekmiş yağmurdan kaçarken!
Vazgeçmekmiş üzülmekten!
Kendini kendine akıtmakmış!
Paramparça dünyalar edinmekmiş kendi içinde!
Yanarken ben;
Sorgulamakmış geride kalan gölgeleri..
Kapı arasından giren tozları görebilmekmiş!
Rüyalarına çağırmakmış duaları!
Zamanın dan eksiltmekmiş ölümün!
--
12/26/2010 12:10:00 AM tarihinde Ruhumun Cesareti tarafından 1mk adresine gönderildi
0 Yorumlar