Bir melek...
Havada bir bekleme kokusu var. Ağır, karamsar ve soru dolu. İşte tam da o anda, aniden bastırıveren bir yaz yağmuru gibi geliyor, hazırlıksız yakalayıveriyorsun herkesi, beyaz duvarlı bu hastane koridorunda. Bir melek gibisin, bu dünyaya ait değilmişcesine bukle bukle saçlarından, deniz gözlerinden, herkese cömertçe dağıttığın gülücüklerinden, o ufacık ellerinden orada bekleyen herkesin, hepimizin yüzüne, gözlerine, ellerine, üstüne başına umut bulaştırıyorsun. Yaşamın o taze, yeni, iç gıdıklayıcı kokusunu bırakıveriyorsun yanıbaşımıza. Aşk oluveriyorsun bir anda. Aşık ediyorsun. Ah küçüğüm, bir bilsen tek bir gülüşünün aşkına kaç kişinin yaşamın kıyısından dönüp de tekrar hayata dahil olduğunu...
Bir şehir...
İçindeki şehire sor iyisi mi sen, o söylesin sana diyor, umutsuz ve yorgun gözlerime bakarak. Bugüne kadar kaç sokağından geçtiğini ömrünün, kaybolduğunu sandığın yollarında kaç kaldırımına davetsizce çöküp kaldığını, ve her seferinde yeniden toparlanıp ayağa kalktığını...İçinde kendini hala toparlayamamış bir şehir var ve eğer o biterse sende bitersin görüyorum. Ama biliyorum ki sende, içinde bir yerlerde hala, yıkılmış, talan edilmiş bu koca yüreği yeniden kuracak kadar büyük bir aşk da var...
Bir dünya...
Bugünle yarın arasında koca bir dünya var. Her kaybettiğimde seni bana yine bulduran ve her bulduğumda beni sana yeniden başlatan koca bir dünya. Aşk zaman tanımıyor biliyor musun her an yine, yeni ve yeniden başlıyor bugünle yarın arasında...
Bir insan...
Varlığıyla yok etmemek için yokluğuyla yaşatan insanlar tanıyorum, diye bitirdi sözlerini. Hem de gerçekten seven, sevmeyi bilen insanlar...Nasıl diye sordum. Anlatılmaz ki bu, dedi. Kimi zaman aşkın öldürdüğü anlar vardır. Ve insan katil olmamak için sessiz sedasız giden olmayı seçer, ardında tamamlayamadığı cümlelerin günahını onu öldürerek temizleyen yürekler bırakarak...
Bir güzel...
Başka bir hal var bugün üzerinde, sanki başka bir parıltı, başka türlü bir güzellik...Nasıl demeli, kocaman bir yaşam gelip de yerleşmiş sanki içine, birken iki olmuş gibi, ve ne zaman yüzünü bana çevirse gözleri aşk bakıyor, aşktan bakıyor.
Hala aşk...
Var mı diye soruyorsun bana. Var diyorum. Hemen burada, bak yanıbaşında, avuçlarının arasında, sokakta, belki de her köşe başında, bir çocuğun gözlerinde, bukle bukle saçlarında, yaşama telaşında, o telaşın şaşkınlığında, gökyüzü mavisinde, toprak kokusunda, bir şehrin tam kalbinde, yüreğinin tam da ortasında, gördüğün her yerde, görebileceğin her zamanda...Evet hala aşk var sen görmek istedikten sonra...
*Bir melek, bir şehir, bir dünya var mı...Bir insan, bir güzel, hala aşk var mı...diyor ya hani Redd bir şarkısında, işte ona dair birkaç kelime...
**Görsel: Deviantart
**Görsel: Deviantart
4 Yorumlar
ve çok teşekkür ederim. bir kahve de borcum olsun artık :))
Boşalttığın yere ne koyduysam dolmuyor;
Dakka başı bir off içimden hiç eksik olmuyor...
Her neyse , özledim seni ...
Her neyse , işte
böylesi hayat nereye kadar...
Budur efendim , son dönemde başa sarıp dinlediğim...
Ben bu çocukları seviyorum.Nejat Baba'nın dediği gibi : Mana ve ruh var sözlerinde..